İblis

528 104 87
                                    

Sibirya

"Biraz gergin görünüyorsun." dedi zırhlı adam, zırhının kask kısmını açarak. Gözlerini karşısındaki süper askerler arasında gezdirdi. "Uzun bir gün oldu." diye yanıtladı yüzbaşı.

"Rahat asker, kimse kimseyi öldürmeye gelmedi." dedi Tony alayla, çavuşa dönerek. Fakat ne çavuş ne de Tony'nin arkasındaki genç kız silahlarını indirmedi.

"O zaman neden geldin?" diye sordu Steve, tereddütle. Merdiven basamaklarını inerek zırhlı adama yaklaştı.

"Hikâyeniz o kadar çılgınca olmayabilir. Belki." dedi Tony, ılımlı bir sesle.

"Bur'da olduğumuzdan Ross'un haberi yok. Öyle kalsın." dedi esmer adam kafası ile arkasındaki sarışın kızı işaret ederek. Ardından yanındaki destek kolonuna yaslandı. "Yoksa hem Sylvia'yı hem de kendimi tutuklamam gerekir."

"Doğru, bu da bir sürü evrak işi demek."

Genç kız, yüzbaşının cevabına göz devirdi.

"Seni gördüğüme sevindim, Tony."

"Ben de seni, yüzbaşı."

Kısa selamlaşmanın ardından Tony, hâlâ kendisine silah doğrultan Barnes'a döndü.

"Ah! Mançuryalı Aday. Canımı sıkıyorsun. Burada ateşkes var. Silahını bırak!" diye çıkıştı.

Yüzbaşının da onayı ile çavuş silahını indirirken bu sefer genç kıza döndü yüzbaşı. Uyarı dolu bakışları sarışın kızda gezindi kısa bir süre.

Genç kızın yüzünde ise hiçbir mimik oynamazken silahını indirmedi. İndirmeyecekti de. Artık güvende değildi. O günden sonra hiç güvende olmamıştı.

Yüzbaşı, kızın inadını bildiği için bakışlarını genç kızdan çekti.

...

Dörtlü oldukça temkinli adımlarla ilerliyordu. Sylvia kendisini, göreceklerine hazırlamaya çalışırken diğerlerine göre biraz daha arkadan ilerliyordu. Şu an yalnızdı. Kendisini hem Zemo'ya karşı hem de birkaç metre uzağında ilerleyen 3 adama karşı korumalıydı.

Burayı yeterince iyi biliyordu ve olası bir saldırıda kendini nasıl koruyabileceğini düşünüyor, olasılıkları hesaplıyordu.

Öndeki üçlü yavaşladığında Sylvia, geldiklerini anlamıştı. Tony ve Steve, geniş alana girdiklerinde çavuş, arkasını döndü. Hareketleri Sylvia'yı korkutmamak için olabildiğince yavaştı.

Genç kızın tepkisini izledi. Ne yapacağını anlamaya çalıştı. Burada yaşananların ne kadarını hatırladığını görmek istedi.

Genç kızın zihninde ise görünenin aksine şiddetli fırtınalar vardı. Üssün her köşesinde yaşanan anılar...verilen sözler...tenine dokunan eller vardı.

Burası, onun yeryüzündeki cehennemiydi. Ve karşısındaki nam-ı diğer Winter Soldier tam olarak burada, onun iblisi oluyordu. Burada, onlarca yaşanmışlık içinde ölüyor gibi hissediyordu. Zihni geçmiş yaşanmışlıkları bir bir önüne sunuyor ve Marin'in kontrolden çıkmasını sağlıyordu.

AVENGERS || Winter NightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin