♬ Control ~ Halsey
1 Ocak 2015
Sibirya-HYDRA Üssü
21.42
Night Soldier || Solveig MarinUzun koridorda adım sesleri yankılanıyordu. Soğuk hava, duvarlardan geçerek tenime daha da işlerken ben bakışlarımı elimde tuttuğum bıçaktan çekmemiştim. Bıçağın keskin kısmını yavaşça parmaklarıma sürttüm. Zihnimdeki boşluk beni karanlığa mâhkum ederken bu boşluğu doldurmanın yollarını arıyordum. Bu sırada adım sesleri netleşmiş ve yakınlaşmıştı. Odanın kapısından gelen birkaç kilit sesi ile iki kanatlı demir kapı, tiz bir ses ile yanlara doğru açılmaya başlamıştı. Duruşumu dikleştirdim. Gelen asker ile bakışlarım tekrar elimdeki bıçağı bulurken asker emri dile getirmişti: "Asker, Komutan Rumlow seni çağırıyor."
Başımla onu onaylarken elimdeki bıçağı botumun içine yerleştirdim. Oturduğum alçak yataktan kalkarak askerin cam hücrenin kilidini açmasını bekledim. O, cam duvar üzerinde bulunan şifre sistemine giriş kartını okuttuğunda cam hücrenin ön duvarı iki yana açılmış ve geçmeme izin verilmişti. Hücreden çıktıktan sonra geniş ve loş odanın açık olan demir kapısından da çıkmış ve koridorda yürümeye başlamıştım. Uzun koridorda yürürken asker de arkamdan geliyordu. Kulaklarıma ulaşan çocuk çığlıkları beynimi tırmalıyordu. Anılar gözümün önüne kesik kesik geliyor ve sonra tekrar siliniyordu.
Koridorun sonuna geldiğimizde komutanın ofisi tam karşımdaydı. Ofisin adamantiyumdan yapılmış, iki kanatlı, geniş kapısı; içimde hiçbir duygu oluşturmamıştı. Aksine bu kapılar bana duygusuzluğu anımsatıyordu. Bu sırada arkamda yürüyen asker, nöbet yerine geri dönmüştü. Ben de önüme dönerek birkaç adım daha atmış ve adamantiyum kapıyı tıklatarak ofise girmiştim. Tek bir kelime etmeden sadece ofisin ortasına doğru adımladım. Gözlerimi, masanın arkasındaki siyah deri koltuğuna oturmuş Rumlow'da gezdirdim. O sırada oturduğu siyah deri koltuktan kalktıı Rumlow. Bana doğru ilerledi ve tam karşımda durdu. Elinin tersi ile yanağımı okşadı şefkatle. Nefret ettim bu yakınlıktan, yine de bozmadım dik duruşumu. Bunu öğretmişlerdi bana, bunu istemişlerdi benden. Hiçbir mimik oynamadı yüzümde. Onun da istediği buydu zaten. Her hareketi sınavdı benim için. Her hareketi tehlikeydi. "Görevin var asker." diye mırıldandı, sırf göz boyamak için kullandığı bir şefkatle.
Gözlerime baktı sanki bir şey ararcasına. Belki de korku aramıştı gözlerimde. Fakat ben ondan korkmayı bırakalı uzun zaman oluyordu. Yavaşça arkasına dönerek masasının üzerindeki dosyayı aldı ve bana uzattı. Verdiği dosyayı açarak içindeki bilgileri okumaya başladım. "Alexander Goodwin Pierce." diyerek söze başladı Rumlow, tekrar siyah deri koltuğuna otururken. "HYDRA'nın saygın bir ajanı." diye devam ettirdi sözlerini. Ben ise gözlerimi, dosyanın sağ üst köşesine ataşla tutturulmuş fotoğraftan çekmeden komutanı dinliyordum. "Yani, eskiden öyle idi. HYDRA, zamanında onu gizli bir görev için SHIELD'e sızdırdı. Fakat o, HYDRA tarafından görevden alınmasına rağmen geri dönmedi ve sonrasında görev raporu vermeyi kesti. " dedi, sesindeki ifadesizlik ile. Bakışlarımı dosyadan çekerek ona yönelttim. "Yeni görevin bu. Onu yakalamanı istiyoruz. Ona kim olduğumuzu hatırlatmalıyız." dedi yüzümü incelerken. Buna karşılık "Ölü mü?" diye sordum duygusuzca. Uzun zamandır konuşmadığım için çatallı çıktı sesim. Yine de aldırış etmedim. Şu an bundan daha önemli konularım vardı. "Ölü." diye yanıtladı beni, yüzümü diklatle tararken.
Emri anladığımı belli edercesine hızlı bir baş hareketiyle onu onayladım. Yeni görevim buydu: Alexander Goodwin Pierce'i öldürmek. Son kez dosyadaki fotoğrafa baktım. Adamın yüzünü aklıma kazıdım ve dosyayı kapatarak Rumlow'a geri verdim. Sonrasında ise hızlı hareketlerle ofisten çıktım. O adamı bulacak ve bulduğum yerde öldürecektim. Sonrasında ise, bir sonraki göreve kadar yeniden dokunulmaz olacaktım.
1 Ocak 2015
Newyork-Avengers Binası
23.37White Wolf || James Buchanan
Tüm Avengers ekibi, kulenin toplantı salonunda toplanmıştı. Herkes uzun dikdörtgen masanın etrafındaki koltuklardan birinde oturuyordu. Fury ise masanın başında oturuyordu. Yüz hatlarındaki ciddiyet, birazdan anlatacağı olayın önemini açıklamak için gayet yeterli oluyordu. Fury, elinde tuttuğu dosyayı açtı ve boğazını temizledi. "Yeni bir tehditimiz var. Yeni nesil bir suikastçı." Herkesin rahatlayan ifadesine rağmen siyahi adamın gözlerinde devam eden ciddiyet erken davrandığımızı haykırıyordu. "Hadi ama, cidden mi? Ben bir suikastçı için mi bu kadar gerildim?" diye sitem etti Stark, yüzünü buruştururken. "Erken konuşuyorsun." diye mırıldandı Fury. "O hâlde konuya girmeye ne dersin?" diye sordu Stark bilmiş bir tavırla. Bu adam cidden insanlara kafa tutmaktan haz alıyordu. Fakat bu, şu anlık işimize yarayabilirdi. Çünkü ben de en az onun kadar bu konuyu merak ediyordum. Bakışlarımı Stark'tan çekip tekrar Fury'e yönelttim.
Fury, elinde tutuğu kumandadan bir tuşa basarak toplantı salonunun duvarına birkaç hologram yansıttı. Bakışlarım hologramlardan birisini bulduğunda kanımın çekildiğini hissettim. Bedenim kaskatı kesildi o an. Hologramdaki kadının gözlerini tanıyordum. Her gece rüyama giren fakat hiç görmediğime emin olduğum o kadın, şimdi karşımdaki hologramda duruyordu. Sağ gözünün ılık mavi tonu ve sol gözünün su yeşili olarak adlandırılabilecek rengi rüyamdakiler ile birebir aynıydı. Peki bu kadın kimdi? Aklımdaki soruyla Fury'e döndüm. Bir açıklama yapacaktı değil mi? "Night Soldier." diye başladı cümlesine. "Bir Rus suikastçısı. HYDRA adına çalışıyor." diye devam ettirdi cümlesini. O an bazı taşlar oturmaya başladı yerine. "Bu zamana kadar resmi kayıtlarına hiçbir suç işlenmemiş. Fakat SHIELD dosyalarına göre 87'si dünyaca ünlü iş insanı olmak üzere 453 kişinin cinayetinden sorumlu." dedi Fury. "Wow, bu büyük bir sayı." dedi Sam, her zamanki geveze tavrıyla. Herkesin bakışları kısa bir süreliğine Sam'e kaysa da sonrasında yeniden konuya dönmüşlerdi.
"Buraya kadar her şey, bir yere kadar normal fakat asıl konu güçleri." diye devam etti Fury ve açıklamaya koyuldu. "HYDRA, Dark Side Programı, denek 1271. HYDRA, onu uzun bir süre deneylerinde kullandı. Fakat hâlâ deneylerin içeriğini tam olarak bilmiyoruz. Ancak tahminimiz, doğada var olan mutantlardan alınan kanların enjekte edildiği yönünde. Nasıl oluyor bilinmez, kanı tüm mutant kanlarıyla eşleşme gösteriyor. Yani anlayacağınız üzere birden fazla mutantın gücüne sahip." Elindeki kumandadan bir tuşa daha bastı. Bir kamera kaydı oynatılmaya başladı sol taraftaki hologramda. Kayıtta yer alan tarih, birkaç ay öncesine, 2 Eylül tarihine aitti. Cızırtılı bir görüntü ile başlıyordu kayıt. Bir kadın kameranın kararına giriyor ve o yaklaştıkça görüntüdeki parazit artıyordu. Birkaç saniyenin ardından ise kız kamerayı fark ediyor ve metrelerce uzakta olmasına rağmen tek bir el hareketiyle kamerayı parçalıyordu. Ve kayıt burada bitiyordu.
Herkes tehlikenin ciddiyetini anlamıştı şimdi. Odaya gerginlik hâkim olurken "Eğer onu kendi tarafımıza çekebilirsek gelecekteki tehditler açısından da bize avantaj sağlayacaktır." dedi Fury. "Onu nasıl bulacağız?" diye sordu Natasha, hâlâ üzerindeki şoku atlamışa benzemiyordu. "Tahminlerimize göre Night Soldier'ın bir sonraki hedefi Alexander Pierce." diye yanıtladı Fury. "Ne yani, Bay Pierce'ı yem olarak mı kullanacağız?" diye sordu Steve. Anlaşılan bu fikir hoşuna gitmemişti. "Hayır tabii ki, fakat en azından onu, Night Soldier'ı kendimize çekmek için kullanabiliriz." Steve onaylamayan gözlerle dinledi Fury'yi. "Ancak başkana dikkat edin, ona zarar gelmesin. Çünkü bu sefer gerçekten kıçınızı kurtaramam." diye devam ettirdi Fury cümlenin sonuna doğru gülerken. "Peki bu 'Pierce'ı koruma işi'ni neden SHIELD yapmıyor?" diye sordu Stark tek kaşını kaldırarak. "SHIELD binası ne kadar güvenli olsa da Avengers kulesinin çok daha güvenli olduğunu inkâr edemem." dedi Fury. "Oh, bunu iltifat olarak alıyorum."
Fury odadan çıktıktan sonra Steve "İki gruba ayrılalım, bir grup başkanı kuleye getirsin. Diğer grup ise kulede kalıp tetikte beklesin." diye bir fikir sundu ekibe. "Peki ya, Night Soldier'ın ne zaman harekete geçeceğini nereden bileceğiz?" diye sordum. Stark işaret parmağı ile kayıttaki ve hologramdaki tarihleri işaret etti. "Her kim suikast emirlerini veriyorsa tarihler belirli bir düzende. Suikastler her ayın 2'sinde gerçekleşiyor. " dedi. Stark'ın bunu söylemesi üzerine hologramda görünen güncel tarihe baktım. Tarih, 1 Ocak'ı gösterirken "Yarın." diye mırıldandım. "Pekâlâ, sanırım planı daha hızlı yapmalıyız." dedi Barton endişeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Aventura"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...