3 Aralık 2014
Avengers Binası-New York
11.08
Night Soldier || Solveig MarinGözlerimi yavaşça açarken başımdaki ağrıyla kısık bir inilti çıktı dudaklarımdan. Tanrım! Başım çok ağrıyordu.
Vücudumdaki ağrıyla kıpırdanmaya çalıştım. Fakat başaramamıştım. Gözlerimi biraz daha açarken demirlerle bağlı olduğumu fark ettim. Hey! Ben neredeydim?
Cam bir kapsülün içerisindeydim ve kapsül de aydınlık bir odanın içerisindeydi. Tek gördüğüm buydu.
O sırada gözlerim, kapının yanında dikilen Çavuş Barnes ile kesişmişti.
Onun da bakışları bendeyken bakışlarımı ondan kaçırmıştım. Kesik kesik gelen anılar gerçeği yüzüme vuruyordu. Kontrolü yine kaybetmiştim. Ve kim bilir neler yapmıştım.
"Kimseyi öldürdüm mü?" diye sordum kısık bir sesle.
Çavuş, yanıma doğru adımlarken kapsülün tam önünde durmuştu. "Beklediğim soru bu değildi." dedi ve hafif bir tebessüm etti. Sonrasında yüzümdeki ifadeyi görerek ciddileşti ve "Fakat yine de çok merak ediyorsan kimseyi öldürmedin." diye devam ettirdi cümlesini.
Derin bir nefes aldım.
Tamam, en azından kara listeme bir isim daha eklemedim.
Bakışlarım bileklerimde gezdikten sonra yeniden onu buldu. "Bana ne yapacaksınız?" diye sordum usulca.
Bakışları yüzümü taradıktan sonra yeniden gözlerimde durdu. "Bu konuyu, içeride görüşüyorlar." dedi o da.
Kafamla onu onaylayarak gözlerimi kapattım ve kafamı kapsülün arka duvarına yasladım.
...
Beni o kapsülden çıkartmışlardı. Fakat bileklerime manyetik bileklikler takmış ve güçlerimi önlemişlerdi.
Şimdi ise ortak salonda oturuyorduk. Kimseden ses çıkmazken ben parmaklarımla oynuyordum.
Şu an çok gergin hissediyordum. Buradan kaçamazdım. Kaçsam bile nereye gidecektim ki?
HYDRA'ya geri mi dönecektim? Görevi tamamlayamamıştım ve bu sefer Rumlow cidden canıma okurdu.
Kesik bir nefes alarak başımı yavaşça yukarı kaldırdım. Herkesin bakışları üzerime dönerken stresle yutkundum.
"Beni öldürecek misiniz?" diye sordum fısıltıyla. Beni duyduklarına emindim.
"Aslında bana kalırsa, seni hükümete teslim edecektim ve ömür boyu hücrelerde sürünecektin." dedi Tony Stark.
"Fakat onlar senin iyi biri olabileceğini düşünüyor." diye devam ettirdi sözünü, başıyla salonda oturan ekibi gösterirken.
Peki bu, ne anlama geliyordu?
"Durum şu, sarı kafa : ekibe hoş geldin." dedi Natasha Romanoff.
Bana 'sarı kafa' demesiyle yüzümü buruştururken o bana bir sırıtış göndermişti.
...
Olaylar, o andan sonra çok hızlı gelişmişti. Öyle ki şu an Natasha'yla birlikte antrenman odasında dövüşüyorduk.
"Düşündüğümden daha çetinmişsin." dedi Natasha, sağ bileğimi sırtıma bastırırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Aventura"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...