15 Mayıs 2016
Wakanda
23.48
Night Soldier // Solveig MarinSessiz karanlık, uzun bir aradan sonra yerini derinlerden gelen hıçkırık seslerine bıraktı. Sesler giderek netleşmeye başladığında hıçkırık seslerine ritmik kalp atışları eklendi.
Neler olmuştu? En son hatırladığım şey yüksek bir yerden düştüğümdü...
Yoksa Zemo beni ele mi geçirmişti? O deneylerden bir daha istemiyordum!
Bedenimi hareket ettirmeye çalıştığımda hiçbir şekilde kımıldayamadım. Bileklerimi sıkan derileri ve göğsümün üzerindeki baskıyı hissedebiliyordum.
Dudaklarım susuzlukla aralanırken kısık bir inilti çıktı dudaklarımdan. Canım çok acıyordu. Kaburgalarımdaki ağrı ve kafamın arkasındaki keskin sızı, acıdan dişlerimi sıkmama neden olacak kadar fazlaydı.
Bu sırada duyduğum hareketlilikle bedenim kaskatı kesildi. Burada biri vardı. Acaba uyumaya devam etsem gider miydi?
"Sevgilim?" diye bir ses duydum. Sesindeki umut ve çaresizlik o kadar tezattı ki ne hâlde olduğumu sorguladım bir an. Cidden o kadar kötü müydü hâlim?
Saçlarımda hissettiğim şefkatli elle kalbim göğüs kafesime çarpmaya başladı.
"Marin, beni duyuyor musun sevgilim?"
Gözlerim yorgunca aralanırken Bucky'nin kızarmış gözleriyle karşılaştım. Ne yani, ağlamış mıydı?
Yüzüm, ifadesizliğini korurken bileklerime döndü bakışlarım. Deri kayışlarla yattığım sedyeye bağlanmışlardı.
Kayışları bir kaç kez zorlasam da başarılı olamamıştım. Her hareketimde korku, bedenime daha çok yayılırken içinde bulunduğumuz oda benim çırpınış seslerimle yankılanmaya başlamıştı.
Bucky isteğimi anlamış ve hızla hareketlenmişti.
"Yavaş. Sakin ol. Bırak ben çözeyim, canını acıtacaksın."
Tek kelime etmeden gözlerine diktim bakışlarımı. Hareketsizliğimi onay bilirken tenime temas etmemeye çalışarak tek eliyle kayışları çözmeye başladı.
Sanırım temasıyla nasıl bir tepki vereceğimi bilmiyordu. Ve bu yüzden ayrıca bir özen gösteriyordu.
Gözlerim yüzünde gezindi bir süre.
Dudaklarında gizleyemediği bir tebessüm, yüz hatlarında gezinen bir sevinç vardı. Tam bu anda gözlerinden birkaç damla yaş düştü avuçlarıma. Avcumu sıkıca kapatırken gözyaşlarını avcuma hapsetmiştim.
Bucky, sol bileğimdeki kayışı da söktüğünde hasta yatağında mümkün olduğunca oturmaya çalıştım. Bana doğru sokulup yastığı hafifçe dikleştirdi ve başımı yaslamamı sağladı. Bunu yaparken ise ikimiz de nefeslerimizi tuttuk.
Sonrasında usulca geri çekildi ve karşımdaki tabureye oturdu.
Endişeyle bana bakıyor fakat çekindiği için hiçbir şey söylemiyordu. Aramızda oluşan sessiz gerilim sürerken onu aslında ne kadar özlediğimi fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Aventura"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...