Ultron'un elini havaya kaldırmasıyla şehirdeki tüm robotlar uçarak ve koşarak arkasına toplandı.
Birkaç saniye içinde kilisenin etrafında robotlardan bir ordu oluştuğunda Thor'un kibirli ve dik duruşu 'azıcık' çöktü.
"Keşke birazcık nazik olsaydın." dedim bayık bakışlarla Thor'a dönerken. Thor bana, göz ucuyla bakarak yeniden önüne döndüğünde söylediğine pişman gibiydi.
Ultron bize doğru yaklaştı. "İşte asıl elimden gelen bu. Tam olarak istediğim buydu. Hepiniz tüm benlere karşı. Bana engel olmayı nasıl düşünebilirsiniz?"
Bir adım öne çıktım. "Bir zamanlar bir ihtiyar bir şey söylemişti." dedim başımı sola yatırarak.
Tony, karalı bir sesle sözü devraldı: "Birlikte."
Tony'nin söylediği kelimeden hemen sonra Hulk öfkeyle kükredi.
Wanda'nın elinden çıkan kırmızı duman, ellerimde yarattığım mor yıldırımlara karışıyordu.
Pietro çekirdeğin etrafında hızla koşarak yaklaşan robotları itiyordu.
Clint'in ok sesleri Hulk'ın haykırışlarına karışıyor, Yüzbaşının kalkanı robotları ikiye bölüyordu.
Nat'in elektrikli sopaları, robotlara kısa devre yaptırıyordu. Tony'nin zırhından çıkan enerji ışınları robotları parçalara ayırıyordu.
Bu sırada Ultron, Vision'ı yerden kaldırıp duvara vurduğunda Vision zihin taşını çalıştırmış ve çıkan ışın ile Ultron'u itmişti.
Ultron yarısı yıkık kilise duvarından dışarı fırlarken Thor, Tony ve Vision; Ultron'un peşinden kiliseden çıkmıştı.
Ben ise enerjimin sonuna geldiğimi hissediyordum. Bundan sonra harcayacağım enerji benim için güvenli olmayacaktı. Dinlenmem gerekiyordu fakat harcadığımız her saniye şehir daha da yukarı çıkıyordu. Yıkım artıyor, oksijen azalıyordu.
Kilisedeki robotlar bittiğinde dışarı baktım. Tony, Thor ve Vision; Ultron'u çapraz ateşe almıştı. Ultron yere çöktüğünde onlar da saldırmayı bırakmıştı.
"Aslında tekrar düşündüm de-"
Ultron'un sözünü kesen Hulk'ın sert ve hızlı yumruğu olmuştu. Ultron gözden kaybolurken Hulk dışarıdaki diğer robotların peşine düşmüştü.
"Şehri terk edecekler." dedi Thor, gür bir sesle.
"Bir tanesi bile kaçmamalı. Rhodey." diye seslendi Tony.
"Ah, hayır. Gidebilirsiniz demedim." dedi Rhodey alayla.
Bu sırada Vision da hızla Rhodey'nin yanına gitmişti.
"Gitmemiz gerek. Hava gittikçe azalıyor. Siz hemen filikalara geçin. Geride kalan var mı bakacağım. Hemen dönerim." dedi Steve.
"Peki ya çekirdek?" diye sordu Clint.
"Ben korurum. Benim görevim." diye yanıtladı Wanda.
"Bruce'un yanına gitmeliyim." dedi Nat, kiliseden çıkarken.
"Baş belası, Barnes. Bu taraftan." dedi Clint kafasıyla yolu işaret ederek.
Hızla peşlerinden ilerledim. Bir arabanın yanına gelmiştik. Clint ve Bucky, öne otururken ben arkaya geçmiştim. Kafamı iki koltuk arasından uzattım sevimlice. Clint, bu hâlime gülerek arabayı çalıştırdı.
"N'apacağımı buldum. Yemek odası. Doğu kanadındaki duvarı yıkarsam Laura'ya çalışma alanı açılır. Değil mi? He? Biraz ışıklandırma koyarım. Çocukların koşuşturmasını duymaz. Ne diyorsun?" diye sordu Clint, dikiz aynasından bana bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AVENGERS || Winter Night
Aventura"Bana metal bir kol verdiler ve geriye kalan her şeyimi benden aldılar. Ama Marin, o; içinde kaybolduğum karanlıkta tek umudum, tek aydınlığım oldu. Bana, yeniden insan olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlattı...Ta ki onun aydınlığı, benim karanlığı...