Bölüm 7: Hızlı ve Cilveli

43 5 0
                                    


Kaça kaça çıktığım karakoldan aslında kefaretimin ödendiğini öğrenmemle kıvırta kıvırta geri girdim ve parmaklıkları sökük atmamışım gibi geri yerine oturtarak polislerin beni normal yollarla dışarı salmasına izin verdim. Devlet malına zarar vermekten ayrı bir maddi ceza yemem işin tuzu biberiydi.

Miraç'ın hastane yolunda olduğunu biliyordum. Bu yüzden bir taksi çevirmek için koşa koşa ana yola çıktım. Taş döşeme yolların hepsi sokak arası evlerle doluydu, bu yüzden he deyince taksi bulmam kolay olmadığı için karakolun çevresini dolaştım. Ancak bu sırada gördüğüm siyah, film kaplı bir aracın etrafındaki tuhaf, takım elbiseli adamlarla bir anda irkildim ve kendimi en yakın sığınağın ardına attım. Adamlar kendi aralarında konuşma halindelerken karakoldan çıkan bir adam yanlarına gelip bir şeyler söyledi. Bununla birlikte kel bir adam telefonla birilerini arayarak diğerlerinin yanından uzaklaştı. Ama bu şekilde bana daha da yaklaşmış olmuştu.

"Simge Hanım..." diyerek başladığı sözlerle aniden dikkat kesildim. "Karakola alınan kadın Miraç Bey'in kefareti ödemesiyle salınmış. Sizin şikâyetiniz için resmi evrak gerektiğinden hastane polisine ifade vermeniz lazım. Miraç Bey de on dakika önce yola çıktı."

"Anlıyorum efendim. Peki, kadını etkisiz hale getirelim mi?"

Has... Bahsettikleri kadın ben olmalıydım ve etkisiz hale getirmekten kasıtlarının umduğum şey olmaması için duaya tutuştum.

"Tamamdır. Peki, Miraç Bey'i şimdi mi alalım yoksa hastaneden sonra mı?"

Simge denen kadın her ne dediyse kel adam onu hızla onayladı ve adamlarına dönüp "Hemen yola koyuluyoruz!" diye seslendi. "Adamı mı alacağız?"

"Simge Hanım direkt Büron Otele götürülüp Başkan ile konuşturulmasını istedi. Kendisi ameliyat sebebiyle şirket tarafından hareketsizlik emri almış, biz götüreceğiz."

"Tamam. Atlayın."

Onlar araca binip gözden kaybolurken ben Simge'nin bu adamlarla ne işi olabileceğini düşündüm. Sadece beni gözetlemek ve potansiyel düşman olmaktan def etmek için mi adam tutmuştu yoksa Simge daha büyük bir şeyin içinde mi yer alıyordu, henüz bilmiyordum ama bunun basit bir yıldırma operasyonu olmadığı konusunda burnuma kötü kokular geliyordu.

Miraç'ı neden almak istiyorlardı? Hastaneye Simge'nin yanına gittiğini sanıyordum ama adamlar şimdi yola çıktığına göre o hastaneye ulaşmadan önce onu yolda yakalayacaklar ve...

Olamaz.

Miraç'ı kaçıracaklardı.

Büron Otel'e götürmekten kasıtları adamı basbayağı sepetleyip götürmekti.

Belki de... Belki de Simge sandığım gibi sıradan bir kırmızı kurdele rakibim değil, Miraç'ın şirketteki konumuyla ilgili tehdit oluşturabilecek kişilerle çalışan gerçek bir casustu.

Miraç'ı neden kaçırdıklarını bilmiyordum ama bunun olmasına izin veremezdim. Evde kalmış bir kız olmaktan beni kurtarabilecek tek koca adayımı elin otellerine götürüp ne yapacaklarını bilmezken öylece duramadım. Miraç benim son çaremdi ve ucunda ölüm olsa bile onu kurtaracaktım.

Bir taksi çevirip adamları takip ettirirken de amacım Miraç'ı kurtarmaktı ama o, beni gördüğü yerde resmen kaçtığı için nasıl başındaki tehlikeden haberdar edeceğim hakkında bir fikrim yoktu. Telefonumu takside azıcık şarj ettirip Miraç'ın ilk buluşmada aldığım –ki aslında çaldım- numarasını aradım ama açmadı.

Adamların hızlanıp yol değiştirmesiyle bizim araçta aynı yola saptı. Sahilin diğer tarafındaki hastaneye doğru gidiyorlardı ve bu biraz tuhaftı, Simge, Miraç'ın kaldığı hastane kalmıyor olmalıydı. Belki de onu kaçırabilmek için bilerek yolu uzattırıyor da olabilirlerdi.

Eyvah! Son ÇaremHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin