Uçak kazasız belasız havalanmıştı ama ben uçak inmeden Miraç'ı nasıl kaçıracağımı bulamamıştım. Bir yerlerde atlama paraşütleri bulup Miraç'ı kucakladığım gibi kendimi yeryüzüne bıraksam, yerçekiminin benim üzerimdeki etkisi Dünya için epey sarsıcı olabilirdi. Düşün taşın düşün taşın derken aklıma Miraç'ın yanındakileri tek tek ortadan kaldırarak onu İtalya'ya iner inmez geri uçakla ülkemize döndürmek oldu.
Bunu tek seferde yapmam mümkün olmadığı için yanındaki kötü adamları tek avlamam gerekiyordu. Yaşlı dedeye uyguladığım germe açma hareketleri onlarda geçerli olmayacağı için aralarından birinin ayaklanmasını bekledim. Uçak yolculuğu epey sürecekti ve bu süre içerisinde hepsini halletmeliydim. Sonunda birisi kahve almak için iki saattir kesiştiği hostesin yanına gidince fıtı fıtı hemen peşinden ilerledim. Hostesi tekini perdelerin arasındaki mini mutfak eşyalarının olduğu yerde kıstırmış, bir eliyle oynaşırken bir eliyle içeceğini içen adamın heybetine bir baktım. Benden her halükarda uzundu ama sağlam bir vuruşla yığılır kalırdı. Oynaşmalarını bitirmelerini bekleyemeyeceğim için öksürüp ikisini ayırdım.
İkisinin de şaftı iki dakika kaymış, nefesleri düzensizleşmişti. "Vay arsızlar." diye söylendim ama sesimi duyurmadım. "Kızım içerde bir çocuğun burnu kanamış, sana sesleniyorlardı."
"Ah öyle mi?" diyerek yalandan yakasını düzeltti kız. "Geliyorum."
"Şimdi çağırdılar ama."
"Tamam, geliyorum." diyordu ama adamın eli hala g*tündeydi. "Kızım iki dakika sonra yaparsınız işinizi bir bak."
Kadın bana ters ters bakıp adamdan elini eteğini çekti ve perdeyi çekip içeri gitti. Adamla baş başa kalınca alıcı gözle süzdüm onu. O da bana şöyle bir bakıp pis pis sırıttı. "Kadını bilerek mi yolladın?" diye sorunca "Heee." dedim.
Hoşuna gitti herhalde bir güldü, elini enseye atıp kaşırken kaslarını gözüme gözüme sokuyordu. "Benim için çok yaşlısın." deyince elimdeki bastonu ağzından içeri sokasım geldi. "Ama hostes gelene kadar biraz elleşmene izin veririm."
Gözlerimi devirdim ama hevesliymiş gibi de yanaştım. Sonra "Dön arkanı." deyip bastonu salladım. "Ne?" diyerek bir afalladı ve yerinde dikeldi. Herhalde onun bana yapmaya çalıştığı şeyi ben teklif edince korkutmuştum dişi aslanı.
"Dön diyorum adam." deyince kafası karışmış bir halde arkasını döndü. Bende yanımda duran cam şişeyi kaptığım gibi pat diye kafasına indirdim. Darbeyi başına değil g*tüne beklediğinden hazırlıksız yakalandı ve olduğu yerde sallanıp yere yığıldı.
Birazdan hostes sese bakmaya gelir diye adamı mutfak dolabının altındaki boşluğa doğru iteleyip üstüne beyaz bir örtü örttüm. Örtünün bir kısmı kana bulanınca cesedi saklamaya çalışıyormuşum gibi hissedip ürpertim.
Tövbe tövbe.
İçecek bir şeyler alıp içeriye geri dönmeden önce heyecanla geri dönen hostesle karşılaştım. İçeriye bakıp da adamı yerinde göremeyince eski oturduğu yere bakınıp adamı aradı.
"Şey... Buradaki yolcu nerede?"
"Cehennemin dibinde." dedim kıza.
"Nasıl?"
"Bilmem, günahlarından ötürü çekildi herhalde yerin yedi kat dibine. Bende görmedim."
"A-anlamadım." diyen kıza gözlerimi devirdim. "Canım yan taraftaki uçağın hostesini daha çok beğenmiş, ona gitti. Senin pabuç da dama gitti yani."
Kız çatık kaşlarıyla yanım geçip gidince ben de yerime döndüm. Miraç'ın yanındaki ikinci adam durumu çakmadan onu da hemen bayıltmam gerekiyordu. İlki bu darbeyle rahat iki saat uyurdu, erken ayılırsa da yine bayıltırdım.
Ayaklanıp iki öksürüp tıksırdım ve ayağımı burkulmuş gibi sürüdüm.
Sonrada Miraç'ın sol tarafında oturan dev gibi adamın omzuna dokunarak "Evladım." dedim. Türk olmadığı her halinden belliydi ama Türkçe biliyor olmalıydı. "Ayağım çok kötü de, hela yoluna kadar bana bir eşlik et."
"İki adım ötede zaten teyze, yürü kendin."
"Oradaki doluymuş. Tutayım dedim ama dayanamayacağım, arkadaki kabine kadar bir götür beni."
"Götüremem." deyip Miraç'ın böğrüne tuttuğu silahı bana göstermemeye çalışarak beline attı. "Çocuğum güçlü kuvvetlisin diye seni seçtim herhalde. Gel iki dakika. Yardım etsen ölmezsin."
Öledebilirsin. Çokta şey etme.
Oflayıp ayaklanan adamın omzuna aniden bir el bastırdı ve adam geri yerine çöktü. "Sen dur." diyen dişil enerjili sesi duyduğumda hemen arkama döndüm. Beni baştan aşağı süzen bir kadın tepemde dikiliyordu, üzerinde siyah bir takım vardı ve boyu da epey uzundu. Simge cadısına benzediği için gözüm hiç tutmamıştı.
"Sen kal burada, ben teyzeyi götürürüm."
"K-kızım sen taşıyamazsın beni." dediğimde Miraç'la bir göz göze geldik alakasız. "Bu delikanlı yardım etsin bana. Düşüveririm maazallah."
"Bir şey olmaz teyze. Düş önüme."
"İşte bende düşmeyeyim diye diyorum ya." dediğimde sözümü kesip koluma girdi ve beni arkadaki kabinlere doğru çekiştirdi. Rolümü bozmayayım diye kıza eşlik edip tuvalet kabinine girdim. Kabinler çok dardı ve el yıkama yeriyle klozet dip dibeydi. Kadın kapıyı kapatacak olunca başımla bir teşekkür ettim, sonra da çaktırmadan içeri çekip boğsam mı diye düşündüm. Kadın erkeklere nazaran daha kolay bayıltılabilirdi ve bu konuda da epey deneyimliydim.
O anda kadın tam kapıyı örtüp "Bana seslenirsiniz. Geri götürürüm." dediği anda kolundan tuttuğum gibi içeri çektim ve boynuna yapıştım. Kolumun altına kıstırdığım kadını evire çevire klozete doğru yapıştırıp boğmaya devam ettim. Hareketleri beklediğimden daha erken durulunca yüzümde gururlu bir gülümsemeyle onu bıraktım. Ama yere yapışmasını beklerken upuzun boyuyla yanımda yükselince bir şoka uğradım.
"Kız sen ölmedin mi?" diye şaşkınlığımı dilime döktüm.
"Tatlım." deyip uzun bacağını kaldırdığı gibi başımın yanına yasladı ve kadın beni duvarla kendisi arasına sıkıştırdı. "Sen giderken biz dönüyorduk. Senin bu casusluk oyunların bize sökmez." deyip beni duvara bastırdı ve elini boynuma attı.
"Yaşlı başlı kadına ne yapıyorsun sen?" deyip bir rolüme devam edeyim demiştim ama kızı öldürmeye niyetlenip de üstüne bunu demem biraz abes kaçtı.
"O kilolara o yaş hiç uymamış canım." deyip boynumda bir yere bastı. "Daha iyi bir performans sergilemeliydin."
"Hep göbeğimden ya değil mi?"
"Poponda fena değildi."
Karşılık verebilirim sanmıştım ama hangi damarıma bastıysa benim şalterler aniden attı ve dünyam karardı.
"Senin ben ananı..." dedim ama pat diye yapıştım. Kadın göbeğimi ittire ittire kapıyı açıp çıktı ve ardından kapatırken pis İtalyan gülüşünü atıp öyle gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyvah! Son Çarem
Humor30 yaşına gelmiş, kiloları ile barışık olan evde kalmış kızımız, kaderin kırmızı ipini görebilme yeteneği ile sonunda kaderindeki eşine ulaşır. Boylu poslu, yakışıklı mı yakışıklı, bir de üstüne zengin ve centilmen olan koca adayı tamamen kursuzdur...