"Ne yapıyorsun?" dedi Miraç şaşkınlıkla. Ne yapacaktım, kendi hayatımın içine s*çıp bir güzel de sıvıyordum, öyle işte.
"Hayatını kurtarıyorum."
"A-ama... Patlayıcıya basarsan... Sen ölürsün kızım, manyak mısın?"
Miraç'ın yüzüne dik dik bakıp hala nasıl manyak olduğumu anlamadığını merak ettim. "Sen öyle kızım deyince yaşım küçük gibi hissediyorum. Biliyon mu?" Tam köylü çitlembiği cilvesi yapacak zamanı bulmuştum.
"Sen bana yirmi ikiyim demedin mi?" diye sordu salak adam.
"Yooo, demedim. Dümdüz otuz ikiyim ama yirmi iki gibi de hissediyorum hani dedim."
Miraç bir "La havle..." çekip kolumdan tuttu. Aslında tutamadı da ama olsundu. "Geç yerine, adamı sinir etme."
"Haşin yiğidim, erim. Artık yolundan çekiliyorum. Seni İtalyan casusu sarışın kızın ellerine bırakıyorum. Mutlu mesut yaşayın, beni unutun. Ama çocuklarınızdan birinin adını Gülnaz koymak isterseniz de hiç fena olmaz."
"Gülnaz mı?" diye sordu suratıma dümdüz. Diğer söylediklerimin hiçbirine takılmayıp bu isme takılması cinnet geçirmem için bir sebepti. Bende sümsüğü suratına kodum.
"Vay öküz! Adım lan o benim adım. Hala öğrenemedin mi?"
Miraç burnuna çaktığım yumrukla sersemleyip geriye doğru sendeledi. "Gülnaz!" diye bir höykürdü ama nasıl yüreğim hopladı.
Ulan adam için kendimi öldüreceğim, cehennemde cayır cayır yanacağım daha adımı ağzından yeni duyuyorum.
"Adım dudaklarından nasıl da güzel dökülüyor, demek isterdim ama bir insana bir isim bu kadar mı yakışmaz Miraç. Sen bir bana çapkın değilsin ha."
Miraç gözlerini devirip burnu kanıyor mu diye bir baktı, sonra da uzun boyuyla tepemde dikildi. "İstediğini söyle. Hayatımın da içine etmeye yelten. Ama ne sana ne de bir başkasına ölüm emri verecek değilim. Geç yerine, kurtulmak için bir başka yol buluruz. Öyle öleceğim demekle ölemezsin."
"Miraç şuradan Süperman çıkıp gelse beni yine kurtaramaz, taşıyamaz beni elin uzaylısı. Zaten bende taşıtmam öyle herkese. O yüzden çekil de kahramanca öleyim şurada."
"Senin de bir spiderman bir süperman hallerin ne öyle?"
"He kırmızı ile mavi uyumunu çok severim. Çok tuhaf bir ikililer ama uyumlular da, oradan geliyor."
"G*tüne giyecek kadar seviyorsan vardır bir bildiğin."
Aferin. Adam ol.
Yine de gözlerimi devirdim ve Miraç'ı kolundan ittirip onun bastığı yere hızlıca basarak yerine geçmeye çalıştım. Bir anda ittirince sendelemiş ama ayağını çekmemişti. Çekseydi güzelce yerleşecektim ama ikimizin ayağı da yarım bir şekilde patlayıcının üstünde kalakaldı.
"Gülnaz bir dur!" deyip bağırdı yine. Ölmeden "Gülnaz gel koynuma." lafını duyacak mıydım meçhuldü. Hep dur dur dur deyip duruyordu. "Ya bir çekilsene be adam."
"Çekilmeyeceğim dedim ya."
"Çekil. Ölmek istiyorum."
"Ölemezsin."
"Sana mı soracağım?"
"Evet, bana soracaksın."
"Ya peşinde dolanırken sana mı sordum ki şimdi ölürken sana sorayım?"
"Sormadığın için buralara kadar geldik ya."
"Ha onun da mı suçlusu benim? Sarı sevgiline laf getirmemek için benim gibi karıncayı bile incitmemiş bir kulu mu suçlayacaksın?"
"Ya kızım, sakatlamadığın adam kalmadı gelene kadar. Beni de sömüreceğim diye uğraştın, durdun. Sayende tek ciğerim çalışmıyor artık biliyor musun? Bronşlarımı söküp sakız gibi çiğnemişsin. Senden masumu cennette, saçma sapan konuşma."
"Ya bir çekil Miraç. Bak patlatacaksın!"
"Asıl sen patlatacaksın, baskı yapıyorsun."
"Patlamasın diye basıyorum."
"Hassas dengesi vardır onun, ayarını bozacaksın."
"Baştan söylesene."
"Kadını dinlemedin mi? Anlattı ya her şeyi."
"Memelerini süzüyordum o sıra."
"Kadının memelerini ne yapacaksın!"
"Aptal mısın? Kadınınkini değil seninkini süzüyordum."
"Kendininki dururken benimkini niye süzüyorsun?"
Bir an için durdum ve başımı geriye atıp Miraç'a baktım. Onu ittirmeyeyim diye tek ayağını geriye atıp denge sağlamıştı ve elleri –olmayan- belimdeydi. Bedenlerimizin bir kısmı birbirine değiyordu ve şu an yükselmenin hiç mi hiç sırası olmamasına rağmen "Sen benim memelerime mi baktın?" diye sordum. Acaba memelerime bakıp bakıp "Bunlar ne güzel, karpuz gibi. Kesip de yiyelim." demiş miydi ki? Çok merak etmiştim. Ölmeden bunu da öğrenmem lazımdı. En azından azıcık bir gözü varmış derdim.
"Bakmasam da kadrajımdalar zaten Gülnaz."
"Baktın mı bakmadın mı?"
"Konumuz ne ara oraya geldi?"
"Ya sen söylesene, baktın mı bakmadın mı Miraç?" deyip direttim. "Baktım desem ne olacak?" diye sorunca beni bir ateş bastı. Ay vallahi bakmış. Bak yavrum bak, hepsi senin.
"Beğendin mi?"
Miraç iki saniye durup tam olarak nasıl bir anda olduğumuzu çözmeye çalışırken "Ölmeden silikonlarımı vereyim de arkamdan öpüp hasret gider." diyerek bir anda onu ittirdim ve patlayıcının üstüne tek başıma çıktım.
Amacım gerçekten Miraç'ın dikkatini dağıtarak onu kurtarmak ve kendimi feda etmekti ama üstüne çıkar çıkmaz altımdaki basamak çatlayınca içime bir telaş düştü. Bir anda basınca basamağı kırmış ve patlayıcının da titreşmesine neden olmuştur. "Dur!" diyen bir nidayla bir anda Miraç üstüme doğru atladı. Bende salak gibi ona doğru atladım ve aynı anda bir sağa bir sola sallandık.
He oldu olacak derken de ipin ucu o anda koptu ve ben açık pencerelerden aşağı doğru uçtum. Miraç'ta benimle birlikte...
Ve biz denize sıfır uçurumu olan bir otelin yedinci katındaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eyvah! Son Çarem
Humor30 yaşına gelmiş, kiloları ile barışık olan evde kalmış kızımız, kaderin kırmızı ipini görebilme yeteneği ile sonunda kaderindeki eşine ulaşır. Boylu poslu, yakışıklı mı yakışıklı, bir de üstüne zengin ve centilmen olan koca adayı tamamen kursuzdur...