🎞️danell arma*falling down
"Burası hiç de bir kulüp mekanına benzemiyor. Daha çok, her an silahlar çekilecekmiş gibi. Bana evimi hatırlatıyor." diye mırıldandım, etrafa bakarken. Işıklandırmanın az olduğu bir sokaktaydık ve etrafta sıra sıra evler olsa insan yoktu.
"Bana güvenin."
"Dostum, bana bıraksaydın keşke. Doğru yerde olduğumuzdan emin misin?" diye sordu Gavin.
"Evet. Brix'in İtalya'daki uzantısı."
Gavin hayretle, arabayı park etmekte olan Zach'e döndü. "Brix mi? Taşak mı geçiyorsun lan? Bizi öldürtecek misin sen?"
"Ölmeyiz."
"Brix ne?" diye sordum, kollarım sürücü koltuğu ve yanındaki koltuğa yaslıyken.
"Kaliforniya'da, karanlık gece kulüplerinin başını çeken bir mekan." diye açıkladı Gavin. Şüpheci bakışları Zach'e döndü. "Sen nereden buldun burayı?"
"Sence?"
"Black deme bana."
"Ne Black'i ya? Brix'te Adrian'dan çok tanınırım ben, o psikopat kulüplere gelmez."
"Lanet olsun." diye homurdanan Gavin arabadan inerek arka kapıyı açtı ve elini bana uzattı.
Onu tutarak koltukta kaydım ve dışarı çıktım. "Ben burada hiçbir şey göremiyorum." derken birilerinin mırıltılarını duydum. Kulağıma, bir kadının sızlanmalarını içeren gibi gelen sesin kaynağını aradım.
Birkaç metre ötede bir jeep duruyordu. Arabaya yaslanmış uzun boylu, siyahlar içerisinde bir adam ve göğsüne başını yaslayıp ellerini garip bir şekilde havaya savuran kadın vardı.
"Bence kandırıldık. Kandırıldık işte. Bunun intikamını alacağım."
Adamın güldüğünü duydum, o sırada arabadan inen Zach ve beni tutan Gavin'in de bakışları onlara yöneldi.
"Den? Siz misiniz?" diye sordu Gavin.
Adam, kadını belinden tutarak doğrulduğunda sokak lambasından sızan hafif ışık onları aydınlattı. "Bak, geldiler. Gavin orada."
Kadının yüzü buraya döndüğünde Chalsea olduğunu fark ettim. Dolayısıyla, onu tutan da Dennis'ti. Chalsea, Gavin'e üstünkörü bir bakış attı. "Hayır, o Gavin değil. Eşofman giymemiş."
Gavin güldü. "Benim canım."
Chalsea'nin kırmızı dolgun dudakları şaşkınlıkla aralandı ve ilk kez görüyormuş gibi Gavin'e baktı. "Gavin?"
"Ah, baya baya sarhoşsun sen." diyen Gavin sırıttı. "Sıftah erken açılmış anlaşılan."
Dennis, "Hiç sorma." diye mırıldandı. "Zach, bizi nereye getirdin sen?"
"Siz bana güvenin."
Chalsea kollarını açarak Gavin'e koştu. Gavin'e kendini attığında, Gavin elimi tuttuğu için ikimiz de sendeledik. Chalsea, Gavin'in ona sarılmasını beklemeden kendini geri çekti ve etrafa bakındı. Gözleri bende duraksadığında şaşkın ifadesi düzleşti. Beni süzdü. Süzerken resmen değerlendirdiğini görüyordum. Çakırkeyif bakışlarına rağmen.
Bana doğru sertçe bir adım attığında giydiği yüksek topukluların sesini duydum, neredeyse burun buruna geldik. "Merhaba, Novella."
"Sana da merhaba, Chalsea." Hafif sendeledi. "Düşecek misin?"
Sırıtarak başını iki yana salladı. "Daha değil ama topuklu giymek kötü bir fikirdi." Tekrar etrafa bakındı. "Dennis, kolun bana lazım."
Dennis hafifçe gülümserken kolunu, Chalsea'nin girmesi için kaldırdı. Chalsea yerleştiğinde Dennis, boştaki elini bana uzattı. "Dennis Boyle." diye tanıttı kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir zehir gibi
Teen Fiction(5) Gavin Drew, gözlerinin tüm kadınları tavlayabileceğine inanıyordu. Ne var ki Novella Flores, mavinin her tonundan nefret ederdi.