Ne yani bütün gün bebek diye gezdiğim Prens ayı kadar mı olmuş? Lan bunun neresine gerek bakıcı, dalga mı geçiyorlar benimle? Ben bir de utanmadan adamın yüzüne bebek dedim. Bir de o adam Prens...
Bu dünyada şansım olduğu ne zaman görülmüş zaten. Mübarek ne rezillik varsa başıma geliyor. Şu hayatta bi adam akıllı mutlu olamadık.
Vücudum kontrolünü tekrar kaybediyordum. Ben Prense nasıl hitap etmiştim öyle... Ama benim suçum yoktu ki o da centilmen olsaydı!
Herkes ayağa kalkmış Prensin ne kadar yakışıklı olduğunu, ona bakmaktan fazla zevk alacaklarını söylüyorlar ve cinsel imalarda bulunuyorlardı.
Bu hadsizlik değilse nedir?
Hala eğik bir şekilde durduğumun farkındalığı ile aniden kafamı kaldırmış bir anda başım dönünce popomun üstüne düşmüştüm.
Ne güzel bütün dikkatleri üzerime çekmiştim.
Prensin kaşları çatılmış, gözleri ise bir şey ararcasına vücudumda ve yüzümde geziniyordu. Aradığı şeyi bulamamış olacak ki gözleri gözlerimdeydi. Bakışlarımı kaçırıp hemen ayağa kalkmıştım ve ellerimi önümde birleştirip eğilirken "Özür dilerim efendim." Demiştim.
Neyseki herkes işine dönmüş görevli olan kişi de konuşmaya başlamıştı.
"Evet, son elememiz içi su dolu olan bidonlar ile bu çizgide düzgünce yürümek. Ve unutmayın o sular dökülmemeli." Eli ile gösterdiği yerde yirmi iki tane bidon vardı. İki bidon benim kilom kadar ederdi. Biz onları nasıl taşıyalım?
Şaşkınlık ve korku ile gözlerimi tekrar görevliye çevirmiş onun alaycı tavrını görmüştüm. Şaka yapıyordu değil mi? Sadece ben değil buradaki herkes de şaşkınlık içinde kalmıştı. Haklı olarak yani.
Prens, görevlinin kulağına bir şeyler söylemiş o sıra görevlinin yüzü düşmeye başlamıştı. Sonra ise görevli Prensin kulağına, Prens görevlinin kulağına... derken en sonunda durmuş ve bakışmışlardı. Üstünlük kurmaydı amaçları belli ki.
En sonunda Prens, iri yapılı olan görevlilere bir şeyler söylemiş ve eli ile bidonları göstermişti. Bu sefer bir bidonu daha küçük olan iki ayrı bidonlara boşaltmışlardı. Çok iyi de yapmışlardı yoksa bir yerlerimizi sakatlayacağımız kesindi.
"Iııı evet bidonlar Prensimizin gözüne fazla ağır gelmiş o yüzden ağırlığı yarıya indirdik." E bi zahmet yani.
"Evet herkes iki bidon alıp sıraya geçsin." Görevlinin dedikleri ile herkes koşturmaya başlamıştı. Evet ben hariç. Enayi miyim ben koşturacağım? Zaten herkese yetecek kadar bidon var bir yere kaçmıyor ya.
Hiç koşturmadığım için sıranın en sonunda bekliyordum. Bidonlar hala ağırdı ama kaldırılmayacak gibi de değildi.
Teker teker elenme yapılıyordu ama nedense çok saçma gerekçeler sunuluyordu. Yani az önce pabuçları şeridin rengine uymadığı için birisni elediler onu hala atlatamadım. Üç dakikaya kalmadan sıra bana gelmişti. En sonuncu ben olduğum için nefesler tutulmuş bekleniyordum.
On kişiden sadece iki kişi beğenilmişti. Üçüncü kişinin olup olmayacağını ben belirleyecektim.
Derin bir nefes almış ve yavaşçana vermiştim. Sakin ol sakin ol sakin ol... Bir şey yok bir şey yok bir şey yok...
Şeride bakmadan sadece karşıya bakarak bir adım attım ve bir adım daha. Bebek adımları ile normal hızda ilerliyordum. Çok az kalmıştı, hadi bitiyordu.
Başardım. Tökezlemeden BAŞARDIM.
Umutla görevliye bakmış olumlu bir sonuç çıkmasını bekliyordum.
"Park Jimin. Değil mi? Ah bu soyad bir yerden tanıdık geliyor amaaa nereden? Neyse. Çok da önemli bir şey değildir."
"Evet Park Jimin."
"Bu testi geçtin. Tebrikler." Dediği şey ile yerimde hoplayıp zıplayıp çığlık atmamak için çok zor duruyordum.
Ama bir saniye... E üç kişiydik biz. Şimdi nasıl eleyeceklerdi bizi?
"Evet Prensim üç kişi kaldı sona. Bu kişiler ihtiyacınız olan bütün yeteneklere sahip. İstediğinizi seçin." Görevlinin söyledikleri ile kalbim sanki hızlı değilmiş gibi daha da hızlanmıştı.
Tek sorun Prensin beni seçmeyecek olması... O kadar şey dedikten sonra... Nasıl seçer ki?
"Peki, söyleyin o zaman; sizi neden seçeyim?" Prensin sorusu ile afallamış ona bakmıştım. Neden olacak? Bizi biz olduğumuz için seçmeliydi.
"Ben ben seçmelerde olduğu gibi yetenekliyim ihtiyacınız olan her şey bende var. Hatta fazlası da var kanıtlayabilirim Prensim. Yeter ki size hizmet etmeme izin verin." İlk kişinin söylediği şeyler biraz saçmaydı biz de onun ihtiyacı olan her yeteneğe sahiptik. Yoksa neden hala burada olalım?
"Bana yeteneklerinin bundan daha fazla olduğunu bana yalvararak değil şimdi sözlerin ile kanıtlayarak anlatmanı tercih ederdim."
Prens biraz yana kayarak diğer kişinin karşısında durmuştu.
"Seni neden seçeyim?"
"Prensim bende ihtiyacınız olan her yetenek var. Zaten bunu seçmelerde de kanıtladım. Bu yüzden beni seçmenizdeki artı nedenlerden biri bedenim olmalı. Bunu hiçbir haremde bulamazsınız." Son cümlesini söylerken bedenini göstermiş. Açık açık cinsel imada bulunmuştu.
"Kendinize bu kadar güvenmeyin. Bedeniniz iki ekmekle bozulabileceği gibi iki sporlada sahip olunabilir. Asıl özel olan yüreğinizdekidir." Diyerek Prens, kendini beğenmiş bu şahısa haddini bildirmişti.
Prens tekrar biraz yana kayarak benim karşımda durmuştu.
"Park Jimin, söz sende."
"Diğer iki kişinin de dediği gibi buradayız çünkü sizin ihtiyaçlarınızı karşılayacak yeteneklere sahibiz. Asıl size sormalı, siz bizden ne istiyorsunuz? Bunu açık açık söyleyin ki size istediğinizi verip veremeyeceğimizi bilelim. Ya da beni ben olduğum için seçin. Bana başka bilgi vermedikçe size söyleyebileceklerim bu kadar." Cevabım Prensin gözlerinin büyümesine neden olmuştu. Şasırdığı belliydi ama zaten beni seçmeyeceği için dert etmiyordum. Şimdi kellemi alsa asla üzülmezdim. Mümkünse alsın.
"Bence ne istediğimi benle birlikte oldukça anlayacaksın Park Jimin. Seni seçiyorum." Diyerek ağzımdan kocaman bir "NE!" Sesi çıkmasına neden olmuştu. O ciddi miydi, beni işe mi almıştı?
İnanamıyorum BENİ SEÇMİŞTİ BENİ.
Yüzünde memnuniyet barındıran gülümseme ile "Yarın görüşmek üzere Park Jimin." Demişti ve arkasını dönüp gitmişti.
Bir saniye... BEN İŞİ ALMIŞTIM. BEN İŞİ ALDIM. AHH HALA İNANAMIYORDUM.
Peki, ben hallettim ama diğerleri... Onlar bir iş almayı becerebilmişler miydi? Hemen onları bulmalıydım.
Nasılsınız meleklerim?
Bu bölüm diğerlerine göre birazcık daha kısa oldu ama diğerlerinin yaşadıklarını onların ağzından anlatmak istedim. Diğer bölüm onların ağzından olacak haberiniz olsun.
Sizleri seviyorum.
Sağlıcakla veeYOONMIN İLE KALINN💖💖
~Angel
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spy×King-Yoonmin
Fanfictionİnsanlar bazen aşık olmaması gerken kişilere aşık olur. Bu durumda sığınacağım bahane "Aşık olacağım kişiyi ben seçmiyorum." Olacak.