Bilgiler

86 18 38
                                    

Meleklerim, bölümlere cidden çok az yorum geliyor. Lütfen yorum yapın. Ben sizi dinliyorum, siz de beni kırmayın💔

"Bu kadar uzun süre ne yaptın ve eline ne oldu?" Prens karşıma geçmiş bir elime bir yüzüme bakarak sorularını sormuştu.

Yani temizlik yapan kişi biraz daha geç gelseydi,ben Prense yakalanabilirdim. Şanslı günümdeymişim.

"Bahçeye baktım ama yoktun. Burada hala ne yapıyorsun?"

Derin bir nefes alarak elimi sudan çekip musluğu kapatmıştım.

"Kokulara karar veremedim. Ayırt edip en hafif ama yoğun olan bir koku arıyordum. Bir koku için hafif olması önemlidir. İnsanı boğmamalı ama yoğun da olmalıdır, kendini hissettirip başka diyarlara götürebilmeli. Böyle bir koku ararken kendimi fazla kaptırmışım. Affedin Prensim." Diyerek ellerimi önümde birleştirip hafif eğilmiştim.

"Tamam sorun değil ama elin nasıl oldu?"

Tabi ki de "Sizin eşyalarınızı karıştırırken ayak sesleri ile direkman buraya daldım ve koku seçiyormuş gibi yaparken sizinle hayalleri olan birinin anı çıkardığı sesle elimden düşürüp o da yetmezmiş gibi onun bana sanki kendi görevi değilmişçesine zorla temizlettirmesi ile sakarlığım tutunca oldu." Demek dürüstçe olurdu ama bu kelleme tekabül ediyordu.

"Temizlemek için gelen bayan gelince bir anda dikkatim dağıldı ve yere düştü."

"Gelen bayandan neden burayı halletmesini istemedin? Veya bir havlu ya da kalın bir bez istemedin de elinle toplamaya çalıştın?"

İstedim ama neyse.

"O an onu uğraştırmak istemedim, hemen hallederim sandım ama becerdiğim kadarı ortada."

"Bir dahakine başkasının uğraştır. Bu senin görevin değil. Ah cidden başına her gün bir şey geliyor. Bunu nasıl başarıyorsun?"

Verecek bir cevabım yoktu. Ben de fazlasıyla öğrenmek istiyordum açıkçası. Neden böyle şeyler hep benim başıma gelir?

Prens derin bir nefes alıp verdikten sonra-biraz da bıkmış gibiydi- bir kumaş parçası buldu.

"Hadi, şu eline bakalım."

"Aa sorun değil. Çok derin kesmedim ben hallederim." Diyerek geçiştirmeye çalışmıştım.

Her ne kadar yakalanmamış olsam da fazlasıyla stresliydim.

"En son yemek işini de hallediyordun ama becerdiğin kadarı ortada." Sanırım açık bir ima yaptı.

Prensin odanın içine ilerlemesi ile onu takip etmiştim. Bana yatağa oturmamı işaret edip tahminen diğer gerekli şeyleri almaya gitmişti.

Elimdeki akmış kanları temiz bir havluyla silmiş, birkaç bitki özü karışımını kesiğin etrafına sürmüş ve ince kumaş ile sarmıştı.

"Bitti." Diyerek eğildiği elimden uzaklaşmıştı.

"Teşekkürler." Diyerek elime bakmayı sürdürmüştüm. Çünkü ne yapacağımı bilmiyordum.

Gerici bir sessizlik vardı aramızda. Sanki bir şeyler düşünüyor, bundan dolayı konuşmayı erteliyordu.

Aklım hala açamadığım dolaptaydı. O anahtarı bulup açmam gerekiyordu. Ama anahtar neredeydi?

Önemli bir şey değilse başka bir dolapta olmalıydı, değil mi?

"İşlerim henüz bitmedi. Kral ile birkaç işim daha var. İstersen bahçeye çıkabilirsin." Diyerek ayaklanmıştı.

Aklıma gelen ani fikirle bir anda ayağa kalkarak kafamın Prensin çenesine çarpmasına sebebiyet vermiştim. Ben bu sakarlıkla kellemi hala nasıl kaybetmedim onu sorguluyorum.

Spy×King-YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin