Seçimler2

98 12 51
                                    

Seokjin

Jimin çok kolay bir şekilde dil bilgisi testini geçmişti. Zaten bundan aşağısını beklemezdim ondan.

Jimin'in beni dil öğrenmem için zorladığı zamanlarda onu dinleseydim şu an daha az zorlanır ve emin adımlarla yoluma devam ederdim. Ama bildiğim dil bilgisine çok güveniyor değildim. Neyseki bu durumda olan tek ben değildim. Yoksa hiç şansım kalmazdı.

Bu elimize gelebilecek en büyük fırsatken bunu boşa harcamak aptallık olurdu.

Yaptığım dil bilgisi testini görevlilerden birine vermiştim. On dakikalık kontrolden sonra sıraya geçebilmeye hak kazanmıştım.

Sıraları ilk gelen yüz kişi Prensin bakıcısı olabilirmiş. O yüzden hangi göreve alınacağımı bilmeden sıraya girmiştim.

Benle birlikte tahminen yüz kişi sayılmış ve bizim misafirler ile özel ilgilenecek kişiler olduğumuzu söylediler.

Tamam şu tarafından bakalım en azından Jimin, Prensin bakıcılığı için seçildi. Ben de ikinci kısma girdiğimde göre diğer kısımlara diğerleri girmeli.

Eğer burada bir görev alamazsak işimizin ne kadar zorlaşacağını hayal bile edemiyorum.

Sanki şu an yeteri kadar zor değilmiş gibi.

Her şey dört ay öncesine kadar fazla fazla güzelken hayatımızın nasıl böyle kaydığını anlayamıyordum... Anlamak da istemiyordum açıkçası. Çünkü anlarsam daha fazla öğrenmem gerekirdi, daha fazla sorgulamam ve bunun için özgür bir çözüm yolu aramam. Bunları bu durumda da yapamazdım ve bu beni daha da delirtiyordu.

Eh şimdi başlıyorduk. En iyi kimse o seçilsin. Yani ben.

Bitagram

Her şey yanlış zamanda yanlış yerde bulunduğumdan başıma gelmişti.

Ben Park Devletine Jimin'im için gitmiştim, Jimin'im için o savaşa katılmıştım, Jimin'im için o kadar acı çekmiştim ama Jimin'imin umrunda bile olmamıştım.

Hak veriyordum ona, onun için her şeyi yapabilecek biri olarak kendimi cesur görüyor ama onun karşısına çıkmaktan ölümüne korktuğum için ona kendimi dahi tanıtamıyordum ve bu beni korkak yapıyordu.

Aşk fazla garipti. Ben hem korkak hem cesurdum. Onu başkası ile görsem canımı düşünmem onu herkesten ve her şeyden korurdum. Bu kadar cesurdum ama ona karşı çaresiz bir korku beni esir alıyordu. Yanlış mıydı bu duygular? Ne suçum vardı benim onun güzelliğine kapılmaktan başka.

O, bu dünya için fazla güzeldi. O yüzden onu kendi dünyamda yaşatmak istiyordum. O dünyada ona huzur verecektim, mutluluk verecektim, keyif verecektim, güven verecektim ve belki canımı verecektim.

Onun için kendimden vazgeçerdim. Peki ya o? Hayır o daha beni yeni tanımıştı. Benim korkaklığım yüzünden beni yeni tanımıştı.

Ondan benim için kendinden vazgeçmesini beklemiyordum sadece beni fark etsin, görsün, saysın istiyordum. O güzel kalbinde bir yer edinmek istiyordum. Nokta kadar küçük olsa da bir yer...

Jimin'ime olan aşkımı düşünmeyi bırakıp testimi görevliye vermiş ve ilk iki değil ama üçüncü sıraya yerleşme hakkı almıştım. Zaten buranın dilini çok bilmiyordum ama Jimin'im için bir şeyler öğrenmiştim.

Üçüncü sıraya geçip etrafıma bakınmıştım. Buralar cidden fazla güzeldi. Jimin'ime de fazla yakışıyordu. Jimin'im gördüğüm en az kusurlu insandı. Sadece o kadar açlığa rağmen yanakları biraz tombul ve parmakları kısaydı. Ama herkesin kusuru olur değil mi?
Eminim biraz daha açlıkla yanaklarının tombulluğu giderdi.

Spy×King-YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin