Göz Yaşları Cesurdur

104 20 30
                                    

Meleklerim siz bölüm atlamadığınıza emin misiniz? Okunmalar bir garip gidiyor sanki🤔

BIR ÖNCEKİ BÖLÜMÜ OKUDUĞUNUZDAN EMİN OLUN!!!

Birde şey diyecektim sizce neden Yoongi'ye "Prens Yoongi" yerine "Prens Suga" diyorlar?🤔

Tahminlerinizi alayım🥸

Yoongi

Melekti. Bu dünyaya göre fazla tatlı bir melekti.

Mandalina ve nane karışımı gibi kokuyordu ama biraz da kendi güzel kokusu.

Sürdüğü kokular, kullandığı sabunların tanımlamasını çok güzel yaparım ama konu onun öz kokusuna gelirse ağzımdan çıkacak herhangi bir kelime, bu dünyadaki hiçbir dil onun kendisine has olan şeylerini anlatmaya yetmez.

Bir gülüşü için Dünya'yı yakmaya, düşecek veya düşmeyecek tek bir damla göz yaşı için herkesi karşıma alırdım.

Fazla güzeldi ama içinin güzelliğinin yansımasıydı bu.

İçi o kadar güzeldi ki. Ama küçükcük bedeninde taşıdığı onca yük onu kambur yapmıştı. İçindeki siyaha bulanmış beyazı, beyaza bulanmış siyah yapmak ister gibiydi sanki yaşadıkları.

Oturup ne yaşadığını özetleyemezdim. Bilmiyordum ama biliyordum. Olayları bilmiyor sonucun görüntüsünü biliyordum sadece. Kuş bakışı bir nevi ama o bile acılarına kifayetsiz kalmamı sağlıyordu.

Dün gece yaşanılanlar da bunu kanıtladı zaten.

Gece geç olmasına rağmen uyumamıştım. Daha doğrusu uyuyamamıştım. Jimin akşam yemeğini yemediği için endişeliydim. Belki acıkır da gece mutfağı kullanmak ister diye uyanıktım.

Jimjn'in kapısının sesini duyunca merak ve heyecan duygusu sarmıştı. Biraz bekledim aşağı inmesini ama o inmedi. Tam tersine katta kalıp bir şeyler sayıklamaya başladı. Kendi odamda olduğum için çok net anlamıyordum ama bilmediğim bur dilde konuşuyordu

Ben de merakla kapıyı hafif araladım dediklerini daha net duyarım da anlarım diye..

Karşısındaki boşluğa yalvarıyordu. Sanki karşısında biri varmış gibi yalvarıyordu.

En son iki de bir söylediği kelimeyi yine söylemiş ve koşmaya başlamış, biraz beklemişti. Ben de o sırada ona yaklaşmıştım. Tabi Jimin'in bayılacağını anladığım anda  hemen yanına koşmuş onu tutmuştum.

Açıkçası neye uğradığımı şaşırmıştım.

Uyur gezer miydi? Bir rüya mı görüyordu? Ya da inanmasam da hayaletler falan mı?

Bu soruları gece kendi yatağıma getirdiğim mışıl mışıl uyuyan Jimin'e uyanınca soracaktım.

Jimin

Korkuyordum.
Ölümüne korkuyordum.
Belki ölümden korkuyordum.
En kötü ihtimal, başkasının ölümünden korkuyordum.

Annem ve babam için fazla endişeliydim. Dün gece yaşadıklarım da hiç yardımcı olmamıştı. Ne olduğunu ben de pek anlamış değilim ama annemin o görüntüsü aklımın bir köşesine kazındı. Gerçek veya hayal çok korkutucuydu.

En son hatırladığım şey belimde ve boynumda hissettiğim kolların beni kucağına almak için dizimin altına ve belime yerleşmesiydi. Gerisi sadece karanlık.

Şimdi ise kafamı duvarlara sürterek parçalamak istememe neden bir olan baş ağrısı hissediyordum. Yavaş yavaş gözlerimi açmış bir iki saniye gözümün alışmasını beklemiştim.

Spy×King-YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin