Hiçbir Prense Benzemiyor

82 14 28
                                    

Bon-Hwa'nın kurduğu masa bir efsaneydi. Tam krallara layık diyeceğim ama zaten kraliyet ailesinin sofrası.

Prens yerine geçmeden kulağına yaklaşıp "Gidiyim mi?" Diye sormuştum.

O ise tam olarak bana dönüp "Kahvaltı yaptın mı?" Demişti.

Nasıl yapabilirdim ki? Prensin banyosu ve hazırlanma derken geç kaldığım için hiçbir şey yememiştim.

Prense karşılık kafamı olumsuz anlamda sallamıştım.

"O zaman istersen birlikte masaya oturalım ya da mutfağa gidip orada da yiyebilirsin."

Kraliyet ailesi ile yemek mi? Tamam ben zaten kraliyet ailesindendim ama burada bir hiçtim. Burada sadece Prensin hizmetçisiydim. Bu konumda nasıl kraliyet ailesinin masasına otururdum?

En mantıklısı rahat rahat mutfakta yemekti.

"Ben mutfakta yemeyi tercih ederim Prensim. Size afiyet olsun."

"Tamam. Kahvaltın bitince de benim odama git. Yatağın üstünde yapacağım şeyler yazıyor. Saatleri de yanda."

"Tamam prensim. Size afiyet olsun." Diyerek eğilerek geri çekilmiştim.

Şimdiki durağım mutfaktı. Güzel bir kahvaltı edecektim.

Zaten içeride Bitgaram da varken işim kolay olurdu. Sanırım.

Mutfağa girip etrafa bakınmıştım. Buraya ilk defa geliyordum.

Her yer gibi burası da kocamandı. Etrafta bir sürü metal eşya olduğu için eşyaların parlak yüzeylerinden de geri yansıyordu.

Görevliler bir masanın etrafında oturmuş keyif yapıyordu anlaşılan. Bitgaram da oradaydı.

Buradaki en yetkili olduğunu düşündüğüm kişiye yaklaşıp "Acaba kahvaltı edebilir miyim? Bugün kahvaltıya yetişemedim de."

"Normalde öğünleri kaçıran kişiler için tekrar sofra kurulmaz ama eğer kraliyet ailesinden birinin haberi varsa sorun olmaz."

"Evet, Prensin haberi var." Diyerek onu onaylamıştım.

O da tam kalkıp kahvaltımla ilgilenecekken Bitgaram konuşmuştu "Ama bunu kanıtlaman gerek. Kanıtlayamazsan bunun cezaları olur."

"Ama benim kahvaltı edeceğinden Prensin haberi var zaten. Eğer on-"

"Prens gelip hiçbirimize hesap vermez. Başı yanan sen ve sana yardım ettiğimiz için biz oluruz." Demişti.

"Eğer aranızdan biri Prense sorarsa za-" Sözümü kesmesi çok sinir bozucuydu.

"Kimsenin çıkıp da Prense hesap sorma hakkı yok. Bir öğünü atlasan çok bir şey kaybetmezsin zaten. Senin bir öğünün bizim ceza almamıza neden olabilir. Bencillik yapma."

Dediklerine çok şaşırmıştım. Ne diyordu bu? Ben yalan söylemiyordum ve bunu kanıtlayabilirdim.

"Bana Prens özellikle kahvaltı yapmamı söyledi ve ne bencilliği?"

"Hee bir de Prensle evleniyorum de tam olsun."

"Ah sen cidden. Ben ciddiyim yalan söylemiyorum ama..." Bakışları kesinlikle beni dinlemeyeceklerine işaret olması cümleme devam etmememe neden olmuştu.

Prense gidip kanıtlamak isterdim ama Kraliyet ailesinin kahvaltısını çocukça bir şey yüzünden bölemezdim.

Tamam, bir öğünden zarar gelmez değil mi? Dert etmeye gerek yok. İki, üç saat sonra öğle yemeyi yerdik zaten. Bur öğünü bu kaşar büyütmeyecektim.

Spy×King-YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin