3. ÇÖZÜMSÜZ
Yıldızlara Bak, Yaşlı Amca
Devamlı üşürüm, ellerim buz gibi olur; doktorun dediğine göre kansızdım. İlaçlar sayesinde bu durum azalmaya başlamıştı. Hatta bittiğini bile söyleyebilirdim, büyümüştüm ve kendime iyi bakıyordum artık.
Uzun zamandır ellerimin bu kadar üşüdüğünü hatırlamıyordum. Sadece ellerim değil, tüm bedenim üşüyordu, dizlerim titreyerek hiç de bana yardımcı olmuyordu.
Yanımda geçip giderken kokusu burnuma dolmadı, başka bir koku da karışmıştı ona; nefret ettim bundan.
Ardından çıkan Banu'nun kızarık gözleri beni bulduğunda akmayı bekleyen gözyaşları tek tek yanağında yer almaya başladı. Keşke, keşke ben de ağlayabilseydim. İçim çıkana kadar ağlasaydım bu yük biraz olsun azalır mıydı?
O kadar fazla düşünce beni ele geçirmişti ki hangi tarafa döneceğimi bilemiyordum. O kız kimdi? Neden Barın onun elinden tutup çekip gitmişti, bana bir kez bile bakışlarını çevirmeden? Ve Banu... Neden ağlıyordu? Banu yanıma gelip bana sarıldığında kolumu zorla kaldırıp ona sardım. Sanki tüm vücut yetkim elimden alınmış gibi zorlanmıştım. Kahretsin. Dizlerim titriyorken ve kendim bir teselli bekliyorken ona nasıl destek olabilirdim ki?
"Ne oldu?" Dedim titreyen sesimle. Benden uzaklaşıp ıslak gözlerini silerken göğsü hâlâ hızla inip kalkıyordu. Ağzından kaçırdığı hıçkırıkla bir elim onun kolunu buldu. "Tamam canım sakin ol," dedim her şeye rağmen sakin olmaya çalışıyordum ama onun ağlıyor olması bana yardımcı olmuyordu.
"Abim," dedi sert bir nefes vererek. "O kızla evlenmek istiyormuş..."
Banu susmadı oysaki o cümle benim için yeterliydi. Banu konuşmaya devam etti ama ben duymadım, duyamadım bir süre sonra. Sağır oldum tüm kelimelere. Bedenim buz kesmiş gibiydi, hareket edemiyordum. Dolu gözlerimden akıp gitmek isteyen yaşları durduramadım, yanağımdaki yerlerini aldılar. Banu'nun sözleri ise birer mızrak olup, kalbimi hedef aldı. Yanağımdaki ıslaklık kururdu ama kan kaybeden kalbim yeniden atamazdı.
Ne olacaktı şimdi? Gidip hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaktım? Ya mektubum ona ulaşmışsa ve ondan ümidi kesmem için yanında bir yabancı ile döndüyse? Yapar mıydı böyle bir şey? Bu tür oyunlar Barın'ın işi değildi. O zaman tek bir seçenek kalıyordu. Barın gerçekten o yabancıyla evlenmek istiyordu. Barın... aşık mı olmuştu? Ben kalbimi ona kaptırdığım gibi onun kalbi de kanatlanıp bir yabancının kalbine mi konmuştu?
Bunları düşünmek nefesimin kesilmesine yetmişti. Ciğerlerim yanıyordu. Başım ağrımaya başlamış ve beni tamamen düzgün düşünmekten alıkoyuyordu.
Aradan kaç dakika geçtiğini bile bilmiyordum ama dudaklarımı araladığımda boğazım kurumuştu. "Peki," dedim hâlâ titreyen sesimle. Banu eve doğru bakarken gözyaşlarımı sildim o görmeden. "Neden ağlıyorsun, m-mutlu olman gerekmez mi?"
Kafasını iki yana sallayarak bana döndü. Gözleri kan çanağı olmuştu, her ağladığında aynı şey olurdu. "Annem, elin kızını nasıl getirirsin diye üstüne gidince ağabeyim ile tartıştılar." İç çekti. "Annem kendisince haklı olarak Rus bir gelin istemiyor, ama ağabeyim seviyorsa o da haklı. Bilmiyorum kafam çok karışık." İnce parmaklarını saçlarından geçirdi yüzündeki hüzün bulutları eksilmezken. "Ağabeyim yeni gelmişken tekrar gitti, daha hasret bile gideremedik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES KUŞU
Teen FictionÇocukluğunun kahramanı olan Barın'a hislerini anlamlandırmaya çalışan Gülay, büyük bir karmaşanın ortasında bulur kendisini. Aşkı ilk defa hissederken bunu kabullenmek o kadar da kolay değildir. Ona yabancı olan bu his her geçen gün büyürken aşkın y...