6. AYNADAKİ YABANCI
Bile Bile, Sezen Aksu
Gecenin karanlığı üstümüzü bir yorgan gibi örterken ilk defa böyle acıttın sol yanımı.
Yaşmak, yalnızca nefes almak demek değil, düşünmekten ve hislerden geçerdi. Yaşamak o yüzden bu kadar ağır gelirdi cansız ruhların sığındığı bedenlere. Kimine mutluluk, kimine acı.
Barmenin ortadaki tezgâha kocaman pipetle bir kokteyl bırakması ile dans eden bedenlerden bakışlarımı ona çevirdim. Dövmeli kollarını sıkan gri bir tişört vardı üstünde, saçları terlemişti. Yirmi beş yaşlarında gösteriyordu, belki de daha büyük. Nezaketen gülümseyerek bardağı önüme çektim. Barmen arkasını döndüğünde hâlâ onu inceliyor olduğum için biraz utanarak bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım.
Vücudumda hiçbir dövme yoktu, yaptırmayı düşünmemiştim bile. Ama şimdi bar sandalyesinde alkollü kokteylden içerken bunu düşünmeye başlamıştım. Minimal bir dövme tercih ederdim muhtemelen, çünkü kendimi biliyordum çabuk sıkılırdım ufak olursa o kadar da rahatsız etmezdi.
İlk defa böyle bir şey içiyordum ama beni sandığımın aksine rahatsız etmemiş, garip bir his yumağını göğüs kafesime ekmişti. Rahatlamış ve hafiflemiş hissediyordum.
Parmaklarım pipet ile oynarken çalan yabancı şarkıyı mırıldanıyordum. Banu ve Furkan'ı görmek için biraz önce oturduğumuz locaya çevirdim bakışlarımı, hâlâ orada oturduklarını gördüm. Tek farkla onlar da bir şeyler içmeye başlamıştı. Banu alkol kullanmazdı, bu yüzden ben rahatlıkla içiyordum. Eve gitmemize sağlam bir kafa yeterliydi.
Kalabalık artmaya başlamıştı. Yanımdaki hareketlilik ile önüme döndüm, sol tarafımdaki bar sandalyesine kızıl saçlı bir kadın oturdu. Kızıl saçlarını geriye savurarak barmene yamuk bir gülüş sundu. Kızıl saçları görünce düşmanca bakışlarımı ondan uzaklaştırmadan bardakta kalan içeceği pipeti bir kenara bırakarak kafaya diktim. Bu yüzümü buruşturmama, boğazımda bir sızıya neden olmuştu. Kadın küçük bardakların içindeki sıvıları biber birer içerken, dikkatli bakışlarımı fark ederek bakışları bana çevirip göz kırpmıştı.
"Saçların boya mı," diye sordum engel olamadığım bir dürtü ile. Kaşlarını çatarak kulağını bana doğru yaklaştırdığında duymadığını anlayarak tekrar ettim sorumu, bu sefer daha yüksek bir sesle.
Kahkaha attı, sesini yüksek ses müzik bile duymama engel olmamıştı. "Evet," diye bağırdı tıpkı benim gibi. "Boya numarasını mı soracaksın?" Yüzünde bir alay ile bana bakıyordu.
Kafamı iki yana salladığımda midemin yandığını artık daha net hissediyordum. "Sadece çok çirkin bir renk olduğunu söyleyecektim," dediğimde yüzündeki alay silindi ve kaşları çatılarak bana doğru atıldı.
"Kızlar," diye seslenerek biraz önceki dövmeli barmenin sesi aramıza girdi. Bizi dinlediğini fark etmemiştim. "Gerginlik çıkarmaya gerek yok." Barmen, kızıl saçlı kızın kulağına bir şey dediğinde kız yalnızca başını salladı.
Hiç de geri adım atacak gibi durmasa da bar sandalyesinden kalktı. "Belli ki burada yenisin. Ki, ben veletlerle uğraşan bir kadın hiç değilim," derken kulağıma eğilmişti. Bu beni güldürdü ve o arkasını dönüp giderken daha çok sinirlerinin bozulmuş olmasını görmek beni mutlu etmişti. Barmen ne söylediyse bu onun için yeterli olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES KUŞU
Teen FictionÇocukluğunun kahramanı olan Barın'a hislerini anlamlandırmaya çalışan Gülay, büyük bir karmaşanın ortasında bulur kendisini. Aşkı ilk defa hissederken bunu kabullenmek o kadar da kolay değildir. Ona yabancı olan bu his her geçen gün büyürken aşkın y...