13. HAYAT GEMİLERİ
Sarmaşık, Evdeki Saat
Ölsem Yeridir, Yüzyüzeyken Konuşuruz
Mutluyum Ama Birazdan Geçer, İkiye On Kala
Hayattaki kilit kelimelerimin yanında kocaman bir soru işareti vardı. Ben bu kelimelere hayat gemileri diyordum. Çünkü her biri beni apayrı yerlere götürecek, bambaşka hayatlara sürükleneceğim. Tıpkı bir gemi gibi. Suyun akıntısına kapılıp, yalnızca keşfetmek isteyeceğim.
O kelimelerden biri de aşk. Kitaplarda okuduğum kadar eşsiz bir aşk istiyordum ama ben istedikçe olmuyordu. Sanırım akışına bırakmalı ve bana gelmesini beklemeliydim. Bunca zaman Barın'a olan hislerimden dolayı da kimseden hoşlanmamıştım, bu yüzden çok aradığım söylenemez. Zaten aşk dediğin zamansıdır, matematiği yoktur aşkın. Belki de bu yüzden aşkın sınavından kalmıştım.
Onun ne hissedeceğini düşündüğümden açmamıştım ağzımı.
Herkesin ne hissedeceğini düşünerek yaşamıştım bunca zaman. Ve kendim için yaşamanın ne demek olduğunu unuttuğuma inanıyordum. O kadar uzun zamandır kendim için bir şey yapmıyor ve hayatın akışına boyun eğmiştim ki bedenimi tanıyamaz hale gelmiştim. En belirgin olarak kilo vermeye başlamıştım. Kilo problemi yaşamamıştım bunca zamana kadar, şimdi de umurumda değildi ama kendimin farkında olmamak canımı sıkıyordu. Banu, göz altlarım için kapatıcım olup olmadığını sorana kadar göz altlarımın da farkında değildim. Çökmüş ve o kadar morarmışlardı ki hasta gibi görünüyordum. Bazı şeyleri kendi içimde saklamaya çalışsam da bedenim bir şekilde acısını çıkarıyordu.
Banu ile aldığım kıyafetlere bakmış, o benim için bir elbise seçerken spor salonunu arayarak üyeliğimi dondurmuştum. Aslında oraya gidip yapmak istiyordum bunu, hem Zafer Hocayla da konuşmam gerekirdi ama Banu akşama çok az kaldığı için geç kalmamdan korkup beni göndermemişti.
Banu bakmadığı son poşete bakarken, "Çok güzel şeyler almışsın," diyordu. Telefon görüşmemi bitirip onun baktığı kıyafetlerin etiketlerini sökmeye başladım. Poşetten en son aldığım gece mavisi elbiseyi çıkardığında gözleri kocaman açılmıştı. "Şaka yapıyorsun değil mi? Senin tarzın değil, nasıl ikna etti Selma Abla seni? İyi ki almışsın, bu akşam giyersin çok yakışır sana."
Elinde tuttuğu elbiseye baktım. "Hayır, onu giymeyim dolaptan bir şeyler giyerim." Ayağa kalkıp dolaba ilerlemiştim ki Banu, benimle beraber gelip dolabın kapağını kapattı. Şirin bir şekilde gülümserken beni yatağa tekrar oturttu.
"Olmaz. Bunu giy canım, ne olacak sanki? Ben de şık giyineceğim. Oradaki kızları görmemiş gibi konuşma. Herkes en güzel hali ile gidiyor."
"Banu sen ağabeyini sevgilinle tanıştırıyorsun elbette şık ol ama benim şık olmam gerekmez. Normal bir şeyler giysem daha iyi olur, bu gerçekten abartı kaçar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES KUŞU
JugendliteraturÇocukluğunun kahramanı olan Barın'a hislerini anlamlandırmaya çalışan Gülay, büyük bir karmaşanın ortasında bulur kendisini. Aşkı ilk defa hissederken bunu kabullenmek o kadar da kolay değildir. Ona yabancı olan bu his her geçen gün büyürken aşkın y...