Bu sabah erkenden kalkıp antrenman yapmaya başladım. Bugün chunin sınavlarının ikinci aşaması için ölüm ormanına gidecektik.
Antrenmanım bitince Misaro ve Akane'nin yanına gitmiştim. Onlar ile ölüm ormanına doğru yola koyulmuştuk.
Ormanın önüne geldiğimizde birçok kişi oradaydı. Bizde bir kenara geçip Anko-sensei'yi beklemeye başlamıştık.
Bir süre bekledikten sonra Anko-sensei gelmişti ve sınav hakkında bilgi vermeye başlamıştı.
"Beş gün demek... Sıkıcı olmaz umarım." Diye fısıldamıştım kendi kendime. Kaleye erkenden varacağımı biliyordum. Ama kaleye vardıktan sonra onları beklemek çok sıkıcı olacaktı.
Anko-sensei "Şimdi sizi aptallar bu belgeler ölmeniz gibi durumları üstlendiğinizi belirtiyor. O yüzden katılıp katılmamak sizin elinizde." Demişti.
Belgeler dağıtıldıktan sonra herkese düşünme süresi verilmişti. Ben katılacağım için ne yazdığına bakmamıştım bile. Ama akane ve Misaro katılmazsa sorun olurdu. Tek katılmak biraz sıkıntılı olurdu. Tek başıma ne yapabilirdim ki?
"Akane Misaro ne düşünüyorsunuz?" Diye sordum.
Misaro bana dönüp sırıtarak "Sen katılacaksınn herhalde. Seni yanlız bırakamam ölürsün hemen." Demişti.
Söylediklerine göz devirmek ile yetinmiştim. Ardından Akane'ye dönüp "Peki sen Akane?" Diye sordum.
Akane, tereddütle "Şey... Ben... Ben sizin kadar güçlü değilim. Size ayak bağı olurum. Ama chunin olmayı da çok istiyorum. Yani şey... Ah çok kararsızım." Demişti. Onu cesaretlendirmek için "Akane sen ne istiyorsan yapabilirsin ama inan bana katılmak istersen seni terk etmem. Başına birşey gelmesine hayatta izin vermem. " Dedim.
Misaro da bana destek verircesine "Evet Akane sana birşey olmasına izin vermeyiz." Demişti.
"Hem sende en az bizim kadar güçlüsün. Kendini bizden aşağı görme sakın." Diye devam ettiğimde Akane gülümseyerek "Şey, Ah peki katılacağım." Demişti.
Misaro, onun hemen ardından alaycı ses tonuyla "Ha şöyle Akane anca beraber kanca beraber. Birşey olacaksa bile hepimize olur." Demişti.
Dediklerine gülmüştüm. "Misaro haklı birşey olacaksa hepimize olacak ama hiç birşey olmayacak güven bize."
Akane'nin yüzünde bir tebessüm peyda olurken "Size güveniyorum." Demişti.
Onun ardından Anko-sensei "Eğer karar verdiyseniz belgeleri getirin ve sırasıyla kabine girip cennet ve dünya parşömenlerinden birini alın." Demişti.
Sıra bize gelip kabine girdiğimizde bize 'Cennet' parşömeni verilmişti. Dışarı çıkmadan parşömenin kimde olacağını kararlaştırmalıydık.
Akane "Bence Jun sende kalsın sen en güçlümüzsün birşey olursa parşömeni koruyabilirsin. " Dediğinde Misaro da ona katılarak "Akane haklı sende kalsın." Demişti.
"Parşömenin en güçlü de olması çok tahmin edilebilir. Bence üçgen halinde ilerleyelim ve arkaya denk gelen kişi alsın." Diyerek düşüncemi belirtmiştim.
Misaro "Yani Akane de mi kalsın diyorsun?" Diye sorduğunda kafamı sallayıp "Evet." Demiştim. Bahsettiğim üçgen de Misaro sol ben sağ tarafı tutuyordum ve Akane en arkadan bize destek oluyordu.
Akane "Ama ben... Parşömeni koruyam-" demişti. Kendine olan güvensizliği bazen çok sinir bozucu oluyordu.
"Akane sana kendini bizden aşağı görmemeni söylemiştim. Şimdi al şu parşömeni!" Demiştim sesim sert çıkmıştı ama bunu umursamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ōtsutsuki Gücünde Uzumaki (Gaara x Jun)
FanfictionJun, Naruto'nun öz kardeşi ancak Naruto bunu uzunca bir süre bilmiyor. Jun, içinde bulunan ve sandaime'nin mühürlediği chakra ile jhinchurikilerin içinde bulunan bijuların chakrasını bastırabilirabiliyor. Devamını tanıtım da anlattım iyi okumalar...