~22~

166 21 252
                                    

Koca bir günün ardından köye dönmüştük. Bir gün, sadece geri dönüş yolunda geçen bir gün bir insanı nasıl mı hayattan soğutur.
Gaara sayesinden öğrenmiş oldum. *Bu çocuk böyle değildi ya. Ne olmuş buna? İyiki bir kızardım ya! Sürekli dalga geçiyor be! Neyse kendine gel Jun!*

Kage binasına gidip kazekagenin ofisine girdik. Gaara görev raporunu vekil kazekageye verdiği sırada bende etrafa göz gezdiriyordum. Her yer parşömenler, mektuplar ve benzeri evraklar ile doluydu.

*Vekil kazekage biraz tembellik yapmış anlaşılan.*

Tekrar vekile döndüğümde Gaara'yı pek dinlemiyor gibi görünüyordu. Bu durum pek hoşuma gitmemişti. Köy son zamanlarda shinobilere daha az görev veriyordu. Ve köy halkı bile en kısa sürede godaime kazekagenin seçilmesini istiyordu. Bu durum daha da kötüleşmeden kazekage seçilse çok iyi olurdu.

"Peki. Teşekkür ederim Gaara-kun, Jun-san." Vekil kage bize küçük bir gülümseme ile çıkmamız için işaret vermişti.

Gaara ile odadan çıkmıştık ve koridorda yürümeye başladık. "Seni dinlemedi bile. Bu durum daha uzun devam edemez. Köyün durumunu düşününce bu umursamaz herif daha fazla kazekage koltuğunda oturamaz!" Diye düşüncemi söyledim.

Gaara yine kollarını göğsünün altında birleştirmişti. Ve önüne bakıyordu. "Jun, bu konuda yapabileceğimiz birşey olmadığı için boşver bence." Dedi Gaara.

Ona sinirli bakışlar atmıştım. "Sen öyle san! Ben Konaha'nın tarafsız kunoichisiyim. Tabiki yapabileceğim birşeyler var." Dedim ve kolundan tutup onu peşimden sürüklemeye başladım.

"Jun? Nereye gidiyoruz?" Dedi. Onu hiç umursamadan hızla eski kazekagelerin heykellerinin bulunduğu toplantı odasına getirdim. İçeri girdiğimizde hiç kimse yoktu.

"Jun, buraya neden geldik?"

"Çünkü neden olmasın." Dedim ve kıkırdadım. Gaara bana aptala bakar gibi bakıyordu. "Ne bakıyon tebane?" Dedim sırıtarak. Gaara sabır dilenir şekilde nefes verdiğinde kolunu elimden kurtarıp her zamanki gibi göğsünün altında birleştirmişti.

"Gerçekten neden geldik buraya?" Diye sorduğunda ona arkamı dönüp heykellere doğru yürümeye başladım. Zaten az sonra cevabını alacaktı bir daha benim yorulmama gerek yoktu.

Bir süre bekledikten sonra içeriye (ben böyle dicem çünkü doğrusunu bilmiyorum hehe) kurul üyeleri girdi. Ben zaten onların geleceğini biliyordum bu yüzden umursamamıştım. Ama Gaara onları görünce bana şaşkın baskılarını atıyordu. Ona küçük bir gülümseme sunup yanına doğru yürüdüm.

Yanına vardığımda "Jun, yine ne haltlar karıştırdın?" Gayet sakin olan ses tonunda gizli bir sinir hissetmiştim ama umursamamıştım. "Hiç. Sadece biraz sohbet edeceğiz hepsi bu." Dedim. Gaara bana kısa bir bakış attığı sırada kurul üyeleri masanın etrafında yerlerini almış oturmuşlardı. Onlara selam verip bende oturdum. Otururken Gaara'ya yanıma oturması için bir işaret yapmayı unutmamıştım.

Üyeler arasında ismini bilmediğim biri -hiç birinin ismini bilmiyorum- konuşmaya başladı. "Jun-sama göreve gitmeden önce bize sunduğunuz teklifi çokça düşündük." Dedi. Kafa sallayıp "eh ne güzel işte. Ne karar verdiniz?" Dedim. Buradaki Gaara dışında kimseyi ciddiye almıyordum. Çünkü hepsi benden korkuyordu ve istediğim şeyleri yapacaklarına adım gibi emindim.

"Jun-sama siz bu konudan emin misiniz? Ne de olsa burada godaime kazekagenin kim olacağına karar vereceğiz." Dedi. Onu umursamadan rahatça arkama yaslanıp "evet gayet eminim." Dedim ve Gaara'ya yüzümdeki gülümseme ile göz kırptım.

Ōtsutsuki Gücünde Uzumaki (Gaara x Jun) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin