İlahi bakış açısı
Ceyda dolu gözlerle karşısında ki adama bakarken aklına üşüşen anılarla yaşları ardı ardına almaya başladı. Yiğit ne yapacağını bilmez bir halde ona bakarken "Ceyda lütfen konuşur musun? Yanlış bir şey mi yaptım? İstemeden kırdım mı seni? Nolur bir şey de endişeleniyorum" dedi ceydanın yüzünü ellerinin arasına alıp yaşlarını silerken.
Ceyda yiğit'in daha fazla telaşlandırmamak için hızla toparlanıp bakışlarını kaçırdı. Önce emin olmalıydı isim benzerliği olabilirdi değil mi? Nolur öyle olsun diye geçirdi içinden.
"İyim iyim beni eve götürür müsün biraz kötü oldum" dedi çatallaşmış bir sesle.
"Emin misin? Benim yüzümden değil mi? Benim yüzümden Allah benim belamı versin niye anlatıyorsam? " dediğinde Ceyda hızla ona dönerek.
"Yok yok senden değil ben biraz şey oldum ııı duygusalım yani olur öyle şeyler hem benim babamla konuşmam lazım yani kendini suçlama hem ben sana kötü anlarını hatırlattım" dedi ardından "hep benim yüzümden tekrar hatırlayıp üzüldün... Senin gözlerine hüzün yakışmıyor Yiğit Haşimoğulu lütfen bir daha üzülme " diye ekleyip hıçkırdı. Ardından kendini tutamayıp ağlamaya başladı. Yiğit duyduğu şeyle sevinsemi ağlasa mı bilemedi.
"Saçmalama Ceyda senin yüzünden hatırladığım falan yok ben o anları hiç unutmadım" dedi ardından tek kolunu Ceyda ya uzatıp onu kendine çekip sarıldı "anlatmak istedim çünkü bunca yıl içimde tutmak azap gibi gelmişti sana kendimi açabilirim sandım ama hata ettim sen fazla duygusalsın" dedi hafif gülerek.
Ceyda başını dayadığı omuzdan kaldırıp hızla iki yana salladı "ha-hayır, hayır sen anlat bana, içini dök rahatla içinde tutarsan hastalık yapar hastalık yaparsa sen hastahanelik olursun ve ben senle uğraşamaağğğmmm" diyerek ağlamaya devam etti. Yiğit bir kahkaha patlatıp tekrar sarıldı ona, çaktırmadan kokusunu içine çekti bu fırsat bir daha eline geçmezdi iyi değerlendirmeliydi.
"Bütün derdin bu olsun gülüm ben ölüm döşeğinde olsam da sen gel uğraş benle... Ben senle iyileşirim" dedi saçlarını okşayarak. Ceyda geriye çekildiğinde istemeye istemeye ayrıldı.
"Beni eve bırak çocuk düşmanı arıza çıkarırım yoksa" dedi burnunu çekerek.
"Hay hay efendim hemen " dedi gülerek.
Ardından önüne dönüp kontağı çalıştırarak ilerledi.
Tesnim arkalarına baktığında yiğit'in arabasını göremedi hemen yanında ki devran dönüp. "Kuzenin nerde? " dedi kaşları çatık bir halde. Devran kısa bir an tesnime bakıp tekrar önüne döndü.
"Ne bileyim ben? " dedi
"Ne demek ne bileyim ben kuzenin değil mi? Sen bilmeyecen de kim bilecek? " dedi yükselerek. Devran derin bir nefes alıp. Arabayı sağa çekti. Polat ve emir ilerlemeye devam ettiler.
"Bak sana ne aldım " dedi ve arabaya bindiklerinde arka koltuğa fırlattığı poşete uzandı. Alıp tesnimin kucağına bıraktığında tesnim kaşlarını daha fazla çatıp bir ona bir kucağındaki poşete baktı. "Ne bu? " dedi.
Devran gülümseyerek, "Açarsan göreceksin" dedi.
Tesnim poşeti açıp baktığında içinden mavi kadife bir takı kutusu çıktı. Tesnim alayla gülerek "ne bu yüzük falan mı? " dedi. Devran cevap vermek yerine sırıtmakla yetindi. Tesnim merakla kutuyu açıp baktığında içinden çıkan gül desenli iki çakmakla gözleri hayretle açıldı. "Bu çok güzel" dedi hayran kalmış bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
RomanceBu hikaye birbirine merhem olmak için dünyaya gelen iki kalpsiz kalbin hikayesi