Yıldıza bas veya yorum yap;)
Ne yapacağımı bilmez bir halde duruyordum, karşılık mı vermem gerek yoksa geri mi yitmem gerek kestiremiyordum aklım bulanıyordu ellerimi nereye koyacağımı bilmiyordum.
Öpüşü gittikçe sertleşirken ellerinde bedenimi geziyordu. Dudaklarımı hoyratça sömürmeye devam ederken yavaşça dudaklarımızı ayırıp yanağıma doğru ilerledi ordan çenem geçti ardından başını boynuma gömdü. Dudakları boynumu gezmeye başlamıştı. Önce küçük öpücükler kon durdu ardından dayanamıyormuş gibi derimi dudaklarının arasına alıo emmeye başladı.
Hem emiyor hem ısırıyordu. İstemsizce ağzımdan kaçan kısa inlemeyle kendini bana bastırmaya başlamıştı. Agzımdan bir inleme sesi daha kaçmıştı. İrademi toplayamıyordum nasıl yapıyordu bilmiyorum ama beni etkisinin altına alıyor du.
Boynumu serbest bırakıp tekrar dudaklarıma abandı. Kendini daha çok bana bastırıp "karşılık ver" Dedi dudaklarıma doğru. Tekrar öpüşün sertleştirirken tam ona karşılık vereceğim sırada bir anda üzerimize bişey düştü. Devran, "LAN"
Gözlerimi açıp etrafa baktığımda çadırın üstümüze düştüğünü gördü demir lerden biri devranın kafasına çarpmıştı. Kendimi tutamayaıp kahkaha atmaya başladım devran bana döndüğünde sinir bozukluğuyla o da gülmeye başladi dışardan bizimkilerin sesi gelmeye başladığında
"Lan kalk üstümden emir giricek şimdi yanlış anlayacak " Dedim hala gülerken
"Neyi yanlış anlayacak yavrum? Evli değil miyiz? Ona ne? " Dedi ciddileşerek. Ben gülmeye devam ettiğim sırada ceydanın sesini duydum.
"Tesnim iyi misin diyerek çadırı aralamaya çalışıyordu. Panikle üzerindeki devranı gitmeye başladım. Bir süre pes ederek yana çekildi oturur pozisyona geldiğimizde Ceyda çadırı aralamıştı. Zor bela çadırdan çıltığımda emir, " İyi misin? Bir yerine bişey oldu mu? " Dedi endişeyle bedenimi süzerek devran da çadırdan çıktığında "bu çadırı kim kurdu lan " Dedi sinirle üstünü silkerek
Emir kaşlarını çatıp konuşacağız sırada lafa atlayıp "ben yaptım ama canım yandığı için pek beceremedim" Dedim dudak bükerek. Devran bana dönünce kaşları az da olsa düzelmişti.
"Tamam gülüm sen otur ben tekrar kurarım " Dedi yumuşak bir sesle.
"Evet evet sen yaparsın " Diyerek emiri kolundan tutup geri çekiştirmeye başaldım "emir sizde artık uyuyun saat geç oldu hadi " Diyerek tuğbaya kaş göz yaptım. Tuğba mesajı aldığında emirin yanına gelip "aynen canım hadi biz uyuyalım" Dediğinde emirin sert bakışları bize döndü.
"Bu dingiller nerde yatıcak? " Diyerek polatı ve yiğiti gösterdi. Yiğit hemen ceydanın yanına geçerek "hiç biriniz kusura bakmasın ben Ceydayla kalıcam" Dediğinde emir, "LAN SENİN KUSURUNU SİKERİM " diyerek kükredi inde olduğumuz yerde sıçradık Ceyda hemen yiğit'in yanından ayrılarak yanıma geldi. Yiğit şaşkın gözlerle ona bakakalmıştı.
Ortada kaldı yavrucak
İç sesimin dediğiyle gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Emir derin nefesler alarak "siz ikiniz bu çadırda kalacaksınız " Diyerek yiğit ve polatı gösterdi. Birbirlerine boş bakışlar yollamaya devam ederken "Ceyda Cansu siz birlikte yatın Tuğba sen bu çadıra geç tesnim istersen sende Tuğbayla kal ha?! " Dediğinde devran başını çadırdan kaldırıp "oğlum sen kaynana gibi niye aramıza giriyon? " Kahkahamı durdurmak için elimi ağzıma kapattım ama erkekle durmamış hayvan gibi gülmeye başlamışlardı.
Kızlar benim gibi gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı Tuğba hafif toparlanarak "valla doğru söylüyor sana ne onlardan? " Dedi yalandan bir sistemle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
RomanceBu hikaye birbirine merhem olmak için dünyaya gelen iki kalpsiz kalbin hikayesi