Mavi gözlerin kelepçesi yüreğimin
Kirpiklerin demiriÜmit Yaşar Oğuzcan
💧
Daha önce bir çok yerde duyduğumuz ama bir türlü nasıl olduğunu anlamadığımız bir kural vardır. Yani en azından benim anlamadığımdı ta ki birebir yaşıyana kadar.
Yazısız bir kural gibiydi.Geçmiş bizim peşimizi asla bırakmaz.
Bu geçmiş öyle bir şeydir ki nerede? ne zaman? nasıl? Kim tarafından? Kimin yanında? Ortaya çıkacağı belli olmaz.
Buradaki bir çok kişi geçmişinden yaralıydı ve bu yara çok derin bir yaraydı. Ben, Ceyda, tuğba, cansu, belki de selin, umut, ferhat, fırat, emir, göktürk. Hepimizin gizlemeye çalıştığı, gizlerken de kaçmaya çalıştığı bir yarası, bir geçmişi vardı.
Peki kaçabiliyor muyduk? Hayır. İnsanın öz'ü geçmişidir. Geçmişimiz ne kadar kötü olursa olsun ondan asla kaçamayız. Kaçmaya çalışmak boş bir çabadır sadece. Belki çok isteriz o geçmişi silmeyi, yerine başka bir geçmiş koymayı ama olmuyordu. Olduramazdık. Bu bizim elimizde olan bişey değildi.
Kaderdi bu.
Anne rahmine düştüğümüz andan beri alnımıza yazılan kaderdi.
Kaderimi değiştirebilirim diyenlerde çok aptaldı bence. Çünkü bu hiç kimsenin elinde olan bişey değil. Kaderini değiştirmeye çalışması da aslında kaderinde olan bişeydi. O doğmadan önce herşey belirlenmişti.
Yani demek istediğim, kimse geçmişini değiştiremez, kimse geçmişinden kaçamaz.
Aynı şuanda olduğu gibi.
Ceyda önündeki dosyaya bakarken hepimiz daha doğrusu saye timi şok içinde ona bakıyorduk. Bu kadın zümrütün ablasıydı. Ona annelik yapan kadındı.
Ceydanın öğrendiği bir çok şeyi mihrimah ablası öğretmişti. O ve biz çoktan öldüğünü sanıyorduk. Çünkü selçuk albay bize hiç bir iz bulamadığını söylemişti. Bunun olmasını kimse beklemiyordu.
Ceyda şimdi kalkıp mihrimah ablasına mı gidecekti? yoksa yine her zamanki gibi geçmişinden mi kaçacaktı? Ceyda şimdi ne yapacaktı?
Ben bile buz kesmişken Ceyda ne yapmalıydı? Benim karşıma geçmişimden biri çıksa büyük ihtimalle kalbime inerdi.
Çünkü mezardan hortlamış olacaklardı salak
İç sesim yine kendini belli etmişti. Umursamadım. Ceydanın omuzuna dokunarak, "Ceyda? " dedim fısıltı şeklinde.
Ceyda yavaşça murat başkana dönüp, "onu görebilir miyim? " diye sordu.
Geçmişinden kaçmadı. Yüzleşmek istedi. Neden bilmiyordum ama istemişti. Murat başkan başını olumlu anlamda salladığında Ceyda ayaklanmıştı. Peşinden bizde ayaklanmıştık.
Ceyda bunu fark etti mi etmedi mi bilmiyorum ama itiraz da etmedi. Hepimiz toplantı odasından çıkarak göktürkün bizi yönlendirmesine izin verdik. Sonunda sorgu odasının kapısının önünde durduğumuzda Ceyda ve geçmişi ile aramızda sadece bir kapı kalmıştı.
__________
İlahi bakış açısıCeyda şef ve ayla adını duyar duymaz aklına gelen anılarla donakalmıştı. Buraya geldiğinden beri göz ucuyla bile bakmadığı hatta varlığından bile haberi olmadığı dosyada mihrimah ablasını görme umuduyla açıp karıştırmıştı ve istediğine ulaşmıştı. Dosyada adı aylaydı ama gerçek adı mihrimah. Kimse bilmese bile o bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
RomanceBu hikaye birbirine merhem olmak için dünyaya gelen iki kalpsiz kalbin hikayesi