6. BÖLÜM: PARTİ.

9.9K 1.2K 2K
                                    




Tekrardan merhaba!

Hızlı hızlı görüşmemize ben de alıştım ama iki hafta yurt dışında olacağımdan bölüm atamayacağım ne yazık ki. Geldiğimde bu arayı kapatacağız, merak etmeyin. 💖

Yorumlar ve oylar unutulmasın! Öpücükler ve iyi  okumalar!

6. BÖLÜM: PARTİ.

Evdeki Saat, Uzunlar

DENİZ ALP

Çoğu zaman hayatın düz bir yoldan çok, asla göremeyeceğim bir bitiş çizgisine doğru ilerleyen engebelerle dolu bir yol olduğunu düşünürüm. Beni bir yolun başına koysanız ve hiçbir şey söylemesiniz nefesim kesilene kadar koşarım, bir denize atsanız ve hiçbir şey söylemeseniz göremeyeceğime emin olduğum hâlde ufuk çizgisine kadar yüzmeye çalışır ve ciğerlerimi parçalarım. Sanırım hayatta hiçbir şeyi çabasız elde edememenin en kötü kısmı, sadece nefes alırken bile çabalamak zorunda hissetmek.

Annemi hiç tanımadım. Beni doğurduktan sonra terk etti ve babamla hiç evlenmedi. Yanımda her zaman babam vardı ve bu yüzden hayata dair bildiğim her şeyi ondan öğrendim. Babam acımasız ya da sevgisini hissettirmeyen birisi değildi, sadece acımasız bir hayat yaşadığından verdiği derslerin hepsi buna göre şekillenmişti.

Sıfırdan doğmanın en kötü yanı, oradan sıyrılmanın yıllar alacağını tecrübe etmişken, oraya dönmenin sadece saniyeler alacağını bilmektir.

Ve babam da bunu biliyordu. Bu yüzden bana hayata dair öğrettiği ilk şey durmadan çabalamak olmuştu. İnsan emeklerinin karşılığını illa ki alır sözüyle büyümüştü ve nihayetinde de babamın haklı çıktığını görmüştüm. Çünkü asla iyi olacağımı düşünmediğim konularda o emek beni asla gelemeyeceğimi düşündüğü yerlere getirmişti.

Çalışma masasında otururken bunları düşünmek yerine çalışmanın aslında Tanberk'e ait olması gereken kısmını bitirmem gerekiyordu ama babamdan aldığım hiçbir ders odak sorunumu yenmeme yardımcı olmuyordu. Eğer kafamın içinde hep susturmak istediğim sesler fısıldaşmaya başlarsa yapabileceğim tek bir şey vardı: Onları dinlemek. Onlar susana dek.

Devrim bana dışarıdan görünene ters ve tahmin edilemez şekilde depresif bir yanım olduğunu söylüyordu. Bunu bana her söylediğinde reddediyordum ama içten içe haklı olduğunu biliyordum. Neticesinde tüm o eğlenceli günlerin sonunda, başımı yastığa koyduğumda kimse yoktu, yapayalnızdım. Ve annesi tarafından terk edilip tüm hayatın babasını memnun etmeye çalışarak geçiren bir çocuktan başka bir şey değildim.

Kafamı yasladığım çalışma masasından kalktığımda sırtımı oturduğum sandalyeye yasladım ve sırtımın ne kadar ağrıdığını fark ederek gerildim. Kaç saattir masada oldurduğumu bilmiyordum.

İstisnalar dışında her sabah yedide uyanırdım. Babamla ve Suzan ile kahvaltı yaptıktan sonra ahıra iner ve Zeus ile uğraşır, bakımını yapardım. Aslında bir bakıcısı vardı ama babam bu konuda ısrar etse de onun ısrarını yenebildiğim, belki de yenmek için çabaladığım ve ona karşı çıktığım tek konu buydu. Ona bakmak, kendim ilgilenmek. Bu yüzden Devrim bu eve uğramamak için elinden geleni yaparken ben bu evi terk edemiyordum. Bu babamın sıkı kurallarına uymam gerektiği anlamına geldiği hâlde.

ON ÜÇ AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin