Instagram: hazel.noyaTwitter: davincitookapen
15. BÖLÜM: GÖZE ALMA KORKUSU.
Ariana Grande, Thinking Bout You
BELLA
"Evet, anne... İyiyim, gerçekten... Tatildeyim diyorum ya..."
Hattın ucundaki ses tekrar cızırtıya uğradığında oflayarak bacaklarımı kendime doğru çektim. Ofladığımı duysaydı eminim ki beni azarlardı. Masanın üzerinde duran sigara paketinden bir dal çekmeden önce üşüdüğüm için kenarda duran ve Deniz'e ait olan kapüşonluyu üzerime geçirdim. Islak olan saçlarıma kapüşonu kapattığım sırada annemin sesi nihayet gelmeye başlamıştı.
"Ne tatili?" diye sordu bağırdığı sırada. Ses kulağımda aniden yükseldiği için telefonu kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kalmıştım. "Duyuyor musun beni? Of! Sesim bir türlü gelmiyor!"
"Duyuyorum, anne."
"Ben seni duyamıyorum ama," dedi. "Fısıldayarak konuşma. Şu huyu bırak demedim mi sana kırk kere?"
"Anne bir kere olsun bir şeyime laf etmeden duramaz mısın?" diye sordum yavaşça güldüğümde. "Neredesiniz siz?"
"Babanla yemeğe çıktık," dedi. "Yoldayız! Beni nereye götürüyorsa hat bir türlü çekmiyor..." Babama söylendiğini fark ettim, bu beni güldürdü. Bazı şeylerin hiç değişmediğini bilmek insana bir noktada huzur veriyordu. Garip bir şekilde. "Sen neredesin?"
"Arkadaşımın yazlığındayım," dedim yaktığım sigaradan derin bir nefes çektiğim sırada. "Söyledim ya. Tatile geldim."
Gözlerim kapanmak üzereydi. Tüm günü denizde geçirdiğim için üzerimde tatlı bir yorgunluk kalmıştı. Şimdi verandada oturuyor ve sahile çarpan deniz dalgalarını dinliyordum. Geçen aylarda çektiğim fotoğrafları Tanberk'ten ödünç aldığım bilgisayarda derlerken annem aramış ve her zamanki beni neden aramıyorsun azarını çekmeye başlamıştı.
"Arkadaşın mı?" diye sordu. "Ne kadar çabuk arkadaş edinmişsin."
Güldüm. Sesinden şaşkın olduğu anlaşılıyordu çünkü beni tanıyordu. Buna ben de şaşırıyordum. Bu kadar kolay arkadaş edinmiş olmama yani.
Bu kadar çabuk birinden hoşlanmama da şaşırıyordum gerçi.
Ama bunu pek düşünmemeye çalışıyordum.
"Öyle oldu," dedim sigarayı parmaklarım arasına aldığım sırada. "Bir şey yoksa kapatalım bu gecelik? Şu fotoğrafları derlemem lazım bizimkiler gelmeden."
"Sizinkiler kim?" diye sordu.
"Arkadaşlarım işte anne," dedim. İstemsizce esnemiştim. Saat daha akşamın sekiziydi ama uyuyakalacak gibi hissediyordum. "Söyledim ya. Sen beni dinlemiyor musun?"
"Seni bırakıp gittiler mi?" diye sordu. Tabii ki takıldığı nokta bu olacaktı. Benim annem felaket senaryosu üretmeye kodlanmış bir makineydi. "Neredeler?"
"İşleri vardı anneciğim," dedim gülerek. "Kimse beni terk edip bir yere gitmedi. Merak etme. Onlar iyi insanlar."
"Buradaki şerefsizlere de öyle diyordun ilk başta," dedi huysuz bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON ÜÇ AY
Jugendliteratur❝Sadece on üç ay buradayım. Aşık olmak, sarhoş olmak, ve hayatımda ilk kez kendim olmak istiyorum.❞