Merhabalar. Bu kitap ile şansım bir türlü yaver gitmedi sanki. Yaptığım hiçbir plan birbirine uymadı şu son iki ayda yaşadığım tatsız olaylar yüzünden. Bu aralar okul yüzünden ne yaptığımdan hiçbir şey anlamıyorum, tek yaptığım eve kendimi atıp uyumak. Burası çoğu zaman aklımdan çıkıyor, zaten hiçbir yerde aktif olamamdan anlamışsındır. Gecikmeler yüzünden kusura bakmayın, artık yaşanmayacak.İyi okumalar. <3
10. Bölümü de birkaç güne yükleyeceğim.9. BÖLÜM: KAHVALTI.
Taylor Swift, So It Goes...
Gözlerimi açtığımda hava daha yeni aydınlanmıştı. Lacivert perdelerin aralığından içeri belirli belirsiz bir gün ışığı sızıyordu ve başımın içi çatlıyordu. Zaten gecenin dördü gibi anca uyumuştum ve güneş henüz doğmadığına göre saat sabahın yedisi falan olmalıydı. Uykumu alamadığımda başım katlanılmaz derece ağrırdı.
Yatakta hareket etmeye çalıştım ama bu pek mümkün değildi çünkü kargo paketi gibi sıkı sıkıya sarılmış durumdaydım. Deniz'in bir kolu belimi kavramış vaziyetteydi, diğer kolu ise boynumu sarıyordu ve beni tamamen kafese almıştı. Bir bacağı iki bacağımın arasındaydı,
"Uyanın!" Yükselen ses ile kafamı kaldırdım, Devrim kapının önünde bağırıyordu. "Uyansanıza be artık!" Üstümden Deniz'i ittirmeye çalıştım ama kıpırdamıyordu. Bir kapının açılma sesini duydum. "Bella, uyan!" Sonra duraksadı ve "Ay, yok artık ya!" diye bağırdı. Sonra kapıyı sertçe çarptı, muhtemelen benim orada değil de Deniz'in odasında olduğumu anlamıştı. "Lan, uyansanıza! Bakın giriyorum içeri, gözlerimi çamaşır sulamak zorunda kalacağım bir manzara içinde değilsinizdir umarım! Üstünüze bir şey giyin!"
Deniz'i üstümden ittirmeye çalışırken kıpkırmızı kesildiğimi hissettim. Beyaz tenli olmaktan gerçekten nefret ediyordum.
"Ne durumu ya?" diye sordum kapıya doğru. "Abin uyanmıyor!" Devrim kapıyı açmadan önce dirseğimle Deniz'in karnına sertçe geçiridim. "Uyansana!" Kıpırdamadı bile. "Ya, uyansana!"
"Sen uyandıysan sorun yok," dedi Devrim. "Sen onu uyandırmakla uğraş, yalnız söyleyeyim imkansızla eş değer bir şey. Ölüm uykusuna yatıyor gözlerini kapatınca. Hiç uğraşamam sabah sabah onunla, kulüpte işim var ona yetişmem lazım."
"Uyanmasa ne olur?" diye sordum çaresiz bir şekilde.
"Uyanmak zorunda," dedi. "Okulda işi var. Hocayla görüşme ayarlamıştı. Tam bir saat sonra."
İsyan ederek "Ya ben bunu nasıl uyandırayım?" diye sordum.
Bu kadar gürültüye uyanmayı bırak kıpırdamamıştı bile.
"Canım artık o da senin sorunun," dedi Devrim gülerek. "İyi ki geldin ya! Beni bundan kurtaracak birine ihtiyacım vardı yemin ederim ki!"
Sonra ayak sesleri duydum, kapıdan giderek uzaklaştığında sesli bir nefes verdim ve ayağımla Deniz'in ayağına bir tekme attım. Bu sefer kıpırdandı. Ama beklediğim tepkiyi vermek yerine, beni de belimden tutarak yatağın diğer tarafına döndü.
"Şaka yapıyorsun," dedim. Dirseğimle karnına tekrar geçireceğim sırada dirseğimi tuttu ve başını yastığa koydu. "Ya uyanıksın işte," dedim geri çekilmeye çalışarak. "Kalksana artık."
Uykulu bir sesle homurdandı. "Beş dakika daha..."
"Yok beş dakika falan daha," dedim. "Kalk artık!"
![](https://img.wattpad.com/cover/269887105-288-k615877.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON ÜÇ AY
Teen Fiction❝Sadece on üç ay buradayım. Aşık olmak, sarhoş olmak, ve hayatımda ilk kez kendim olmak istiyorum.❞