16. BÖLÜM: DOĞRULUK VE CESARET.

1.6K 334 182
                                    







Oylar ve yorumlar unutulmasın! Bu gece attığım ikinci bölüm bu, o yüzden bir önceki bölümü de gözden kaçırmadığınıza emin olun lütfen. İyi okumalar.


Instagram: hazel.noya

Twitter: davincitookapen





16. BÖLÜM: DOĞRULUK VE CESARET.


The Neighbourhood, The Beach

YASMİN

Hislerini kontrol etmek.

Sıkı bir babayla ve üç ağabeyle büyüyorsanız eğer, öğrendiğiniz ilk şey bu oluyordu. Hislerinizi kontrol etmek... Hiçbir zaman eğlencenin tadını çıkarabilen birisi olmamıştım bu yüzden. Hem kendimi frenlemem gereken noktanın geleceğini bilirken, gaza basasım gelmiyordu. Risk almak gözümde korkunç bir ihtimalden başka bir şey değildi. Sonunun iyi bitmesi önemli değildi. O risk benim için her şeyi berbat ediyordu. Çünkü bir şey yaparsam, onu bir gençlik hatası diye adlandırarak tatlı bir anı hâline getiremem. Hayır, benim gibilerin hata yapma şansı yoktur. İnsanlar için basit olan birkaç eğlence, bizim gibiler için asla bitmeyecek ve tüm huzuru kaçıracak bir aile kavgasının başlangıcı olabilir.

Hayat her şeye rağmen güzel palavralarından çok sıkıldım.

Hayatımdan nefret ediyorum.

İşte, söyledim. Sonunda itiraf ettim.

Hiç tanımadığım bir bedene çarparak savrulduğum an, gerçekten sarhoş olduğumu anladığım andı. Başım dönmeye başlamıştı. Az önce çarptığım kız bedeni bana laf ederek yanımdan geçip gitti. Eğer kafam bu kadar iyi olmasaydı ve ne dediğini anlamış olsaydım kesin onunla bir kavgaya girişirdim ama şu an uğraşacak hâlde değildim. Tek istediğim şey kendimi tuvalete atmaktı.

İlk kez kusacak kadar içmiştim sanırım.

Kendimi her zaman şartlandırdığım için asla sarhoş olmazdım. Çünkü her zaman babamın arayabileceği gerçeği, hep beynimin içinde dönüp dururken zincirleri bırakmam pek mümkün değil. Onun aramasını sarhoş cevaplasam ne olur? Bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum. Büyük ihtimalle beni bir haftadan daha uzun süre evden dışarı çıkarmaz.

Hayatım boyunca üniversite sınavının kaçış biletim olduğuna inandım. Bu yüzden köpek gibi çalıştım. Evden kurtulmak, şehir dışında bir okul yazmak ve yurtta kalmak istediğim tek şeydi. Başardım da... En azından benim açımdan bir başarıydı bu çünkü hiçbir zaman derslerde çok iyi olmamıştım. Şehir dışında istediğim bölümde, güzel bir üniversite kazanacak puanı yapmak benim gibi birisi için büyük bir başarıydı. Bu yüzden tercihlerimin hepsine Ankara ve İzmir yazarken kendimle fazlası ile gurur duyuyor ve bu evden çıkacağım gün için geri sayım yapıyordum.

Ama sonuçlar açıklandığında, tutan yerin İstanbul'da olduğunu gördüm ve dünyam başıma yıkıldı.

Hiç tercih yapmadığım şehir...

Çünkü babam son gece ben uyurken, benden habersiz bir şekilde tercihlerimi değiştirmiş ve hepsini İstanbul yapmıştı.

"Anlamıyorsun. Senin iyiliğin için yapıyorum. Şehir dışında asla başaramazsın. Hiç benden uzakta bir gün bile kalmadın. Hayatını mahvetmek mi istiyorsun?"

ON ÜÇ AYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin