İyi okumalar <3Doja Cat, Go To Town
An itibariyle Devrim ve Tanberk ne düşünüyorlardı bilmiyordum ama ben hapı yuttuklarını düşünüyordum.
Tabii ki ufak bir şeyi atlamıştım.
Mesela Deniz'in ne kadar saf olabileceğini.
"Cevap vermeyecek misiniz?" diye sordu Deniz sorusuna cevap gelmediğini görünce. İkisi de sadece Deniz'e bakıyorlardı. "Soru sordum lan!"
Devrim, Tanberk'den önce davranarak "Bir şey döndüğü yok," dedi panik yapmış bir sesle. "Ne dönebilir aramızda?"
"Bu kavganın sebebi sen misin?" diye sordu Deniz, gözlerini kısarak Devrim'e baktığında. Devrim'in ne kadar panik yaptığı o kadar belliydi ki, Deniz'in de anladığına emindim. En azından bunu anladı. "Alakayı bana açıklar mısın, Devrim?"
"B-bilmiyorum..." dedi Devrim, ne diyeceğini bilemiyordu. "Neden kavga ettiklerini yani. Neden öyle düşünüyorsun?"
Bana baktığında onu kurtarmamı beklediğini görebiliyordum ama bu saatten sonra benim elimden de bir şey gelmezdi.
Neden çıkmıştı ki bu kavga?
"Acaba neden?" diye sordu Deniz. "Ağlıyorsun. Dayak yiyen çocuk son birkaç gün götünün dibinden ayrılmayan Can. Bana burada ne olacağını açıklayacak mısın yoksa gidip Tanberk'e mi sorayım?"
"Abi..."
"Sıkıştırma lan kızı!" Tanberk birden Deniz'in arkasında belirmişti. "Uzaklaş. Sıkıştırma kızı."
Deniz'in gözlerindeki şaşkınlığı görebiliyordum, aynı zamanda öfkeyi de. Aralarında bir şey döndüğünü bunca zaman anlamamıştı ama şu an emin olduğunu görebiliyordum ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti çünkü kendisinin salak yerine konulduğunu hissediyordu.
Ben de öyle hissederdim.
"Kardeşimle nasıl konuşacağımı sana mı soracağım lan?" diye sordu Deniz de Tanberk'e doğru bir adım attığı sırada. "Sen kimsin?"
"Geri bas," dedi Tanberk. "Kavga çıkarmaya çalışma. Amacım o değil. Sadece kız zaten kötü hâlde, üstüne gitme diyorum."
"Sana ne oluyor peki?"
Kısa bir duraksamadan sonra "Bir şey olmuyor," dedi Tanberk. Sanki o da kendini sorgulamış ve verecek bir cevap bulamamıştı. "Bir şey olmuyor. Devrim ile alakası yok bir şeyin. Yanlış anlıyorsun."
"Karşında salak mı var lan senin?" diye sordu Deniz sinirle. "Ne dönüyor sizin aranızda?"
"Bir şey döndüğü yok!" diye bağırdı Tanberk birden sinirle. "Ne olabilir bizim aramızda lan? Ne yapabilirim ben Devrim ile? Salak salak konuşup üstüme gelme benim, zaten sinirliyim."
Dayak yiyen çocuğa döndüm. Yattığı yerden kalkıp evin içine girmişti. Ne olmuştu kiİ? Deniz çocuğun Can olduğunu söylemişti ve Tanberk'in Can'dan hiç haz etmediğini biliyordum çünkü onu kıskanıyordu. Ama bir insanı kıskançlıktan dövmeyeceğine emindim, ayrıca çocuğun onun arkadaşı olduğunu söylemişti, mutlaka bir şeyler olmuştu.
"Dürüst olmak bu kadar zor değil," dedi Deniz. "Bir şey varsa söylersin."
"Bir şey yok," dedi Tanberk. "Çocuk kardeşini rahatsız etmişti, Deniz. Ben de gerekeni yaptım, olay sadece bundan ibaret. Bir dahakine beni asla yapmayacağım şeylerle suçlamak yerine kardeşin sana her ihtiyaç duyduğunda asla bir boka yaramadığın için kendini suçla. Belki aklın başına..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ON ÜÇ AY
Teen Fiction❝Sadece on üç ay buradayım. Aşık olmak, sarhoş olmak, ve hayatımda ilk kez kendim olmak istiyorum.❞