Haddini Aşma

451 35 83
                                    

Minho kafasını sırasına gömmüş akan gözyaşlarını saklamaya çalışıyordu. Hyunjin'in sanki bilerek yapıyormuş gibi sınıfta yankılanan yüksek kahkahalarını duymamak için çantasındaki kulaklığını çıkartmış ardından da kulağına takmıştı. Hyunjin'e olan hislerini başından söyleseydi belki de canı bu kadar yanmazdı ama korkmuştu. Şimdi o korkuları birer birer yaşıyordu hiçbir şey değişmemişti.

Sınıfta gürültü artınca yavaşça kafasını kaldırdı. Herkes eşyalarını çantasına koyuyordu. Kolunun dürtülmesiyle Yeonjun'a baktı "Çıkışta Beomgyu ve ben kafeye gideceğiz sende gelmek ister misin?" Minho kafasını iki yana salladı bir hafta önce zorbaladığı insanların iyiliğini haketmiyordu. "Siz takılın birlikte benim biraz ders çalışmam lazım" Yeonjun anlayışla kafasını salladı "Pekala nasıl istersen eğer biriyle konuşmak istersen bize anlatabilirsin unutma olur mu?" Minho tekrar kafasını salladı. Yeonjun sınıfa giren bedenle ayağa kalktı heyecanla. Beomgyu sevgilisini görünce yüzüne büyük bir gülümseme kondurdu. Ellerini birbirine kenetleyip Minho'ya döndü Beomgyu ardından sır verir gibi kısık sesle konuştu "Böyle pasif durursan hiçbir şey kazanamazsın Minho. Eğer onu istiyorsan diğerlerinin fikrini önemseme günün sonunda sen ve o kalacaksınız bunu unutma" Minho yüzündeki acı çeken ifadeyi silip buruk bir gülümsemeyle Beomgyu'ya baktı sadece. Beomgyu daha fazla bir şey demeden Yeonjun'la birlikte sınıftan çıktılar.

Minho kafasını pencere kenarında oturan Hyunjin'e çevirdi. Hâlâ Dahyun'la konuşup gülüşüyorlardı. Chan ayağa kalkıp Minho ve Hyunjin'e seslendi onların aşk dramalarından sıkılmıştı. "Hadi diğerleri bizi bekliyordur çıkalım artık sınıftan" Hyunjin gözlerinin ucuyla Minho'ya bakıp Chan'ı onayladı. Tam sınıftan çıkacakken Dahyun'a döndü sevimli bir yüz ifadesiyle konuşmaya başladı "Yarın görüşürüz Dahyun" Dahyun yüzünde kocaman gülümsemeyle Hyunjin'i onayladı. Hyunjin yüzündeki gevşek gülümseyle ıslık çalarak sınıftan çıktı. Tek amacı Minho'nun daha fazla acı çekmesiydi ve buna başardığına da emin olmuştu sınıftan duyduğu sıraların yere düşme sesiyle. Chan sırayı yere atan Minho'nun yanına gitti "Bak aranızda ne geçti bilmiyorum ama az çok tahmin edebiliyorum o yüzden şimdi sakin ol eve gidelim önce sonra da konuşalım tamam mı?" Minho öfkeden dönen gözleriyle Chan'ı onayladı. Sakinleştirmeye çalıştığı nefesleriyle sınıftan çıktı. O bu kadar acı çekiyorken Hyunjin'in bu kadar mutlu olmasından ilk defa nefret etmişti.

Chan'ın çoktan ekibin yanına gittiğini görünce tedirgin adımlarla diğerlerinin yanına gitti. Changbin'in sabahki sözlerinden sonra ne yapması gerektiğini bilmiyordu artık dostlar mıydı yoksa düşmanlar mıydı bunu da bilmiyordu. Changbin omuzları düşük şekilde yanlarına gelen bedene baktı. Minho'nun üstüne yürüyeceği sırada Chan'ın boğazını temizleme sesiyle sinirle Chan'a bakmaya başladı. Yan bir gülüşle konuşmaya başladı "Bu ibne bizim yanımızda durmayacak değil mi CHAN? Sabah yediği haltı hepimiz gördük bu ibne artık bizim dostumuz falan değil" Chan derin bir nefes alıp konuştu Minho'nun tercihleri umrunda değildi şu an Seungmin'i kaybettiği gibi Minho'yu da kaybetmek istemiyordu onlar arkadaştı ne olursa olsun öyle kalacaklardı. "Haddini aşma Changbin. Minho bizim arkadaşımızdı hâlâ öyle hep de öyle kalacak" Changbin boş okulda kahkaha attı "Arkadaş mı? Hahaha sen gerçekten çok komiksin Chan. Söylesene hanginiz üste ya da şöyle mi sormalıydım o fotoğraftaki diğer ibne sen miydin?" Chan duyduklarıyla Changbin'ın boğazına sarılıp duvara yapıştırdı kafasını duvara vurup konuşmaya başladı "Burada Minho dışında bir ibne varsa o ben değilim biliyorsun değil mi? Ama bildiğin bir şey daha var" diğerlerinin duymaması için kısık sesle konuştu "aramızdaki diğer ibnenin kim olduğunı sen benden daha iyi biliyorsun Changbin" Changbin'e göz kırpıp sözlerine devam etti "bence ne demek istediğimi çok iyi anladın" sözlerini bitirdikten sonra kendini geri çekti daha demin bir şey olmamış gibi yüzüne bir gülümseme kondurup diğerlerine seslendi "hadi aramızdaki sorunları hallettiğimize göre Minho'ya gidip orada konuşalım" Chan'ın sözlerinin ardından Felix gergin bir şekilde Jisung'a baktı. Bugün için planları vardı. Jisung da Felix'e bakıp konuşmaya başladı "Chan aslında bizim Felix'le bitirmemiz gereken bir projemiz vardı yarın yapsak bu buluşmayı?" Beklentiyle Chan'a baktı. Chan çattığı kaşlarıyla konuştu "Oğlum dönem başında ne projesi lan" Jisung dudaklarını yalayıp konuştu "Ne uzattın ya bizim manyak edebiyatçı taktı işte bana Felixte eşit ağırlıkçı ya bana yardım edecek" Chan kafasını sallayıp Hyunjin'e baktı. Hyunjin üstündeki bakışları hissetmiş gibi Chan'a baktı "Benimde başka birine sözüm vardı aslında. Hem bir ibnenin evine gitmem artık" son sözlerini Minho'ya bakarak söyledi. Minho tekrar dolmaya başlayan gözlerini saklamak ister gibi merdivenlerden inmeye başladı.

Sadece Arkadaşız||HyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin