- Seni çok fazla seviyorum Xian. Çok fazla. Artık benimsin. Sadece gerçekten benim. Bu duyguyu anlatamam.
- Bende seni çok seviyorum Sean. Senin olmak harika bir duygu. Şimdi senin benim olmanı istiyorum. Tamamen bir bütün olmalıyız. Seni çok arzuluyorum.
- Farkındayım sevgilim. Bırakalım bedenlerimiz konuşsun. Biz yalnızca birbirimize ait olalım.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
Sean ve Xian, altı ayın sonunda başarılarla adlarından söz ettiren ortaklar olmuşlardı. Birbirlerine olan sevgileri de teşkilata yayılmıştı bile. Gary hoşnutsuzluğunu yüzüne yansıtsa da ağzını açıp tek kelime edemiyordu. Az kalmıştı asıl oyuna. Gary çok büyük bir oyun oynuyordu. Sean'ı o sapığa vermeyecekti. Başka planları vardı. Büyük bir anlaşma teklifi gelmişti başka bir yerden. O sapık müdürü de alacaktı anlaştığı grup. Teşkilattan olması da diğer grubun hoşuna bile gitmişti. Şartlardan biri olarak bunu öne sürdü Gary. Onun yok olması lazımdı. Her an bu sapkınlığı yüzünden kendi konumu da tehlikeye düşebilirdi. Elinde Gary'i tehdit ettiği kozu Sean ile takas edecekti sapık adam. Başka bir anlaşma olunca farklı bir yol çizdi Gary. Maske ile başka birini çıkaracaktı karşısına. Elindeki belgeleri aldığında anlaştığı örgüt onu sonsuza dek yok edecekti. Cesedi bile bulunamayacaktı belki yıllarca. Bulunsa da onunla ilintili bir şey olmayacaktı. Teşkilatta biri eksilecekti o kadar.
Zaman yaklaştıkça herkes gerilmeye başlamıştı. Hank, Edward ve Chang ayrı tedirgindi. Gary'i tanıyorlardı ama ellerinde bir delil yoktu. Adam çok kurnazca izlerini siliyordu. Tek miydi? Ardında birisi daha var mıydı? Bundan emin değillerdi. Ama teşkilattan birileri ile çalıştığından emindiler. Belki bu operasyonda her şey ortaya çıkacaktı. Sean ve Xian'ın toplayacağı bilgiler çok önemliydi. Gary henüz bu bilgiye sahip değildi. Sean ve Xian'a hafızalarında yeni bir oda hazırlamış, tüm bilgileri oraya depolayacak bir bölge yaratmıştı Charles. Onlar odayı hatırladığında kendi öz iadeleri ile açabileceklerdi. Tehlike yoksa şifreyi hatırlayacaklardı. Ne olur olmaz diyerek şifreleri Lucky'nin bedenine de gizlemişti Charles. Lucky o gün operasyona katılmayacaktı. Her hangi bir terslik olursa Hank veya Edward Lucky'i koruma altına alacaktı.
Bir şey yaklaşıyordu . Hepsi aynı huzursuzluğu hissediyordu. Adını koyamıyorlardı bir türlü. Operasyondan bir gece öncesi doyasıya sevişti Sean ve Xian. Sanki yarın yoktu. Olmayacaktı. Bunu biliyor ama dillendiremiyorlardı. Belki de abartıyorlar ama ilk kez yoğun huzursuzluk hissediyorlardı. Gece yarısını geçen saatlerde yalnızca birbirlerini öpüp kokluyorlardı artık. Nedense gözlerinde bir damla uyku yoktu. Sanki uyurlarsa birlikte olacakları bir kaç saati kaçıracaklardı. Sadece onlar değildi uyumayan. Edward, Hank ve Charles kendi bölümlerinde Chang bürosunda sabahlıyorlardı. Onlar çok farklı ve özel bir buluşa imza atmışlardı. Ve bunu birileri mutlaka isteyecekti. Şimdiden pişmandılar. Bunu çok gizli yapmalıydılar ama iş işten geçmişti. Ellerinden geldiğince korumalıydılar artık.
- Charles bu baskın sonrasında ikisini ölü ilan edeceğiz. Yüzlerini hayatlarını her şeylerini değiştireceğiz. Gizli bir birim kurmak istiyorum. Daha doğrusu Chang bu fikirde, bizde katılıyoruz. Sanırım Çinli bir iş insanı da böyle bir projeye katkıda bulunacakmış. Nedenini sonra da öğreniriz. Ama bu çocuklar tehlikedeler şu anda. Çok kişi peşlerinde olacak.
- Hank bu çok iyi fikir. Benim de içim hiç rahat değildi. Ne yarattım diye korkmaya bile başlamıştım.
- Charles sen de tehlikedesin. Senin de yüzün değişecek baştan yepyeni üç insan yaratacağız. Şu baskını atlatalım önce.
- Umarım her şey yolunda gider. Gary'i izletiyor musun?
- Evet ama izlendiğinin farkında çakal. Asla açık vermiyor.
![](https://img.wattpad.com/cover/348166188-288-k625204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who am I? Who are we? Ben kimim? Biz kimiz? ~ Yizhan
FanfictionYalnızlıktan bulduğum değildin. Aynı yolun yolcusu seçildik bilmeden. Aynı şehrin ayrı köşesinden, başka uzak, ayrı şehirde, aynı yerde buluştuk. Hırçındın. Deli dalgalar gibi. Benimle sakin sulara inmeni istedim. Mutluyduk, okyanusu...