Bir kaç saat önce neredeyse umudunu kaybetmek üzereydi herkes. Xian uyanmıyordu ve yol çizemiyorlardı. Şimdi her yer aydınlanmıştı. Köstebek yakalanmış sorgulanacaktı. Düşman kendilerinden koruma isteyecekti, içlerine sızılacaktı. Her şeyin yolunda gitmesi için dua ediyordu herkes.
Xian, büyük ve tehlikeli bir düşmanla karşı karşıya olduğunu bilmiyordu henüz. O adam Xian'ı öldürmeye kurulmuştu. Xian ismini ve yüzünü değiştireceği için şimdilik tehlike yoktu. Düşünemedikleri içlerinde bir köstebek daha olabilir miydi? Bu her şeyi ve herkesi tehlikeye atardı. Xian o köstebeği kısa sürede bulacaktı. Yemek sonrası içine çekilip diğerlerinin düşüncelerini okuduğunda buldu onu. Adamlardan biriydi. İçlerine sızabilmişti ama hata yapmıştı. Xian vardı avcı olarak.
Gary'i gece kaçıracaktı köstebek. Xian gülümsedi. Tehlikeli bir biçimde öfkeyle gülümsedi.
- Yakalandın hain...
¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬
- Charles dikkatli olun. İçimizde bir köstebek daha var. Bu gece Gary'i kaçıracak. İçimize sızmışlar. Şimdilik iki kişiler ama bu grubun ifşa olduğunu gösterir. Nasıl buldular da ulaştılar acaba? Bir güvenlik açığı var.
- Ne olabilir ki? Ajay bir hata mı yaptı acaba?
- Dur bakalım öğreneceğiz. Sabahı bekleyemeyiz artık davetsiz misafir yüzünden. Sen en iyisi, gerçeklik ilacını hazırla. Bunlarla boşa zaman harcamayalım. On dakika içinde hazır ol. Ben şimdiden iniyorum. Misafiri karşılamam gerekiyor.
- Dikkatli ol. Boş değildir.
- Merak etme. Sen şimdilik kimseyi uyarma. Sen, ben ve Hank iniyoruz.
Xian mahzene önden inerek gizlendi. Adı John olan bu köstebek Gary'e yaklaştı. Xian onları dinliyordu.
- Patron, benim. Vale. Merak etmeyin sizi çıkaracağım buradan.
- Seni kim gönderdi buraya? Burada olduğumu nasıl biliyordun.
- Büyük patron gönderdi beni. Sizin o kulübede olduğunuzu ve ne olursa olsun gözden kaçırmamamı söylemişti. Buraya kadar takip ettim sizi. Kapıdaki korumayı öldürüp yerine geçtim. Yüzümde maske var merak etmeyin. Merkeze bir türlü haber veremiyorum. Burada her şey bozuk gibi. Tahmin etseydim girmeden yerimizi bildiren mesajı atardım çoktan.
- Bir şey değişmezdi. Onlar bizi almaya geldiğinde çevresel iletişimimizi bozdular. Şimdi de önemi kalmadı. Buradan çıkamayız artık.
- Bravo Gary sınırlarını bilmek güzel bir şey.
- Sen, sen bizi dinliyordun demek.
Xian bir kaç dövüş tekniğiyle vale kod adlı kişiyi etkisiz hale getirip diğer tarafa hapsetti. Burası eski zamanlardan kalma bir yer altı mahzeniydi. Belki de çok eskiden buraya suçluları koyuyorlar. Veya suçsuzları. Önemlisi eski ama hala sağlam olmasıydı. Hank ve Charles geldiğinde Gary sırıtarak onlara baktı.
- Hank eski dostunu asla bulamayacaksın biliyor musun? Yerini sadece ben biliyorum. Sana söylerim ama karşılığını da beklerim.
Bu kez sırıtan Xian'dı.
- Sen hiç zahmet etme. Şimdi her şeyi öğreneceğiz zaten.
Gary'i anlamıştı tabi. Kendide bir kaç kez bu yola başvurmuştu. Özellikle de Sean'ı sorgularken. Ama ondan hiç bir bilgi alamamıştı. Charles nasıl bir şey yapmıştı çözememişti. Daha sonra Xian ve Charles üstünde de denetmiş yine başarısız olmuştu. Gary bilmiyordu Charles'ın ne yaptığını. Tüm gerçek bilgilerin tehlike anında yeni ve gizli odada saklandığını bilemezdi. Bu odaları kendileri açabilirdi. O da çevre güvenini hissederlerse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who am I? Who are we? Ben kimim? Biz kimiz? ~ Yizhan
FanfictionYalnızlıktan bulduğum değildin. Aynı yolun yolcusu seçildik bilmeden. Aynı şehrin ayrı köşesinden, başka uzak, ayrı şehirde, aynı yerde buluştuk. Hırçındın. Deli dalgalar gibi. Benimle sakin sulara inmeni istedim. Mutluyduk, okyanusu...