18-Xian'ın bir kimliği var.

20 6 3
                                    

     

     - Yalnız değil miyiz? Burası gerçekte neresi Yu? Yoksa bana işkence mi yapacaksınız? Siz karşı örgüt müsünüz? Beni kandırdın mı Yu? Bana yalan mı söyledin?

     - James dinle. Karşı örgüt de ne bilmiyorum. Ben senin yanındayım ve seni koruyorum.

     - Bana yalan söyleme, güzellikle yaklaşıp bana işkence edeceksin. Benimle yatmanda mı planın parçasıydı. Seni geberteceğim Yu...

     Yu şaşırmıştı iyice başka birileri daha mı vardı? James neden kandırıldığını düşünüyordu? Neden işkenceden söz ediyor ve titriyordu? Seni öldüreceğim derken bile sesinde korku vardı neden?

             ¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬

     - James beni dinle ve sakin ol. Örgüt dediğin ne anlamıyorum. Sizden başka örgüt mü vardı. Antonio ile mi çalışıyorsun? Bunları sormak istemiyorum ama sen anlamıyorsun beni takılmışsın. Ben seni gerçekten seviyorum ve korumak istiyorum...

     - Yalan. Hani sen Sean'ı seviyordun. Onu unutmamıştın. Yalan olduğu burda belli. Beni güzellikle kandırmaya çalışıyorsun. Sonra işkence edeceksin değil mi?

     - Ahh Tanrım bana yardım et. Seni kandırmak için sebebim yok James. Sana birden bire ne oldu. Bu işkence de nereden çıktı. Bana bunlardan söz etmemiştin. Kaza dedin, ameliyat dedin ama işkence asla demedin. Yoksa bilinçaltın bir şeyler mi hatırlamaya başladı?

     - Sana asla inanmıyorum sen biliyorsun ne olduğunu. Beni kandırıyorsun aklınca. Beni bırakın lütfen. Ben hiç bir şey bilmiyorum. Ne yaparsan yap bir şey öğrenemezsin. Bilmiyorum Xian. Yalvarırım bana inan. Madem beni kandırmıyorsun ispatla beni serbest bırak. O zaman inanırım sana.

     Yu'nun yüreğinde fırtınalar kopuyordu. Onun Xian dediğini bile fark etmemişti. Neden böyle değişmiş ve yalvarıyordu Sean. Geçmişi hatırlıyordu kesin ama neden.

     *Charles çabuk olayları izle ve ne yapmam gerektiğini söyle. Sean'a bir şeyler oluyor.

     *Merak etme burdayım görüyorum.

     - James bak beni dinle. Dünü hatırla. Biz birbirimize söz verdik. Birbirimizi koruyacaktık hatırla lütfen.

     - Dün? Dün ne olmuştu. Ah kaçıyorduk. Beni kulübeye götürdün.

     - Evet aşkım kulübeye gittik ve birbirinize söz verdik.

     - Ahh seninle yattım değil mi? Beni kandırdın. Sen nasıl birisisin? Bana bunu nasıl yaptın. Bu kadar zaman kimse bedenimi böyle kirletmemişti. Keşke vursaydın bana.

     - Charles ne yapacaksan çabuk ol. Kafayı yemek üzereyim. James her şeyi birbirine karıştırıyor.

     - Charles kim. O mu işkence edecek yoksa?  Bırakma beni. Madem korumaya söz verdin. Verme beni ona.

     - James yalvarırım sakin ol. Birazcık dur. Bak burada kimse sana işkence yapm...

     - Bana yalan söylemeee. Hepiniz yalancısınız. Seni şimdi öldüreceğim bir daha bana işkence edemeyeceksin.

     James sözünü bitirmeden Xian'ın üstüne atlamıştı. Deli gibi kuvvetliydi. Acı çekeceğini düşününce bir kuvvet gelmişti. Zaten güçlü biriydi. Sadece ilaç onu biraz yavaşlatmıştı ama şu an Xian onu tutmakta güçlük çekiyordu. En sonunda bacakları ve kollarıyla kıskacına almıştı.

     - mantén la calma mi amor. (aşkım sakin ol)

     James İspanyolca sözleri duyunca biraz durulmuştu.

    Who am I?  Who are we? Ben kimim? Biz kimiz? ~ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin