6-Sıkıyorsa git

24 6 5
                                    

    

     - Ne oldu Xian? Sana saldırırım filan diye mi korkuyorsun? Merak etme şu an güvendesin. O duygu sorularınla çoktan geçti bitti. Hem sen de farkında değilmişsin. Unutalım bu konuşulanları. En iyisi bu. İkimizde sarhoşuz. Hank gelip alsın bizi.

     - Peki Sean. Şimdilik konuyu kapatalım. Ayık kafa ile pazartesi konuşalım. Şimdi birbirimize ne söylesek farklı algılayacağız. Bundan sonra zaten birlikte yatmayacağımıza göre sorun da yok. Ama konuşmamız gerekenler var. Şimdi, yarın ve ertesi günkü sınavları düşünelim. Ben Hank'e mesaj çektim birazdan almaya gelirler.

     İkili bundan sonrasında suskun kaldı. Hank ve Edward onları alıp merkeze döndüler araçla. Sean Hank, Xian Edward'ın yanına oturmuştu. Odalarına çekilip uykuya daldılar. İlk kez içmeleri onları çarpmıştı gerçekten.

     Xian uykuya dalmadan bir süre düşündü. Az kalsın kollarına atılıp seni seviyorum aptal diyecekti. Ama olmazdı. İçkili olarak konuşmak istemiyordu. O hislerini itiraf edecekti pazartesi günü. Kabul görür veya görmezdi, umurunda değildi. En azından belirsizlik kalkacaktı aralarından. Şimdi yarınki sınav ve Lucky'e odaklanmalıydı. Hatta şu an hiç bir şeye odaklanmamalı uyumalıydı. Anladığı şey onun kalp ritminin dengesiyle oynuyordu. Bu kez yanlış anlamadığına emindi.

             ¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬¬

     - Demek adını Lucky koydunuz. Sibirya kurdu öyle mi? Bunu sahibi mi söyledi size?

     - Evet de, ne oldu ki?

     - Adam köpeğin sahibi değilmiş. Olsa ırkını bilirdi. Ya çalmış ya sokakta bulmuş mavi gözlü olunca da sallamış. Aslında çok da iyi olmuş. Sibirya kurtları ajan kurdu olamazdı çünkü. Onların yapısı farklı.

     - Peki bu ne, yani hangi cins?

     - Aslında şanslı olan sizsiniz. Bu bir Alman kurdu. Nadir olanlardan. Gözleri mavi olan çok nadirdir Alman kurtların da. Polis köpeği eğitiminde genellikle Alman kurdu seçilir. O nedenle şanslısınız dedim. Onu eğitime vereceğiz. Her gün onu görüp eğitimine sizde katılacaksınız. Böylece size daha çabuk alışacak. Ne derseniz anında dinleyecek. Yavru olması ayrı avantaj. Yalnız onu içeri alamayız. Anladığım kadarı ile Sean da onun yuvasını filan almış. Şimdi eğitim sahasına yuvasını kuralım oraya şimdiden alışsın. Sakın acıyıp içeriye almayın yoksa tepenizden inmez. Size bir dakika rahat vermez. Şimdi hele tam oyun çağında.

     - Anladık dage. Ne derseniz dinleyeceğiz. Önceden hiç köpeğim olmamıştı zaten. Sean senin var mıydı köpeğin sanki daha alışıksın. İlk bana yaklaştı ama sonradan dikkat ettiysen hep senin gözüne bakıyor. Sen biraz kafasını sevsen kuyruğunu sallıyor sürekli. Bu onun senden hoşlandığını seni sahibi olarak seçtiğini gösteriyor.

     - Xian bu konuda haklı Sean. O çoktan seni seçmiş. Ama bu da iyi değil. Xian'ı da iyice tanımalı. Sen ilk zamanlar ona çok yaklaşma. Xian'ı da benimsediğinde ikinizin sahibi olduğunu anlayacak.

     - Hank, beni sahibi olarak tanımasını istemiyorum zaten. Görev bitince yollarımız ayrılacak farklı görevlere çıkacağız. Lucky Xian ile kalmalı. Onu korusun, yanında olsun. Ben yanımda kimseyi istemiyorum. Onun sorumluluğunu alamam. Ve ona bir şey olursa kendimi de kolay toparlayamam. Neyse bunlar için zaman var ama dediğim gibi şimdilik ikisi çalışsın. Artık şu sınava başlasak mı? Yarın üstlere ne göstereceğiz onu da ayarlamış olalım.

     Sean'ın sözleri bıçak gibi yüreğini deliyordu Xian'ın. Tahmin ediyordu belirsizlik onu bu hale getirmişti. Onu ittiğinden beri Sean kırgındı, kırılmaya da devam ediyordu. Sabredecekti bir gün daha. Bugün geçince yarın için Sabredecekti. Pazartesi günü her şey açığa çıkacaktı.

    Who am I?  Who are we? Ben kimim? Biz kimiz? ~ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin