one

350 24 12
                                    


Uzun zamandır iş arıyordum. Fakat hiçbiri istediğim gibi değildi. Bazılarının maaşları düşük, bazılarının patronları gıcık, bazılarının ise saçma istek ve kuralları vardı.

Benim beğendiklerim ise beni kabul etmiyordu.

Bunu bilen Lisa bana çalıştığı şirkette ortaklardan birinin asistanlığını yapabileceğimi söylemişti.

Bu teklifi ilk önce reddettim. Ne olursa olsun torpille ya da birilerinin yardımıyla bir şeyler yapmak istemiyordum. Fakat Lisa, çok acilen bir asistan bulunması istendiğini ve benden bahsettiğinde istedikleri kriterlere uygun bulduklarını söyledi. Yine reddedeceğim sırada Lisa çoktan bir görüşme ayarladığından behsetti.

Benin emrivakilerden ne kadar hoşlanmadığımı bilen arkadaşımın bu yaptığına kızmıştım fakat o yine bir şekilde gönlümü almıştı.

Şimdi ilk gün için bana çok yakışan elbisemi giymiş, aynadan görünümüme bakıyordum.
Boyu kısa olduğundan biraz iddialıydı elbisem fakat bunu sorun etmedim.

Şirketten içeri girdiğimde Lisa nın nerede olduğu ile ilgili tahmin yürütmeye çalışıyordum. O sırada ileriden el sallayarak geldiğinde buna gerek olmadığını fark ettim. Yanıma ulaştığında koluma girmiş ve geldiği yöne ilerletmeye başlamıştı. Kulağıma eğilerek, "Aman Tanrım, Jennie! Çok güzel olmuşsun." dediğinde onun görmeyeceğini bilsemde kocaman gülümsedim. "Teşekkür ederim!"

Biraz ilerlediğimizde çalışanların masalarının olduğu koridora ulaştık. Ardından tam önümüzdeki merdivenleri çıkmaya başladık. Merdivenler bittiğinde önümdeki koridora göz gezdirdim. Burada beş tane kapı vardı. Onun dışında bomboştu. Aşağısı ne kadar hareketliyse bu koridorda bir o kadar sessizdi.

"Şu kapı" Lisanın eliyle gösterdiği solumuzda kalan kapıya baktım. Kafamı salladım ve kolumu Lisa dan ayırdım. Samimi bir şekilde gülümsedim. "Heyecanlanma sakın, Dikkat et!" Ona el salladım ve arkamı döndüm.

Kapıya ilerledim.

Ve şimdi kapının tam önündeydim. Derin bir nefes aldım. Şimdiye kadar çok fazla iş görüşmesine gitmiş olsamda yine de heyecanlanmıştım.

Elimi yumruk yaptım ve 2 kez tıklattım. Ardından bir ses gelmesini beklemeden içeriye girdim. Girer girmez arkama dönüp kapıyı geri kapattım ve 'patron' a döndüm.

Döndüğüm gibi onunla göz göze geldim.

Kim Taehyung.

O karşımdaydı.

Oturduğu yerden bile ne kadar cüsseli olduğunu anlayabiliyordum şimdi. Yüz hatları keskinleşmişti. Yüzündeki o çocuksu alayvari ifade yerini olgun ve ciddi bir ifadeye bırakmıştı. O hep dağınık olan, serseri gibi görünmesine neden olan saçları şimdi özenle taranmıştı. Üstünde siyah takım elbisesiyle karşımdaydı.

O artık eski Taehyung değildi.

Gerçi bende eski Jennie değildim.

Yıllar sonra yine birbirimize bakıyorduk ama sanki sadece isimlerimiz aynı kalmıştı, biz ise farklı insanlara dönüşmüş, büyümüştük. İki yabacıydık. Onun gözleri bana benim gözlerim ona yabacıydı.

_________________________________

Yeni kurgu yazıyorum siz okuyun da oylamayın diye🙂


did you stop loving me | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin