Toplantının ardından tekrar şirkete dönmüştük. Toplantı sırasında aldığım notları düzenleyip diğer işlerimi de hallettiğimde sıkılmaya başlamıştım. Şirketteki toplantıya daha vardı ve tüm işlerimi halletmiştim. Yine de Bay Kim'in odasına gidecek ve yapılacak bir şey olup olmadığını soracaktım.
Ayağa kalkıp saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Masamın üzerindeki defterin kapağını kapatıp Yan taraftaki dosyanın üzerine koyduğum sırada kapım açıldı. Çalmadan girildiği için sinirle kafamı kaldırdığımda karşımda yüzünün bir çok yerinde piercingi olan bir adam gördüm. Aniden odama giren bu adan hızla kapıyı geri kapatıp sırtını kapıya yasladı. Bir kaşımı kaldırarak ne yaptığına bakıyordum.
Bakışlarımı fark ettiğinde bana döndü ve gülümsedi. "Merhaba." Yüzümde hala aynı ifade ile ona bakmaya devam ettiğimde sırtını kapıdan ayırdı. Masama yaklaşıp elini uzattı. "Ben Jungkook." Bir eline bir de yüzüne bakıyordum. "Sen de Taehyung'un asistanı Jennie olmalısın." Elini tutacağım sırada aniden kapı tekrar açıldı ve Jungkook aniden masanın önünden arkasına -benim yanıma- geldi. Bakışlarım kapıya çevrildiğinde gözlerim kocaman açıldı.
"Jungkook!" Dudaklarımı birbirine bastırıyorken arkamdan Jungkook'un sesini duydum. "Jennie ile tanışıyorduk." Taehyung'un gözleri saniyelik bana kaydı ardından tekrar Jungkook'a döndüğünde onu öldürecek gibi bakıyordu. "İşimiz var. Başka zaman tanışırsınız."
Bakışlarım ikisi arasında mekik dokuyorken Jungkook dalga geçercesine cevaplar veriyor, Taehyung'u sinirlendirmekten çekinmiyordu.
"Tanrım, ne işimiz var? Yarım saat sonra toplantı yapacağız zaten." Taehyung dudaklarını yaladığında nefesimin kesildiğini hissettim. "Toplantı ile ilgili konuşacağız."
Jungkook büyük ihtimalle Lisa'nın bahsettiği şirketin diğer ortağıydı. Ondan bu kadar rahat konuşuyordu.
"Konuştuk ya!" Bakışlarım korkuyla Jungkook'a döndü. Ardından Taehyung'a döndüğümde keşke dönmeseydim diye düşünüyordum. Jungkook'ta öyle düşünüyor olmalı ki daha fazla üstelemedi. "Aman peki, geliyorum." Kapıya İlerleyip Taehyung'un yanından geçti ve odadan çıktı.
Taehyung ile göz göze geldiğimizde tam arkasını dönecekken seslendim. "Bay Kim!" Bakışları tekrar beni buldu. "Toplantıya kadar benden istediğiniz bir şey var mı?" Kaşlarını çattı. "Bir önceki toplantının notlarını düzenleyip bana mail olarak at." Neyseki notları düzenlemiştim. Yalnızca mail atacaktım.
Gülümseyerek onu onayladığımda arkasını dönüp odadan çıktı. O çıkar çıkmaz toplantının notlarını ona mail olarak gönderdim. Ardından şirketi gezmek adına odamdan çıktım. Jiwoo'nun masasına ilerledim. Lily ile bir şeyler konuşuyorlardı.
"Kızlar, selam!" geldiğimi belirtmek amaçlı sesimi çıkardığımda ikiside gülümseyerek bana döndüler. "Oh Jennie, selam. Göremedik seni?" Dudaklarımı büzdüm. "Bay Kim gelir gelmez seni çalıştırmaya başladı dimi?"
"Aslında ilk gün çalışmadım bile. Bugün de toplantı falan."
"Ah evet, bugünkü toplantı yüzünden elimiz ayağımız birbirine girdi!" Lily bıkkınlıkla konuştuğunda kaşlarım havalandı. "Bay Kim, şirket içi toplantılarına çok önem verir. Hepimizin toplantı sunumları için titiz olmasını ister." Başımı salladığımda gülümsedim. "En iyisi."
"Biz de öyle düşünmüştük ama öyle değilmiş. Eğer sunumun güzel değilse Bay Kim'in yüz ifadesi, Tanrım! En iyisini ortaya çıkarmalıyız ve bu çok stresli." Jiwoo yalandan bayılır gibi yapıp Lily'in üzerine kendine bıraktığında gülümsedim. Tekrar doğruluğunda hep beraber güldük.
"Jen, toplantıdan önce kahve içelim diyorduk. Sen de bize eşlik etmek ister misin?" Başımı hafif yana eğdim. "Elbette." Birlikte mutfağın olduğu koridora ilerledik. Mutfağa girdik ve kahvelerimizi yaptık. Bir masaya oturup kahvelerimizi yudumluyorduk.
"Bayan Choi'yi uzun zamandır görmüyorum." Lily çattığı kaşlarını havalandırmasıyla meraklandım. "Ah Tanrım, ben de görmedim!"
"Ayrıldılar mı acaba?" Jiwoo şüpheyle sorduğunda ikiside kaşlarını çatmış düşünüyordu. Daha fazla dayanamadım. "Bayan Choi kim?" Merakla sorduğumda bakışları bana çevrildi. "Choi Tzuyu. Bay Kim'in sevgilisi." Kaşlarım havalandığında Jisoo Dudaklarına alaylı bir tebessüm yerleştirdi. "Belki de eski sevgilisi." Lily ile gülüştüklerinde zoraki gülümsedim.
Tabi ya. Belki de ondandı gözlerime bile bakmayışı. Soğuk davranmasının nedeni buydu demekki. Yakışıklı adamdı zaten. İlla sevgilisi olacaktı. Evet, kesinlikle.
Ama ben ondan sonra hiç kimseyi sevmedim, sevemedim. Bu haksızlık değil miydi?
Telefonumun zil sesiyle bakışlarımı telefona çevirdim. 'Bay Kim' yazısını gördüğümde dudaklarımın arasından sıkıntılı bir soluk çıkmasına engel olamadım. Aramayı yanıtladım.
'Jennie, nerdesin?' Bakışlarım karşımdaki iki kıza çevrildi. Onlar da sessizce beni izliyorlardı. 'Mutfakta.' Sesim istemsizce fazla soğuk çıkmıştı. 'Toplantı başlayacak. Odama gel.' Kafamı onun görmeyeceğini bilsemde salladım. O da bunu sessizlik olarak düşünmüş ve adımla seslenmişti. 'Geliyorum Bay Kim.' Sonunda telefon kapandığında bana merakla bakan iki kıza hafifçe gülümsedim.
"Toplantı başlayacakmış birazdan. Ben gidiyorum." Ayaklandığımda onlarda benimle ayağa kalktılar. "Biz de son kez bir üzerinden geçelim dosyaların." Başımı salladığımda birlikte mutfaktan çıktık. Onlar ilerlemeye devam ederken ben merdivenlerden çıkarak Bay Kim'in odasına ilerledim.
'Gel!' Derin bir nefesi soluyarak kapıyı açıp odaya girdim. Bakışlarım onun bakışlarına tutunduğunda yine soğukluk hissediyordum. "Dosyayı getirmedin mi?" Bakışlarım ellerime döndüğünde dudaklarımı birbirine bastırdım. Tanrı aşkına, akıl mı kalmıştı bende? Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde kaşları çatıktı. "İsterseniz ben hemen inip alay-"
"Gerek yok. Toplantı aşağı katta olacak." Sözümü kesmesiyle dudaklarım aralık kalmıştı. Ayaklanıp bana yaklaştığında birlikte odadan çıktık. Yine o önde ben arkasındaydım. Odama girdiğinde ben de peşinden girdim.
Hızla masanın arkasına geçtiğimde yanıma geldi. Masanın üstündeki dosyalara baktım ancak istediğimiz dosya burada değildi. Arkamı döndüğümde burun buruna gelmeyi beklemiyordum. Hemen bir adım geri çekildim ve kalçamın masaya temas etmesini sağladım. "Dosya, arkanızdaki dolapta." Kenara çekildiğinde dolaba ilerledim. Dosyayı bulduğumda oradan alıp tekrar masaya döndüm ve üzerine bıraktım. Bay Kim yine bana yaklaştığında kaşlarım çatıktı ancak belli etmedim.
Dosyanın kapağını açıp benim gibi masaya eğilen ona döndüm. Yine yakın olduğumuzu fark ettiğimde geri çekilmedim. "Geçen ay ki satışlara rağmen bu ay daha iyiyiz..." Ben son kez toplantı ile ilgili detayları özet geçtiğim sırada o da bakışlarını kaçırmadan beni izliyor dinliyordu. Tekrar bakışlarımı dosyaya çevirdiğimde bir tutam saç önüme gelmişti. Hemen kulağımın arkasına sıkıştırıp Bay Kim'e geri döndüm. Ancak onun bakışları kulağımın arkasına sıkıştırdığım o bir tutamdaydı.
Anlatacaklarım bittiğinde doğruldum. O da benim gibi doğrulup kafasını salladı. "Çıkabiliriz." Bunun üzerine masanın üzerindeki dosya ve defterimi üst üste koyup elime aldım. Odadan çıkıp ortak alana ilerledik. Diğer çalışanların bakışları buraya çevrildiğinde gerginlikle dudağımı ısırdım. O sırada bana bakıp gülümseyen Jiwoo ve Lily ikilisine gülümsedim.
Sonunda toplantı odasına geçtiğimizde Bay Kim ile yan yana oturuyorduk. Onun karşısında şirketin diğer ortağı Bay Jeon, benim karşımdaysa Lisa oturuyordu. Diğerleri de geldiğinde toplantı başlamıştı.
Alın size bir bölüm daha!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
did you stop loving me | taennie
Fiksi PenggemarSonra ne kadar korksa da sordu o soruyu. 'Beni sevmeyi bıraktın mı?'