20

3.2K 150 17
                                    

İyi okumalar.

Tarık bu sabah yazıp maça izlemeye geleceğini, ve sonrasında beraber bir şeyler yapabileceğimizi söylemişti sorar bir şekilde.

Bende kabul etmiştim.

Arrık sevgiliydik garip bir şekilde. Söylediği şeyler içime dokunmuştu ve neden bir şans veremeyeyim ki diye düşünmüştüm. Bir şansı hak ediyordu.

Ayrıca Çiçek onun kuzeninin çocuğuymuş, kuzeni ölmeden önce onun ailesine emanet etmiş Çiçek'i ve ailesinin işi varken mecbur tedavi zamanında o yanında oluyormuş. Çok iyi arkadaşlarmışda.

Maç yarım saat sonra başlıyordu, biz de soyunma odasında hazırlanmış Koç'un çağırmasını bekliyorduk.

On beş dakika sonra sahaya çıktığımızda önce karşı tarafla el sıkıştık, sonra hepimiz yerlerimizi aldık.

Tribünlerde gözüm bir müddet Tarık'ı aradı. En önde izliyordu maçı ve direkt olarak o da bana bakıyordu.

Hafif bir tebessüm gönderdim ona. O zaten sırıttığı için ayrı bir gülümseme göndermesine de gerek kalmamıştı.

Maç başladığında ilk set tam karşımdaki smaçör yüzünden bizdeydi. Kız eline gelen top canını yakacak diye eğilip karşılamamıştı. Zaten ilk seti biz aldıktan sonra oyundan çıkarılmış, yerine daha iyi biri getirilmişti.

İkinci setti sonlandıran ise bendim. Güzel bir smaç basmıştım ve set bizdeydi.

Zaten amatör bir takımla oynamıştık bu yüzden maç çabuk sonlanmıştı. Bu da sezonun son maçıydı bizim için.

Çıkışta Tarık'ı arıyordu ki gözlerim arkamdan birden iki kol belime dolandı.

Zaten bir iki dakika sonra Tarık olduğunu anladım kokusundan. Biraz eğilerek kafama bir öpücük kondurdu sonra yavaşça beni kendine çevirip yanağımı da öptü. Önce sağ yanağımı sonra sol yanağımı.

Sonra hızını alamadı alnımı öptü. Sonra bir kez de burnumu. En son dayanamayarak konuştum.

"Tarık, napıyorsun?" dedim gülerek.

"Sevgilimi öpüyorum" o da gülerek söylemişti.

Yanaklarım yanmaya başlamıştı. Bir şey demeden arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Biraz belki, böyle çok azcık seviyor olabilirdim. Ama birazcık.

Tarık'ın arabasına binince yorgun olduğumu ve benim evime gidip biraz film izlesek nasıl olur diye sordum. O da kabul etmişti.

Eve geldiğimizde koşarak üst kata çıktım ve üzerime beyaz bol bir tişört ve siyah penye şort giydim.

Aşağı indiğimde Tarık'ı bulamadım. Muhtemelen o da üzerini değiştiriyordur diye geçirdim içimden.

Merdivenden ayak sesleri geldiğini duyunca dönüp Tarık'ı şöyle bir süzdüm. Üzerine siyah tişört, altında da siyah bir eşofman giymişti.

Yanıma geldiğinde kafamın üzerine küçük bir öpücük kondurdu ve kolumdan tutup koltuğa oturttu beni.

Başımı göğsüne yasladım ve rastgele seçtiğimiz bir filmi izlemeye koyulduk.

Bir yarım saat kadar sonra Tarık benden uzaklaşıp, "Naz, kendini zorunda hissettiğin için mi benimle berabersin?" diye sordu, şaşırmıştım çünkü böyle düşündüğünü bilmiyordum.

"Hayır Tarık, seninle zorla beraber değilim. İstemesem zaten sevgilin olmazdım. Belki bende senden hoşlanıyorumdur hem kim bilir?" son sözlerimde kafamı eğip sesimi kıstım.

Yüzüne alık alık bakmaya başlamıştı. "Ney?" dedi.

"Ne ney?"

"Sen benden... Hoşlanıyorsun?" kafamı salladım usulca ve başka tarafa çevirdim.

"Yemin et?"

"Tarık! Ne yemini ya hoşlanıyorum işte, bi kere söyledim bi daha söyletme!" dedim sinirle ve hızlı bir şekilde kafamı göğsüne gömdüm.

Kafamın üzerine onlarca öpücük kondururken Tatık, beni uyku ele geçirmişti bile...

Tarık bir süre izledi meleğini.

Çok güzel uyuyordu, sorgusuz.

Bu gece Tarık dünyanın en güzel mutluluğunu yaşamıştı, çocukluğundan bu yana istediği kız artık onundu.

Onun kızı...

Tabii Tarık uykuya dalarken gece habersiz, güzel bir uyku çekti sevdiği kızla.

☄︎

Bölüm sonu.

Nasıldı?

Diğer bölümde belki biraz şerefsizlik yaparım..

voleybolcu |•texting•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin