"Kızım gel buraya! Oğlum in ordan! Allah'ım sabır ver yarabbim, Tarık! Gel şuraya Pamir düşecek yakala!"
Pamir'in tezgahtan atlama çabasını Tarık havada onu yakalayarak bozmuştu.
Çiçek'i sonunda yakalamış ve saçlarını yapıyordum.
Saçları salık olsun istiyordu hep ama ensesini hep yakıyordu saçları, terliyordu hep.
Tarık kucağında oğlumuz ile yanıma geldi ve önce benim, sonra kızımızın saçlarına bir öpücük bıraktı.
Gülümseyerek yüzüne baktım, mutluyduk.
Pamir biraz fazla sinirli bir çocuktu ama gittiği hastane sayesinde bu aralar o kadar da kötü değildi, hatta bana gelip bir kızdan bahsetmeye başlamıştı.
Mutlu olduğum kısım ise, kızın adının Yağmur olmasıydı.
Ben demiştim ama!
Kendimi düzeltmiştim, bazen kabus görsem de bir şey olmuyordu. Bayağı mutluyduk.
Tarık, "Güzelim, biraz dinlen istersen. Ben bakarım çocuklara, yorgun gözüküyorsun." Dedi düşünceli bir şekilde.
Gülümseyerek, "Aslında biraz yorgunum, çok iyi olur. Ama sen yorgunsan beraber bakalım bebeğim? Kendini fazla yorma sende." Dedim.
Yanağıma kocaman bir öpücük kondurarak, "Yok güzel bebeğim, ben yorgun değilim sen git dinlen. Bakarım bu veletlere." Dedi.
Pamir koşarak babasının kolunu ısırdı, "Baba! Ben velet değilim!" Diye de bağırıyordu.
Bu hallerine kocaman gülümsedim ve eğilerek Pamir'in saçlarını karıştırdım. "Baban seni sinirlendirmek için öyle dedi bebeğim, bir daha ısırma ama olur mu?" Pamir kafasını sallayarak kolkarını boynuma doladı.
Bazen çok sinirlenip, bazen sevgi pıtırcığı olabiliyordu. Kafasına bir öpücük kondurup ayağa kalktım.
Tarık'ın kolunu elime alıp Pamir'in ısırdığı yere baktım, diş izleri çıkmış, hafif kızarmıştı.
Dudak büzerek, "Acıyor mu?" Diye sordum.
O da dudak büzerek, "Öpersen geçer" dedi. Bu haline gülerek koluna bir öpücük kondurdum.
Odamıza giderek yatağa girdim ve uykuya daldım, gerçekten yorulmuştum.
...
"Kızım, yapma bak anne uyanacak."
"Ba ba aynem uyanşın, şenden şıkıydım ben"
"Öyle mi Çiçek hanım? Sana gizli gizli dondurmayı da annen yedirsin o zaman, yediriyor mu bakalım."
"Şhht, aynem uyamcak ba ba. Duyaysa çok kızay, şuş bakim." Tarık'ın gülme sesi geldi.
"Sen gül gül, ben sana bu dondurma yedirme neymiş göstereceğim Tarık." Uykulu sesimle mırıldandım.
"Güzelim vallahi zorla aldırdı, ben almayacaktım yoksa." Dedi.
Çiçek, "Ayne, ba bam dedi şana donduyma alayım mı diye. Aynem kızay dedim ama ben şöylemem ona dedi." Kızımızın yalanıyla kocaman gözlerle ona baktı Tarık. Çok tatlı gözüküyorlardı.
Tam karnımın üzerinde Çiçek oturmuştu, yanımda Tarık ona kocaman gözlerle bakıyordu.
"Çiçeğim neden yalan söylüyorsun? Bir daha senin dediğini yapmayacağım işte!" Tarık yalandan küserek Çiçek'e arkasını döndü.
"Ya ba ba, tamam gel yaa. Ayne ben iştedim donduyma ama kızma oluy mu? Canım iştemişti şadece." Dedi. Baba yerine uzata uzata ba ba diyordu.
Kafamı kaldırarak yanaklarına kocaman öpücükler kondurdum.
"Kızmadım, ama bir dahakine söyleyip de ye olur mu birtanem?" Kafasını salladı ve babasına baktı.
"Affettin mi ba ba?"
Tarık ikimize de arkamdan sarıldı, "Affettim Çiçeğim."
Çiçek kocaman gülümsedi.
"Ayne hadi, içeyide oyun oynayalım." Dedi.
Gülümseyerek kafamı salladım. Tarık'a dönerek, "Bebeğim sende gel biraz uyu yoruldun sabahtan beri." Kafasını sallayarak kendini yatağa atıp yastığıma sarıldı. Gülerek yataktan kalktım ve Çiçek ile oyun oynamaya gittik.
♡
Bölüm sonu.
Nasıldı? Bir daha atayım mı özel bölüm?
Oy verip yorum yaparsak sevinirim :))
Bu arada; Geri Dön kurgumu okuduysanız onun gibi bir kurgu daha yazıyorum. Aşırı kısa olacak yine, 5 veya 6 bölümlük. Bakarsanız sevinirim, teşekkürler:)
Nasılsınız? Hep iyi olun.
İyi geceler'🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
voleybolcu |•texting•|
Short Story05**: Voleybolcu kızlara değil, 05**: Sana zaafım var. 05**: Bir insan nasıl bu kadar kör olur? 05**: Anlatsana biraz? Naz: Hay ben senin! Nur: Kimsin lan sen!? Naz: Sensin kör bi kere, Allah'ın cezası şimdi yazılır mı?! 05**: Fark etti mi? ...