İyi okumalar.
Sabah baş ağrısı ve sıcak bir nefes ile uyandım, ilk başta anlayamadım ne olduğunu ama sonradan aklıma gelenler ile hemen Tarık'ın göğsünün üstünden kafamı kaldırıp kollarının arasından çıktım.
O da uyku mahmuru bir şekilde gözlerini açarak 'hayırdır' der gibi kafasını salladı.
"Ben... Üzgünüm, dün gece biraz sorun oldum sana ama şimdi gitmeliy-" derken beni belimden tutarak tekrar göğsüne yatırıp kollarını etrafıma doladı.
"Sus, çok boş yapıyorsun. Bırak da uyuyayım, bari sabah sus be kızım!" diye sitem etti uykulu sesiyle.
Bende uslu uslu zaten gece sıkıntı çıkardığım için kafamı salladım ve uykuya dalmasına izin verdim.
Uykuya iyice dalınca yavaşça kollarının arasında çıkıp o tam hareket edecekken bir yastık sıkıştırdım kolunun altına.
Yastığa öyle bir sarıldı ki yastığın kemiği olsa kırılacağına emindim.
Yavaşça odadan çıkıp misafir odasına adımladım. Orda daha önceki gelişimden kalma bir kaç parça kıyafetim vardı onları giyerek üzerimdeki kumaş parçasından kurtulabilirdim.
Duş aldım ve üzerime bol siyah bir t-shirt ve altıma da kısa bir tayt giyerek mutfağa adımladım.
Mutfağa girip yemek hazırlamayı düşünürken Tarık'ı patates kızartırken bulmuştum.
Ne ara uyandı da yemek yapmaya başladı diye düşünmeden edemedim ve dile de getirdim bu düşüncemi.
"Hey sen! Ne ara uyandın ve kahvaltı hazırladın?" dedim.
Arkasını dönerek yarım bir gülümseme gönderdi.
"Kollarıma bir yastık sıkıştırdığın zaman uyandım. Resmen küçük bir çocuğu şekerle kandırır gibi kandırmaya çalıştın ama işe yaramadı işte. Hadi günaydın kahvaltıya otur bakalım." dedi.
Gülerek masaya oturdum, o da patatesleri bir tabağa koyarak masaya oturdu. Daha önceden zaten kahvaltılıkları, yumurtayı ve ekmeği koymuştu masaya, sadece patetes kalmıştı.
Ne ara yapmıştı bu kadar şeyi, o kadar çok kalmış mıydım ben duşda?
Kahvalrı ettikten sonra onun arabasıyla beni eve bıraktı, kendi de işlerinin olduğunu ve daha sonra bana yazacağını söyleyerek yanımdan ayrıldı.
Arkasından kısa bir süre baktıktan sonra eve doğru adımladım, tam anahtarla kapıyı açacakken annem içeriden kapıyı açıp saçlarımdan tutarak eve soktu beni.
Eve gelmeyecekti bugün, öyle söylemişti.
Üç, dört hafta kalacağım demişti ama ben daha da uzar diye düşünmüştüm. Yanılmıştım galiba.
"Neredeydin dün gece? Bu saçlar niye ıslak ha, sen bide başıma orospu mu olacaksın!" diye bağırarak duvara doğru fırlattı bedenimi.
Zaten kilolu bir kadındı, bu yüzden zorlanmamıştı.
Hakaretler savurarak yaklaşık bir saat dövdü, son bir tekme daha atarak karnıma oturma odasına gidip bir sigara yaktı, burnum kanıyordu ve dudağım patlamıştı.
Umrunda bile değildim.
Odama gidip ağlamaya başladım, canım yanmıyordu sadece bana bunları yapan bana can veren kadındı. Bu canımı çok yakıyordu.
Görürdüm bazı anneleri, kızlarının saçını severlerdi, çekmezlerdi.
Çok uğraşmıştım beni sevsin diye ama sevmemişti, olmuyordu işte.
Ben düşüncelerimle boğuşurken bir bildirim sesi geldi telefonumdan.
Bilinmeyen|
Bilinmeyen: Selam!
Bilinmeyen: Yine ben evet
Bilinmeyen: Mutlu oldun ama değil mi
Yazma bana
Güldük eğlendik vazgeç artık
Bşr de srnşnle upraşmsk istemiyorşm
Bilinmeyen: Hey dur bir dakika
Bilinmeyen: Ağlıyor musun sen?
Sansne bemdrn
Yszms iştr
Bilinmeyen: Ağlama güzelim
Bilinmeyen: Üzme kendini annen yüzünden
Bilinmeyen: Emin ol değmez o kadın için
Srn nrden bşliyosyn
Nryse umyrsamıyprum
Yszms bama
Bilinmeyen: Sana yazacağım ~iletilemedi~
Bilinmeyen: Hay sikeyim! Aklım kalacak sende şuan engellemen olmadı~iletilemdi~
Bilinmeyen: Ooff of ~iletilemedi~
ꨄ
Bölüm sonu.
Sizce nasıldı?
Oy vermeyi lütfen unutmayın teşekkürler
İyi geceler'🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
voleybolcu |•texting•|
Storie brevi05**: Voleybolcu kızlara değil, 05**: Sana zaafım var. 05**: Bir insan nasıl bu kadar kör olur? 05**: Anlatsana biraz? Naz: Hay ben senin! Nur: Kimsin lan sen!? Naz: Sensin kör bi kere, Allah'ın cezası şimdi yazılır mı?! 05**: Fark etti mi? ...