~Hoseok
Yoongi evden çıkınca ne yapacağımı bilemedim. Henüz yabancısıydım bu evin. Bende önce iyice tanımak istedim evi.
Önce mutfağa girdim. Her dolabı açıp içindekileri ezberlemeye başladım. Sonra buzdolabı, sonra çekmeceler.
Sonra salona geçtim. Dolaptaki kitaplar, kâğıt- defter. Sonra misafir odalarını gezdim. Banyo ve tuvaletler.
Sonra Yoongi görüntülü aradı. Kendime çeki düzen verip aramayı kabul ettim. Üzerinde gecelikle yatağa uzanmıştı. Ne kadar da tapılası görünüyor acaba biliyor mu?
-Nasılsın? Evde durumlar nasıl?
-İyiyim. Evi geziyordum.
-Hm peki yemek yedin mi?
-Hayır. Daha değil. Sen?
-Açıkçası gelir gelmez işlere başladım. Pek fırsatım olmadı.
-Garip. Sen uzun yolculuklar sonrası uyurdun. Hemen mi başladın işlere?
-Evet. Bu iş tüm uykumu aldı. Ve şuanda uykum yok.
-Kolay gelsin sana.
-Teşekkür ederim meleğim. Evde teksin diye korkmuyorsun değil mi?
-Aslında biraz korkuyorum.
-Birini gönderebilirim. Kapında bir koruma olursa belki rahatlarsın.
-Hayır hayır! Gerek yok. Sadece yapacak bir şey olmayınca aklıma kötü şeyler geliyor.
-Ne gibi?
-Normal şeyler. Arkam da cin var. Ya da odamda hayalet var gibi.
-Anladım.
-Eğer korkarsan beni ara.
-Uykunu bölmek istemem.
-Uyumam.
-Ama-
-Uykum senden önemli değil.
-Peki. Korkarsam arayacağım.
-Tamam. Sabah bir hizmetçi göndereceğim. Kahvaltı hazırlar, evi toplar gider. Sende daha rahat olursun.
-Tamam. Teşekkür ederim.
-Rica ederim. İyi geceler Sevgilim.
-İyi geceler Yoongi.
Telefon kapandığında derin bir nefes aldım. Mutfağa gidip kendime bir paket ramen yapıp yedim. Sonra tüm ışıkları kapatıp, odama gittim. Ama sonra vazgeçip Yoongi'nin odasına adımladım.
Odası baya genişti. Salon kadardı. Siyah saten bir yatak örtüsü, büyük aynalı bir dolap, bir ayakkabılık, siyah bir çalışma masası, yine siyah 2 tane koltuk, siyah yuvarlak camdan bir masa ve siyah avize.
Yoongi siyah rengi bu kadar sevmezdi. O kahverengine çok düşkündü. Belki tarzını değiştirmişti. Çünkü o aynalı dolaplardan nefret ederdi. Belki de onu yeniden tanımalıyım.
Büyük aynalı dolaba doğru gidip kapağını açtım. Siyah ve beyaz şeyler vardı. Üst üste olan raflı yerde güzelce katlanmış pantolonlar vardı. Bol, dar, deri, kot. Bir sürü. Askılıklarda ise birkaç takım elbise ve ceketler vardı. Ki bunlar baya pahalıya benziyordu.
Ayakkabıları ya siyah spor ya da klasik takım elbise ayakkabısıydı. Çekmeceyi açtığımda baya şaşırdım. Gümüş ve altın saatlerden oluşan bu çekmecenin kilidi bile yoktu. Bu evde hiç güvenlik sistemi yok mu? Tüm pahalı şeyler böyle ortada?
Sonraki çekmecede birkaç bileklik, kolye ve yüzükler vardı. Hepside mükemmel görünüyordu. İyi bir zevki vardı Yoongi'nin.
Çalışma masasına ilerledim masanın üzerinde bir sürü postit yapıştırılmıştı. Yanlış olduğunu biliyorum ama yine de okumak istedim.
Saat başı ikisini kontrol etmeyi unutma!
Anahtarlar sağdaki çekmecede!
Günlüğe bir şeyler yazdığından emin ol!
Her ayın 15'i hizmetçinin maaş günü!
Haftada 1 Bay San'ı mutlaka ara!
Gibi bir sürü şey. Neden böyle şeyler yazdığını düşünmeye başladım. Unuttuğu için miydi? Yoksa her şeyi titizlikle yapmak istediğinden mi? Evindeki düzene bakılırsa 2. Seçenek gibi görünüyordu.
Hangi ikisi? Peki bay San kim? Ya da hangi günlük? Bunları Yoongi'ye sormam gerek. Ama ya nerden öğrendin diye sorarsa? Ona odasını karıştırdığımı söylesem kızar mı ki?
Bunları boşverip üstümü değiştirdikten sonra yatağa uzandım. Işıkları kapatıp gece lambasını açtım. Elime telefonu alıp netflix'ten bir film açıp izlemeye başladım. Film bitince gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Sabah elektirikli süpürge sesi ile uyanınca başta çok korktum ama sonra Yoongi'nin gönderdiği hizmetli olduğunu hatırladım. Telefonu elime alıp saate baktığımda 1 yeni Mesajınız var yazısını görünce hemen oraya tıkladım.
~Yoongi
Günaydın ;)
Güzelce kahvaltını yap.
Saat 6 gibi evde olacağım.Mesajı beğenip elimi yüzümü yıkamaya gittim. Musluğu açtığımda o garip ses yoktu. Belki tamir olmuştur? Yemekten sonra hizmetli tüm evi temizleyip gitti. Bende güzel bir duş alıp giyindim.
Yoongi'nin odasından çıkarken gözüm arkadaki kapıya takıldı. Yoongi bana evin her yerini gezdirmişti ama orayı göstermedi.
Merakımı bir kenara bırakıp mutfaktan atıştırmalık bir şeyler alıp odamda film eşliğinde yedim. Mutfağa bırakıp temizledim. Tekrar yukarı çıkarken yine o kapı takıldı gözüme.
Yavaş adımlarla kapının önüne geldim. Tereddüt etsem de kapının kulpunu tutup aşağı indirdim ve ittim. Fakat kapı açılmadı. Kilitliydi sanırım. Tam vazgeçip odama gidecekken aklıma çalışma masasındaki postitlerde yazanlar geldi.
Anahtarlar sağdaki çekmecede!
Hızla Yoongi'nin odasına gidip sağdaki çekmeceyi karıştırdım. Burda bir sürü anahtar vardı. Ama hangisi açıyordu o kapıyı? Tek tek denesem mi ki?
Odadan çıkıp kilitli kapıya adımladım. Birkaç tane denedim ama olmadı. Sonra kapı numarasına baktım. 7. Hemen 7. Anahtarı buldum.
Yanlış bir şey yaptığımı biliyordum ama merakıma yenik düşmüştüm işte. Geldim bir kere. Geri dönsem kesin meraktan ölürdüm. Yoongi bugün gelecekti. Ve ben o gelmeden buraya bakmak istedim. O geldiğinde sorsam daha iyi olurdu ama merak ettim işte.
Başta çok korktum çünkü filmlerde böyle kapısı her daim kilitli olan kapılardan, ya aklı yerinde olmayan saklanan kardeşler, ya da cesetler olurdu. Ama Yoongi öyle biri olmadığı için cesaterimi toplayıp kilidi kapıya soktum. İki kere geriye çevirdikten sonra kapının kolunu aşağı indirip açtım. Acaba ne bekliyordu beni içeride? Belki de bizim bir sırrımızdır. Yoongi'nin aşkının içine saklanmış sırlarımız.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Ay Helü! Nasılsınız? Ben iyiyim.
Platonik olduğum kuzenim bize gelmiş. İçerde çay içiyor. Ah ah görse bi beni. Neyse. Ne bu postitler? Geçmişteki Yoongi'den eseri yok. Tarzı, zevki hepsi değişti. Anlarsınız sonra! Sizce ne var bu odada? Ceset olsa. Ne ekşın çıkar ama!Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
Sope'la Kalın☀🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enchule° / Yoonseok
Fanfiction"Karşımda oturan bu adam; Yoongi değildi. Bir zamanlar sevdiğim, Şefkatle öptüğüm, korktuğumda sıkıca sarıldığım; o güven veren adam değildi, korkunun ta kendisiydi..." Enchule°→ Birisine olan aşkınızdan her şeyi yapabilecek kadar deli olmanız m...