~Yoongi
"Yoongi çok korktum."
"Tamam bebeğim geçti...geçti."
"Sana bir şey oldu mu?"
"Hayır. Arabada biraz hasar var sadece. Sen içeri geç ben arabaya bakıp geleceğim."
"Tamam."
Odama gidip anahtarlığı aldım. Salondan çıkıp arabayı park etmeye gittim. Garajın kapısını da kilitledim. Telefonu cebimden çıkartıp Hyunjin'i aradım. Ve ona bu araba işini halletmesini istedim. Arabayı değiştirse sorun kalmazdı.
Hoseok sesten baya korktuğu için ona arabayı yakındaki bir depoya çarptığımı ve duvarı yıkdığımı söyledim. Onun için arabanın zarar gördüğü belli olsun diye arabayı değiştirtecektim.
Sonra garajdaki alet dolabından birkaç parça şey alıp dolabı kenara ittim ve kilitli kapıyı açtım.
Uzun yeraltında olan koridordan sonra nihayet kapıya varabilmiştim. Elimdeki anahtarı alıp kapıyı açtım. Neyseki onlara buradan da ulaşabilirdim. Hoseok evdeydi. Bu yüzden bu kapıdan girmem iyi olmuştu.
Hepsi bana her zamanki nefret dolu bakışlarla baksa da birazdan yalvaracaklarına emindim. Kimin yaptığını sormama gerek yoktu. O yine, ellerini ayaklarını çözmüş, eline geçirdiği ne varsa duvarı kırmıştı. Bence artık onu zincirlemenin zamanı geldi.
"Hey Kim?"
Bana döner dönmez, elimdeki penseyle kafasına sert bir şekilde vurmuştum. Anında yeri boylamıştı. Elleri kafasını sarmış, güçlü bir çığlık atmıştı. Şuan kafasının döndüğüne ve beyninin içinde iğrenç bir ağrı hakim olduğuna emindim.
"Sen; sana yapacaklarımdan hiç korkmuyor musun?"
Sonra Kim hırsla bağırdı. Zavallım sevgilisini korumaya çalışıyordu işte.
"SEOKJİN! İYİ MİSİN?!"
"Hey Joon! Merak etme! Onu testere ile doğramadım. Alt tarafı küçük bir darbe."
"MİN YOONGİ! SENİ PİÇ HERİF!"
"Hey Joon! Bu kadar bağırmak boğazına zarar verebilir. Kendine dikkat et dostum!"
"LANET OLSUN! SENİ TANIDIĞIM GÜNE LANET OLSUN!"
"Kes be! Senin bu yerinde durmaz sevgilin yüzünden benim sevgili bebeğim çok korktu. Ona yalan söylemek zorunda kaldım. Şimdi bunun için sevgiline bi ders vermeliyim."
Seokjin'e yaklaşıp bir elimle saçlarını kavradım. Acı dolu bir inleme sesini duyduğumda daha sert çektim. Belki de şuan saç dipleri fena halde acıyordu. Ama durmadım.
Saçlarını tuttuğum için hakimiyet bendeydi. Bende başını birkaç kere sert zemine vurdum. Bir, iki, üç, dört. Küfürler eşliğinde, saçını elimden kurtarmaya çalışsa da nafileydi. Min Yoongi herkesden daha güçlüdür.
2 aya yakın burdaydı. Epey bir zayıflamıştı. Diğerleri de öyle. Zaten 2 günde 1 yemek gönderdiğim için bu çok normaldi. Başından yere damlayan kanlar dahasını istememe sebep oldu. Yerdeki kırmızı kan damlacıkları gördükçe daha çok şevke geliyordum.
"BIRAK ONU!"
"HEY! SEOKJİN HYUNGUMU BIRAK!"
"NE İSTİYORSUN? ÖLDÜRMEK Mİ?!"
Hepsi konuşsa da beni durduran şey yukarıdan gelen Hoseok'un çığlığı oldu. Onu orda bırakıp hızla çıktım. Kapıları kilitlediğim gibi garajdan çıkıp eve koştum.
Bir anda kalbim ağzımda atmaya başlamış, nefeslerim hızlanmıştı. Ona bir şey olma korkusu tüm bedenimi kaplamıştı. Kapıyı kırarcasına açtığımda, gözlerim küçük meleğimi aradı. Sonra kızıllarını gördüm.
Yanına koştum hemen. Salondaki koltukta oturmuş, ağlıyordu. Hızla yanına çömelip vücudunu kontrol ettim. Bir şeyi yoktu.
"Hoseok? Bebeğim iyi misin? Ne oldu?"
"Yo-yoongi...o-onlar..."
"Onlar kim güzelim? Hadi ağlamadan anlat bana."
Yanına oturup, vücudunu sardım. Kim üzmüştü benim güzelimi? Kimdi onu böyle içli içli ağlatan? Onu sadece ben ağlatabilirdim. Ben istersem ağlayabilirdi.
"Yoon-gi...onlar...k-kay-bolmuş."
"Kim kaybolmuş güzelim? Hadi anlat bana. Kim onlar?"
"Onlar...S-seokjin ve Nam-joon hyung...kayıplarmış."
Seokjin ve Namjoon. Seokjin ve Namjoon. İsimleri bile öfkemi harlıyordu. Nerden çıkmıştı birden bire? Halbuki ben onların kaybolmadığı bilinmesin diye ne uğraştım.
İkisinin Hoseok'un ailesinin trafik kazası geçirmeden önce Londra'ya gideceğini öğrendiğimde yolda arabalarını durdurup bayıltmış, onların yerine gitmesi için de 2 adam ayarlamıştım. Şimdiye kadar bi sorun yoktu. Ne olmuştu şimdi? Bunu Hyunjin'e sormalıyım.
"Nasıl? Y-yani...nasıl öğrendin? Kim söyledi? Kimden öğrendin?"
"J-jung-kook aradı. Seok-jin h-hyung'un annesi a-aramış. 1 aylık Londra tatil-lerinden gelmedikleri söy-söylemiş."
"Bebeğim sen git uyu. Ben bu işi bi araştırayım olur mu?"
"Korkuyorum Yoongi. Umarım iyilerdir."
"Umarım."
Hoseok gözyaşları eşliğinde uykuya daldığında öfkemi çıkarmak için dışarı çıktım. Garaja girdiğim gibi kitleyip uzun koridordan yalıtım odaya ulaştım. Kapıyı sertçe açıp, aynı sertlikle kapattım.
Seokjin yerde yatıyor, diğerleri ise ağlayıp bağırmakla meşguldü. Yanına çömelip iki parmağımı şah damarına götürdüm. Atan nabzını hissettiğimde derin bir nefes aldım.
"SEOKJİN! O NASIL?!"
"Korkma ölmemiş, bayılmış sadece."
"MİN YOONGİ! SENİ PİSKOPAT HERİF!"
"Joon~ah! Eğer size ihtiyacım olmasaydı, şimdi bana ettiğin tüm hakaretleri ve sevgilinin yaptığı saçmalığı sana ödetirdim."
"Hah! Bize ihtiyacın var demek! Sana yardım edeceğime ölürüm daha iyi!"
"Kendi hayatlarınız için değil, bu odadaki herkesin yaşaması için yapacaksınız bunu."
Bana önce şaşkın gözlerle bakmış sonra da öfkeli gözlerle. Bakışları bi yanındakilere kayıyor, bi Seokjin'e.
"Lanet olsun! Kabul! Şimdi onu iyileştir!"
Hyunjin'i çağırıp yardım istedim. Arka taraftan dolanıp garaja gelmişti. Bende onu Seokjin'in yanına götürmüştüm. Yerde yatan Seokjin'e pansuman yapmış, başını sarmıştı.
Yarım saat sonra Seokjin uyanınca ona da olan biteni anlatmıştım. Oda lanetler eşliğinde teklifimi kabul etmişti. Hyunjin ikisini de arabasına bindirmiş kendi evine götürüp çeki düzen verecekti.
Diğerlerine yemeklerini verip yemelerini bekledim. Hepsi tabağını bitirdiğinde toplayıp çöpe attım. İşim kalmadığında eski demir kapıdan çıkmadan son sözlerimi söyledim.
"1 gün daha hayatın keyfini çıkarın."
Kapıları kitleyip garajdan çıktığım gibi Sevgilime yemek yapmak için mutfağa girdim. Bu yoğun günü de atlatmıştım. Şimdi yarını düşünüyordum. Umarım bi aptallık yapmaya kalkmazlar.
∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆
Ay Helü! Nasılsınız? Ben iyiyim.
Bölüm yetiştirmeye çalışıyorum yine.
Birkaç gün sonra düğün var ona hazırlanıyorum ehehehe! Nasıldı bölüm. Evet. Namjin Yoongi'nin tutsağıydı. Ama diğerleri dediği kim? Peki sizce Namjin bir şey yapmaya çalışacak mı? Anlamayanlar için anlatayım. Yoongi'nin 2 katlı evinin yanında garaj var. Ve bu garajda aşağı doğru açılan bir kapı var. O kapı da Yoongi'nin Namjinleri tuttuğu bodruma açılıyor. Diğer bölüm görüşelim.Oy ve yorum yapmayı unutmayın!
Sope'la Kalın☀🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enchule° / Yoonseok
Fanfic"Karşımda oturan bu adam; Yoongi değildi. Bir zamanlar sevdiğim, Şefkatle öptüğüm, korktuğumda sıkıca sarıldığım; o güven veren adam değildi, korkunun ta kendisiydi..." Enchule°→ Birisine olan aşkınızdan her şeyi yapabilecek kadar deli olmanız m...