Neyi Neden Yaptığımı Hiç Bilmiyorum

47 10 21
                                    

~Yoongi

Sabah Hoseok'un kollarımda uyuyor oluşuyla uyandığımdan beri kendimi çok sakin ve huzurlu hissediyorum. Sanki, yüksek dozda uyuşturucu almışım, ve kendimi boşluğa bırakmışım.

Onunla olmak; evimde olmak gibi. Onca kalabalığın arasında yerini bildiğim tek şey o.

Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen, bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin...

O günü her zaman hatırlayacağım. O tesadüf karşılaşmamız olmasaydı belki şuanda hayatta olmazdım. İğrenç dünyanın hiçbir şeyine katlanmaz, kendimi öldürürdüm. Muhtemelen şimdiye kemiklerim bile kalmamıştı.


Kahve saçları yağmurdan alnına yapışmış, elinde birkaç kitapla bir yere yetişmek istercesine koşuşturuyordu. Belki de yağmuru sevmiyordu ve evine gitmek için koşuyordu.

Üstünde durmadım. Oturduğum bankta başka yöne bakmaya başladım. Şapkam, yüzümü kapatsa da ıslanmamı engelleyememişti. Maskem ise insanların yüzüme bakmasına engeldi. Sırılsıklamdım. Şemsiyemi ise avcumun içinde sımsıkı tutuyordum.

Öfkeliydim, sinirliydim, kızgın vr kırgındım. İnsan bunca duyguyu bir anda yaşar mıydı? Yaşardı. En azından bir insan olduğum için öyle sanıyorum.

Evebeynlerim olacak lanet kişiler beni görmüyordu. Evet öyle. Bana değil kardeşime değer veriyorlardı. Sebebi ise onun iyi bir çocuk olması! Hiç görünmedim onlara. Görmediler beni.

Belki birçok kötü şey yapmıştım ama, hani aileler daima çocuklarının arkasında dururdu? Hani çocukları sadece ailesi yargılamadan severdi? Ah tabi ya! Biliyorum bunu. Bunlar kendimizi iyi hissetmemiz için öğretmenlerin uydurduğu palavralar. 

Onlar tarafından görünmek artık pekte umrumda değil. Neticede büyüdüm. Kendime beni seven birilerini bulabilirim. En azından iyi çocuk rolü yapan beni.

Çocukluğumdan beri tramva yaşayacak kadar çok ezildim. Her zaman farklı olduğum için dışlandım. Acıyı sevmem beni hastalıklı yaptı onların gözününde. Oysaki bende onlar gibi yiyorum, içiyorum, uyuyorum. Sadece eğlence tarzım farklı.

Nehir'e düşen damlaları izledim tek tek. Sonra yanımda bir hareketlilik oldu, o yöne döndüm. Az önce koşuşturan genç çocuktu bu.

"Bayım iyi günler."

Gözlerine çıkarttım gözlerimi.

"Rahatsız etmiyorum umarım?"

Hala aynı şekilde bakmaya devam ettim. Yağmurun şiddeti artmıştı ve bu genç adam benimle burada durarak hasta olma riskini arttırıyordu.

"Neden bu yağmurda burada oturuyorsunuz? Birini mi bekliyordunuz?"

Bundan sanane demek istedim. Ama konuşmaya bile tembeldim. Sadece yüzüne çatık kaşlarla bakmayı sürdürdüm.

"Üzgünüm rahatsız ettim..."

Arkasını dönüp gidecekti ki bir şey hatırlamış gibi tekrar yüzüme döndü. Gözleri gözlerime değdi yine.

"Karışmak gibi olmasın ama...neden şemsiyenizi kullanmıyorsunuz?"

Aslına bakarsanız böyle bir şey beklememiştim. Ben daha çok; 'kullanmıyorsanız şemsiyenizi ben alabilirim miyim?' sorusunu bekliyordum.

Enchule° / YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin