Masamdaki dosyalara gömüldüm. Ama benim bir kurtarıcım var. HAN JİSUNG!
"Hyung kahve getirdim. " İşte benim biricik kurtarıcım.
"Teşekkür ederim. Gel şimdi şu dava dosyasına bakmama yardım et. Hyungunun başı dertte. " Jinin elinden kahveyi alıp yanımdaki sandalyeyi pat patladım.
"Şimdi benden duymuş olma. O dava için yeni bir ekip kurulacakmış. Ama asla benden duymadın. " Yavaşça sandalyeye oturup kendi dumanı tüten kahvesini yudumladı.
"Sen nerden duydun peki? " Kahve gerçekten güzelmiş. Otomat kahvesinden gına gelmişti.
"Ben duyarım. " Elimdeki dosyayı masanın üstüne fırlattım. Gerçekten dünden beri bu dosya için uğraşıyorum ve yeni bir ekip kurulacağını öğreniyorum.
Kahvelerimiz bittiğinde ji masadan ayrıldı. Jeongin ve hyunjin sonunda masalarına teşrif edebildiler. Jeongin ve hyunjin liseden beri arkadaşlar. Hatta aynı akademiye gidip beraber mezun olmuşlar. Dostlukları uzun zamandır onlarla beraber büyümüş. Arada bunlar kesin sikişiyor diyor içimden bir ses. Ama şimdilik görmezden gelmeyi seçiyorum. Jisung da benden sonra bu ekibe atandı. İlk başlarda çok sinirli ve kavgacı biriydi. Hiç kimse ona selam bile vermek istemezdi laf yememek için. Ama bi tek ben korkmadım. İçinde bu öfkenin bir sebebi olduğuna inandım. Ona yakınlaşmaya başlayınca kendini bana yavaş yavaş açmaya başladı. Şimdi onu sağ kolum olarak görüyorum. Acemi olmasına rağmen vakaların çoğunda bana yardımcı oldu. İnanılmaz zeki ve analizci biri. Bazen ondan tırsmıyor değilim. Ama onu biricik kardeşim olarak görüyorum.
Aramızda biri daha vardı. Adı lazım değil. Bizden biri sanıp yanımıza aldık. Vakalara beraber gittik. Canımızı ortaya koyduk. Ama sadece aramıza sokulan bir köstebekten ibaretmiş. O yüzden şuan bir kişilik boşluğumuz var. Kimseye artık kolayca güvenmeyiz. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Böyle bi söz duymuştum bir yerde.
Bugün burada daha fazla durmak istemediğimi fark ettim. Mesaim bittiği gibi topukladım. Eve geldiğimde önce bir duş alıp kendime yemek söyledim. Bugün benim günüm.
Uzun zamandır yanlız yaşıyorum. Ailemden liseden sonra ayrıldım. Akademiye giderken orada yatılı kaldığımız için uzun süre görüşemedik. Polis olduktan sonra da dedektiflik sınavlarına girdim. Liseden beri yapmak istediğim şey buydu. Bazı özel nedenleri vardı benim için.
Yemeğin geldiğinde hemen masaya oturup televizyondan kendime bir şeyler açtım. Yemek masasını televizyona bakacak şekilde kurdum. Yalnız yaşamanın kötü yanı da bu. İnsan bazen yanında bir ses olsun istiyor. Bu yüzden televizyonda saçma sapan bir şey olsa bile açık bırakıp öyle yemek yiyorum. Pizzamı iştahla yerken televizyonun sesini biraz açtım. Çünkü heyecanlı bir film başladı. Yemeğimi bitirmeme rağmen masadan kalkmadım. Arkama yaslanıp filmin bitmesini bekledim. Tamamen tembellikle geçen bir akşamın ardından uykuya daldım.
.
.
.
.
.
.
"Günaydın changbin. ""Günaydın jisung. Bir haber var mı? " Masaya oturup demlediğim sallama çayımı yudumladım. Sabahları sıcak bir şey içmeden duramıyorum.
"Birazdan amir gelip açıklayacakmış. Hatta jeongin ve hyunjin bile o yüzden erkenden geldiler. "
"Ben de bunların burda ne işi var bu saatte diyordum. "
Jisung da masasına oturup bilgisayardan bir şeylerle ilgilenmeye başladı. Tam o sırada amir içeriye yanında biriyle girdi.
"Günaydın. Lafa hemen giriyorum fazla uzatmayacağım. Sizin de bildiğiniz gibi yeni bir dosya var elimizde. Aslında bu görevi size verecektim. Ama sayı olarak eksiksiniz. Başka bir ekibe vermek istedim. Ama kimse kabul etmedi. Ben de çözümü sizin yanınıza birini vermekte buldum. Çocuklar bu chan yeni ekip arkadaşınız. Umarım iyi anlaşırsınız. "
Umarım iyi anlaşırız.
.・゜゜・.・゜゜・.・゜゜・.・゜゜・
İlk defa böyle polisiye bir kurgu yazıcam o yüzden cok heyecanlıyım
Tarih atmayı unutmayın
Ohhhh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two detective one room / binchan
Fanfictionbirbirinden haz etmeyen iki dedektif aynı davaya bakmak zorunda kalır