Ji düşünür gibi elini çenesine koydu. Bu anlarda sanki kafasında bir ampül yanıyormuş gibi hissediyorum.
"Haklısın ben de bunları düşündüm. Ayrıca senin de bilmen gereken bir şeyler var. İlk iskeledeki izleme görevini hatırlıyorsun değil mi? Oradaki kırmızı saçlı çocuğu da hatırlıyorsundur. İlk başta çok şüphelenmedim ama minho bizim ofise geldikten sonra tavırları çok normaldi. Normal olması bir sorun evet çünkü hiç bilmediğin bir yerde bir dosyaya bakıyorsun. Bu kadar sakin olması ve tüm olaya hakim olması. Bizim dosyada söylemedimiz ayrıntılara bile. Şüphelenmedim değil. O yüzden gözümü onun üstünden ayırmıyorum. " Ji çok bilmiş şekilde sırtını geriye yasladı.
"Sen o yüzden mi flört ediyorsun bu çocukla? Gözümden kaçmadı değil. "
" Şimdi onun da bir açıklaması var. Biraz yakın olmak istedim. Öğrenmek için. Ama adam çok çekici. Elimde değil. " Ji gülerek bacaklarına ellerini vurdu.
Tam konuşmanın ortasında chan odaya girdi. O yüzden konuşmamız yarıda kaldı. Konuyu hemen değiştirip başka bir şeyler konuştuk.
Minho artık eve gidebileceğimizi söylediği için otelden ayrıldık. Sonunda eve gidip güzel bir uyku çekebilirim.
.
.
.
.Nihayet güzel bir uyku aldım. Uyandığımda telefonuma gelen mesajlara baktım. Jisungtan bir sürü mesaj gelmiş.
Ji
Akşam 9 da burada ol📍konum
Minhonun burada olduğuna eminim
.
.
Bir şeyler bildiğine eminim ama sorgulamadım. Tüm günümü tembellikle geçirdikten sonra akşam için hazırlandım. Siyah bol bir pantolon üstüme de siyah bir sweat giydim. Ceketimi de alıp evden çıktım. Jisungun dediği yere geldiğimde arabada bekledim. Bir süre sonra pencerem tıklatılınca irkildim. Jisung kapıyı açıp koltuğa oturdu."Gelmişsin sonunda. "
"Geldim geldim. Minho gelmedi dimi daha? "
"Hayır." Aradan geçen on beş dakikanın ardından minho kafeye girdi. Gayet sakin bir yer olduğu için fazla insan yok. Bir masaya oturup telefonunda bir şeylere bakındı. Hemen ardından bir adam gelip masaya oturdu. Adamın yüzü tam karşımızda olduğu için net görebildik.
"Benim gördüğümü sen de görüyor musun? " Dedim agzım açık bir şekilde.
"Evet ben de bunu bekliyordum. " Minhonun karşısında oturan adam o gün takip ettiğimiz balık lokantasındaki adamlardan biri. Bu hayatta hiç bir şeye şaşırmamak lazım. Biraz daha oturup hararetli bir şeyler konuşmaya başladılar. En sonunda adam masadan kalktı. Minhoya bir şey verip oradan ayrıldı. Minho arabasına bindiğinde olduğumuz yerden hareket etmedik.
"Biraz bekle eve gidecek şimdi. " Dedi jisung.
Onu dinleyip arabayı çalıştırmadım. Vakti geldiğinde minhonun evine doğru yola çıktık. İçimde inanılmaz bir heyecan ve de korku var. Çünkü son elemanımız bizi arkadan bıçaklamak için orda bulunan insandan başka biri değildi. O yüzden özellikle yeni gelen kimseye güvenmem.
Minhonun evine geldiğimizde jisung hiç bir şey olmamış gibi eve girmemizi söyledi. Buna şaşırsam da onu takip ederek eve girdim.
Kapıyı sadece baksırla açan minho anlamsız şekilde suratımıza baktı.
"Ah üzgünüm birini beklemiyordum. " Bizi içeriye davet ederken jisungun nerden çıkardığını bilmediğim şarap şişesini elinde sallarken gördüm.
"Kusura bakma biraz habersiz bir geliş oldu. Süpriz yapmak istedik. Müsaitsin değil mi? " Jisung sanki her gün gelirmişcesine koltuğa yayıldı.
"Evet ben bir şeyler giyip geleyim. "
Minho üstüne bir kazak altında da eşofmanla geri geldiğinde hala burada ne yaptığımızdan emin değildim.
"Neler yaptın bugün? " Dedi jisung bardaklara şarapları doldururken. Bardakları ne ara alıp gelmiş?
"Hiç. Eve geldim tüm gün tembellik yaptım. "
"Hmm demek öyle. Biz de öyle. Sıkıldık biraz içimizdeki stresi atmak istedik. Ah minho çok güzel kokuyorsun. " Jisung biraz minhoya yaklaşarak boynunu kokladı.
Aman tanrım ne yapıyorsun jisung?
"Ah teşekkür ederim. Genelde parfüm kullanmam. "
"Bazı günler böyle güzel kokuyorsun da bazı günler sanki balık tezgahı gibi kokuyorsun. Ailenin balık tezgahı falan mı var? " Jisung kinayeli bir şekilde konuşup bardağı eline aldı. Keyifle bir kaç yudum alıp bacaklarını birbirinin üstüne attı.
Minhonun tavrı birden değişti. Sanki masum çocuğu oynamaktan aniden karar değiştirdi. Alaycı surat ifadesiyle ikimizi de süzdü.
"Balık severim. Ama kılçık sevmem. Özellikle tüm yemeği afiyetle yiyecekken birden ortaya çıkan ufak tatlı kılçıklardan. " Gözüyle sanki jisungu gösterir gibi baştan aşağıya süzdü.
Sanırım yakalandık.
.
.
.
.
.
.Geldik zurnanin birt dedigi yere
Olaya biraz hız kazandıralım dedim
Jisungun özellikle skz oyunlarındaki zekası beni hayran bıraktığı için ficte boyle bir karakter olarak yazdim
Biraz da tsuna-ken sayesinde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two detective one room / binchan
Fanfictionbirbirinden haz etmeyen iki dedektif aynı davaya bakmak zorunda kalır