8

155 21 7
                                    


Şimdi geriye kalan tek şey bu cehennemin içinden nasıl kurtulacağımız.

.
.
.
.
.
.

"Hala bizi arıyorlar. " Dedi jeongin telaşlı bir sesle. Bir yandan hyunjinin elini tutup bir yandan arabanın camından araya bakıyor.

Minho bizi bir otele götürdü. Arabayı iki sokak aşağıya park ettik. Ne olur ne olmaz. Hepimiz bu gece burada kalacağız. Olur da bizi takip ederleese en azından evimizi öğrenemezler.

Minho önden resepsiyona gelip hepimiz için oda ayarladı. 3 tane iki kişilik oda tuttuk. Tek kalmak riskli. Ayrıca nöbetleşe ayakta durucaz.

"Ben jisungla, jeongin ve hyunjin, chan da changbinle kalacak. Alın anahtarlar. Odalarımız zaten yan yana bir şey olursa mutlaka duyarız. " Herkes anahtarlarını alıp odalarına ilerledi. Jisung çaktırmadan göz kırpıyor. Ben biliyorum bunu o yaptı.

Odaya girer girmez telefonumu elime alıp jisunga mesaj attım.

Changbin
Bunlar hep senin başının altından çıkıyor
Yanılıyor muyum?

Ji
Yanılıyorsun demek isterdim
Ama diyemem 😉
Minhoya chanla çok iyi anlaştığınızı söylemiş olabilirim
Neyse canım iyi geceler ben uyuyorum. Minho tutacak nöbeti

Changbin

Bak seni var ya

Ji çevrim dışı

Senin ben ta am|

.
.
.

Telefonu sinirle yatağa fırlattım. Chan üstündeki ceketi çoktan çıkartıp koltuğun üstüne bırakmış. İyi ki iki tane yatak var. Yoksa ben cidden jiyi sikerdim.

"Önce ben dururum ayakta sonra sen." Dedi chan. Başımla onu onaylayıp yatağa yattım. Tabi ki öncesinde ceketimi ve ayakkabılarımı çıkarttım. Pantolonla asla rahat yatamam. Ama çıkarmaktan da utanıyorum. Neyse ya ne olursa olsun. Altımdaki pantolonu da çıkartıp üstüme örtüyü örttüm. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Rahat bi uyku çekemedim. Sürekli uyanıp durdum. Uyandığımda chanın yatakta oturur şekilde uyukladığını gördüm. Yavaş adımlarla yanına gidip üstünü örtmek istedim. Örtüyü üstüne koyar koymaz eliyle boğazımı sıktı. Ben daha ağzımı açamadan nefesim kesildi. Koluna vurarak durdurmaya çalıştım. Gözlerini sonuna kadar açıp elini geriye çekti.

"Üzgünüm ben bir an. şey yani. Biraz. "

"Anlıyorum tetikte hissediyorsun. Sorun değil. Sen biraz uyu ben uykumu aldım. "

"Emin misin? "

"Eminim uyu sen. " Chan dediğime uyup yatağa uzandı. Üstüne de örtüyü çekip duvardan tarafa dönerek uyudu.

Canım aşırı sıkıldı. Telefonu elime alıp sosyal medyada dolaştım. Sonra ondan da canım sıkıldı. Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Yavaş yavaş güneşin ışıkları görünür hale geldi. Saatin kaç olduğunu bile fark etmemişim.

Kapı aniden çalınca irkilip silaha elimi uzattım. Kapının deliğinden baktım.

"Benim minho. "

Kapıyı açıp ne oldu dercesine ona baktım.

"Günaydın. Size kiyafet getirdim. Yukarıdan emir geldi. Sanırım adamlae bizi araştırıyor. Arabanın plakasını da gördüler. Ne kadar araba değiştirsek de. Bir gün daha burdayız. "

"Ne zaman gideriz? "

"Bilmiyorum. Ama yarın gider gibiyiz. İki saate kahvaltıya inin. " Elinden kıyafetleri alıp koltuğun üstüne bıraktım. Hala baksırla odada dolaştığını fark ettim. O kadar aklım uçmuş ki. Kıyafetlerin yanında bir tane de çanta verdi. Sanırım eşyalarımızı koymamız için. Aradan geçen iki saatte kafayı yerim sandım.

Chanı uyandırıp kıyafetleri verdim. İkimiz de sırayla duş alıp üstümüzü değiştirdik.  Minhonun dediği gibi aşağıya kahvaltıya indik. Herkesin gözleri kırmızı olmuş. İyi uyuyamadıklarına emin olmamı isterler gibi.

"Nasılsınız şimdi? " Dedim sandalyeye otururken.

"İyiyiz. " Mırıldı  şeklinde çıkan seslere inanmasam da kafamı salladım. Cidden acıkmışım. Kahvaltı bittikten sonra hemen odaya çıkıp jisungu çağırdım. O odaya gelene kadar kırk defa odayı turladım.

Sonunda kapı çaldığında önce delikten bakıp kapıyı açtım.

"Evet aklına takılan neymiş söyle bakalım. " Jisung kendini koltuğa bırakıp bacak bacak üstüne attı. Altında bir kot pantolon üstünde de uzun laciver bir sweat.

"Nereden bildin? " Dolanmayı bırakıp jisungun karşısına oturdum.

"Ben bilmez miyim? Aceleyle kahvaltıdan kalkıp beni çağırdın. Şuan gerginlikten bacaklarını sallıyorsun. Kahvaltıda da şüpheli şüpheli etrafa baktın sürekli. "

"Vayy iyi gözlemcisin. Evet aklıma yatmayan şeyler var. Mesela minho nasıl o anda hızlıca bizim yanımıza gelebildi. Karakolla arasında gene de bir mesafe var. Hadi evdeydi desek ne ara arabayı alıp geldi? Ne ara bunlardan haberi oldu? Minho sadece araştırma işine bakmıyor mu? Onun işi bilgisayarla. Ayrıca tak diye bizi otele getirip sabah kıyafet getirdi. Hem de bedenlerimize uygun denebilecek kadar. Emirler nasıl direkt ona geldi. Bu bölümün üstü ben değil miyim? Önce benim haberimin olması gerek. "

two detective one room / binchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin