"Şimdi sana her şeyi baştan anlatacağım. "
"Dinliyorum." Dedim ellerimi dizlerimin üstünde birleştirip.
" Aslında bu uzun zaman önce planlanan bir şeydi. En başından anlatmam gerekecek sanırım. Amir ve ben aslında bu işte beraber çalışıyoruz. Hatta bizimle çalışan birkaç kişi daha var. Bu dosya Size gelmeden önce zaten bilgilerin bazıları bizde vardı, ama tam detaylı bilgileri hiçbir şekilde öğrenemedik.Çünkü çok gizli bir şekilde çalışıyorlar. Biz de adamlarımızdan birini oraya sokmaya karar verdik . Ama eninde sonunda mutlaka yakalandılar. O yüzden amir benden rica etti .Ben de uzun zaman önce aralarına sadece satıcı olarak girdim ,zamanla güvenlerini kazandıktan sonra asker gibi rütbe rütbe yükselerek oranın patronu konumuna geldim.Tabii benden daha üst kişiler var .Onlara ulaşmak için seviyemi ve gücümü kullanmaya çalışıyorum. Siz geldiğiniz gün de yakalandığınızı duyar duymaz oradan kaçıp sizi kurtarmaya geldim. Çok fazla detay vermeyeceğim ,çok aklını bulandıracak. Aynı zamanda çok uzun. Kısacası amir ve ben bu işi zaten önceden planlamıştık. Yapmam gereken tek şey onların güvenini kazanmaktı.Şu anda da onların güvenlerini kazandım ,yani kazandığım umuyorum. Size söylemedik çünkü ne kadar fazla kişi bilirse planın suya düşme oranı o kadar fazlaydı. Amir özellikle bana size söylememenizi çünkü kendi başınıza buyruk olduğunuzdan bahsetti. Ben de size hiçbir şey çaktırmamaya , yakalanmamaya çalıştım. Ama zeki olduğunuzu unutmuşum ve yaramaz çocuklar olduğunuzu . Şimdi öğrendiğinize göre yapabileceğim bir şey yok. "
Şok içinde anlattıklarının bitmesink bekledim. Aslında aşırı derecede şok olmadım. Zaten beklediğim bir şeydi. Mino'nun kötü olmadığı her ihtimali aklımdan geçirdim. Şimdi bu bilgilerle ne yapacağımı bilmiyorum. Ellerimi izlemeye başladım. En azından şuan başka bir şeye odaklanmak istedim. Ama minho tam dibimde durduğundan odağım bozuldu. Çenemi eliyle yukarıya kaldırdı. Aynı o gün yaptığı gibi. İçin titredi ve midem kasıldı. Sanki oranın iğrenç kokusu tekrar burnuma geldi.
"Anladın mı? " Direkt gözlerimin içine bakarak konuştu. Sanki bir şeylerden emin olmak ister gibi.
"Evet anladım. "
"Anladıysan yemeğimizi yiyebiliriz. "
"Sen şaka mısın? "
"Yo değilim. Anlattım işte kötü olmadığımı. Yiyelim gitsin. Olasılıklarla kendimizi boğalım mı şimdi? "
Sanırım biraz haklı. Sürekli düşünüp durunca bir şey elde etmiyorsun zaten. O yüzden hazırladığı yemekleri masaya dizmeye başladım. Ona yardım ederken bir yandan içimden ufak ritimlerle şarkı mırıldandım. Yaptığı yemekler gerçekten güzel olmuş ,enfes kokuyorlar. Aslında çok da bir şey yapmamış . Kremalı makarna salata ve ne olduğunu bilmediğim bir et yemeği. Hepsini masaya dizdikten sonra karşılıklı bir şekilde oturduk. Yemeği hızlıca yemeye çalıştım, gerçekten çok acıkmıştım. Özellikle son birkaç günden beri fazla keyfim olmadığı için yemek yiyememiştim. Masada karşılıklı otururken birbirimize bakarak yemeğimizi yedik ve gerçekten konuşmadık . Sanki kafamda bazı şeylerle planlamam gerektiğini hissettim. Ama şu anda bunu es geçeceğim .Çünkü anı keyfini çıkartmak istiyorum . Benden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum, düşünmek de istemiyorum. Sadece beraber yemek yemenin tadını çıkaracağım.
Yemeği bitirdikten sonra salona geçtik. Koltuğa uzandığında o da ayaklarımın ucuna oturup ayaklarımı kendi bacağının üstüne koydu. Televizyondan saçma sapan bir program mı açıp izliyormuş gibi yapmaya başladık .Ama ikimiz de izlemediğine çok eminim . O bileklerimi yavaş yavaş masaj yaparken mayışmaya başladım. Telefondan gelen bildirimlere baktım. Changbin iyi olup olmadığıma dair birkaç mesaj yollamış onlara cevap verdikten sonra programı izlemeye devam ettim.
"Uykum geldi. "
"Fark ettim esneyip duruyorsun. Gözlerin yaşarmış. Gel uzan dizime. "
Bunu gerçekten söyledi mi?
Ayaklarımı üstünden çekip başımı dizine yasladım. O saçlarımı yavaş yavaş okşarken televizyonu izlemeye çalıştım. O kadar yorgun ve uykusuzum ki gözlerimin kapanmasına engel olamadım.
.
.
.
.
.Changbin
"Neredeymiş? " Dedi chan.
"Evdeymiş minho gelmiş. Şuan anlatamam yarın yüz yüze konuşuruz dedi. Bir boklar dönüyor ama neyse. "
Aslında burda da bir boklar dönüyor. Mesela benim chanın evinde ne işim var? O şuan masaya çerezleri koyarken ben neden film seçiyorum?
Cevabı çok basit. Olaylı geçen birkaç günde onunla fazla konuşamadığımız için beni evine davet etti. Beraber vakit geçirmeyi özlediğini söyledi. Ne yalan söyleyeyim ben de gerçekten özledim. O yüzden kabul ettim. İş çıkışında eve uğramadan onun evine gittim. Güzel bir akşam yemeği yedikten sonra film izlemeye karar verdik. Sanırım bugün burada kalacağım. Çünkü eve gidesim yok, gerçekten hiç yok.
"Seçtin mi? "
"Evet gel hadi. "
Elindeki cips tabağını da masaya bırakıp yanıma uzandı. Koltuğu açıp öyle uzandık üstüne aynı yatak gibi.
"Ama bu ilk izlediğimiz film. "
"Evet izlemeyelim mi? "
"Hayır izleyelim. " Sırıttığında gamzeleri meydana çıkıp içimde bir şeylerin uçuşmasını sağladı. Bu ilk izledigimiz film. İlk defa onu sinemaya götürmüştüm. Heyecandan ikimizin de eli ayağına dolaşmıştı. En arkalardan bir yer seçmiştim bilerek. Tek niyetim öpüşmek ve biraz da yiyişmekti. Filmin sonlarına doğru elimi bacağına atıp okşamaya başladım. Bunu fark ettiğinde bacaklarını kastı. Ama suratıma bakmadı. Utancı geçtiğinde bana doğru döndü. O kadar güzel güldü ki. Sinema salonu karanlık olmasına rağmen onun parladığını hissettim. Işıl ışıl baktı bana. İşte o anda bunun farklı olacağını hissettim. Çünkü lisede, akademide nerede olursa olsun tabiri caizse fuckboy olarak anılırdım. Benimle buluşmayı da bunun için kabul ettiğini sandım. O gün sinemadan çıktıktan sonra elini tuttum. Kimsenin elini adam akıllı tutmam. Ama onun elinin sıcaklığı içimi ısıttı sanki. İçimde eksik olan bir yerlere dokundu.
Bir ara sokağa geldiğimizde yapıştım dudağına nefessiz kalana kadar öptüm onu. Yanakları öyle güzel kızardı ki. Ah aklıma geldikçe fena oluyorum. O gün evine bıraktım onu. Öpmek ve elini tutmaktan başka hiç bir şey yapmadım. Arkadaşlarım akademiye geldiğimizde kesin sikiş hikayesi anlatırım sandılar. Bunları anlattığımda gerçekten şok oldular diyebilirim. Çünkü ben de şok oldum. Uzun bir süre dalga geçtiler benimle. Hatta yeni bir lakap bile taktılar. 'Aşık olan fuckboy'.Aşık gibi deli divane gezdim ortalıkta. Bir süre sonra gerçekten ona aşık olduğumu anladım.
"Ne düşünüyorsun changbin öyle derin derin? "
"Hiç sadece anılarım canlandı. " Onu kendime doğru çektim . Başını göğsüme yaslayıp çenemi başının üstüne koydum. Filmi ayrıldığımızdan beri otuz kez izlediğim için her sahnesini ezberledim artık. Kollarımla onu sıkı sıkı sardım. İçimde kocaman bir duygu bulutu dolaşıyor. Ağlamak istiyorum ama üzgün değilim. Tam mutlu da değilim. Ne hissettiğimi ben de bilemezken geceyi film izleyerek bitirdik. Onun yatağında ona sarılarak uyudum.
.
.
.
.
.Bu bolumu biraz aciklayici olsun biraz da gecmisleri hakkinda fikriniz olsun diye koydum
İyi geceler muahhhhhhh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two detective one room / binchan
Fanfictionbirbirinden haz etmeyen iki dedektif aynı davaya bakmak zorunda kalır