dokuzuncu bölüm | fotoğraf

203 21 35
                                    

Elimdeki toz bezini deterjanlı suyla dolu kovaya batırıp çıkarttıktan sonra sertçe sıktım. Dedemin salonunun tozunu alırken yengemin, "Ay vallahi belim ayrıldı!" nidası ile gülümsemeden edememiştim. "Ay ne nazik bünyen varmış senin de. Bilseydim tek başıma gelirdim. Bütün gün söylenip durdun!"

Yengem kendini salondaki koltuğa attığında ben vitrini silmeye devam ettim.

"Çok halsiz hissediyorum kendimi ya. Yoksa biliyorsun. Ses etmem normalde."

Yengeme olumlu anlamda başımı salladım. "Tamam canım, tamam. Dinlen sen. Ben hallederim kalanını. Abim de bitirmiştir yemek yapmayı. Dedem onları alıp yanımıza gelir zaten birazdan."

Vitrinin en alt çekmecesini açtığımda, çekmecenin içini temizlemek için her şeyi boşaltırken gözüme bir fotoğraf albümü çarptı. Dedemin vitrinini defalarca açıp kapatmıştım ama bunu ilk kez gördüğüme emindim. Fotoğraf albümünü elime alıp yengemin yanına gittiğimde, "Bunu daha önce gördün mü?" diye sordum. Yengem koltukta bana yer açtığında yanına oturdum. Yengem albümü eline aldığında önüne ve arkasına merakla baktı. "Yok, görmedim. Yeni bir şey gibi de durmuyor."

Haklıydı. Oldukça eski bir şey gibi duruyordu. "İçini açsak mı? Çok merak ettim." Yengeme beklentiyle baktığımda onun da benim gibi merak ettiğini fark ettim. "Ayıp olmaz mı?" Bilmiyorum dercesine dudağımı büktüm. "Gizli bir şey olsa vitrinde bırakmazdı ki dedem. Bırakır mıydı?"

Yengem neşeyle, "Kız belki eski sevgilisinin fotoğraflarını falan saklıyordur," dediğinde istemsizce gülümsedim. "Dedem karısından başka kimsenin fotoğrafını saklamaz canım."

Yengem en sonunda sabırsızlıkla, "Hadi, dedem gelmeden açıp bakalım. Bir fotoğraf albümünden en fazla ne çıkabilir ki?" dediğinde, derin bir nefes alıp yengemin elindeki albümü aldım ve kapağını açtım.

İlk fotoğraf bir aile fotoğrafıydı. Annem, babam ve abim vardı. Annem hamileydi. Annem bir sandalyede oturuyor, abim ayak ucunda babam ise arkasında ayakta duruyordu. Yengem, "Oy kocam benim... Ne güzel bir çocukmuş!" dediğinde gülümsedim. Bu bizim belki de ilk aile fotoğrafımızdı.

Daha sonra sayfaların arasında dedemin askerlik fotoğrafları, birkaç aile fotoğrafı daha vardı. En son sayfada ise bazılarını tanımadığımız insanlardan oluşan bir fotoğraf vardı.

Yengem, "Aaa! Yasemin teyze ve Kerim amca değil mi?" diye sorduğunda, başımı cevaben olumlu anlamda salladım. Yasemin teyze, Kerim amca ve yanlarında bir adam ile bir kadın vardı. "Evet ama yanlarındaki kim bilmiyorum."

"Ay Leyla... Yasemin teyzenin yanındaki kadın ne kadar da sana benziyor. Fark ettin mi?"

Yengemin sorusu ile fotoğraftaki yabancı kadını incelemeye başladım. Aşağı yukarı benim şu an olduğum yaşlarda olmalıydı. Fotoğrafın en genci o gibi duruyordu. Siması beni oldukça andırıyordu. Yengem demese bana benzediğini asla fark etmeyeceğim kadın cidden de bana benziyordu. Bu kadın kimdi acaba?

Hayretle, "Evet, gerçekten de benziyor," dedim ve ardından ekledim. "İnsanlar çift yaratılıyor galiba cidden de."

Yengem fotoğrafı incelerken, "Adamla kadın çift galiba... Ama adam kadından büyük duruyor," dediğinde bu kez de adamı incelemeye başladım. Cidden de adam kadından büyük duruyordu. Kerim amcanın yaşlarında gibiydi. Oldukça karizmatik bir adamdı. Bana benzeyen yabancı kadına bakıyordu. Yengeme dönüp, "Kadına ne kadar aşık bakıyor fark ettin mi?" diye sorduğumda yengem olumlu anlamda başını salladı. "Evet, evet... Bunlar kim acaba? Fotoğrafın fotoğrafını çeksene kız. Yasemin teyzeye sorarız."

Yengeme kuşkuyla baktım. "Ayıp olmaz mı ya? Zaten dedemin albümü kurcaladık. Bir de kurcaladığımızı mı ortaya çıkartalım?" Yengem umursamaz bir halde omuzunu silkti. "Ay ne olacak Leyla? Sizin fotoğrafınızı bulduk, deriz. O da söyler zaten, bu da bilmem kim, diye. Çek sen, çek."

Leyla ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin