altıncı bölüm | mektepli

235 20 62
                                    

"Leyla, abiciğim hadi okula geç kalacaksın!"

Abimin sesi ile gözlerimi araladığımda yatağımda bulunduğum pozisyonu bozmadan biraz gerindim.

Okulum başlamıştı. Artık günlerimin tamamının evde geçmemesi bana daha iyi geliyordu.

Hızlıca telefonumu elime aldığımda Yusuf abiden bir mesaj geldiğini görünce gülümsememe engel olamadım.

Sahilde yaşadığımız o güzel andan beri bir buçuk hafta geçmişti. Yusuf abi işe girmişti hatta ona bir araç bile tahsis etmişlerdi. O da son dört gündür açılan okulumla birlikte sabahları beni okula götürüyor ardından işe gidiyordu.

Yusuf abi abimi, "Benim zaten yolumun üstü sabah sabah otobüslerle uğraşmasın ben götürürüm Leyla'yı," diyerek ikna etmişti.

Yusuf Abi: "Günaydın Leyla, uyandın mı?"

Ekrana gülümseyerek bakarken istemsizce alt dudağımı ısırdım.

Yusuf abi benden bir şey saklıyordu. Daha doğrusu o sarhoş olduğumuz gece bir şey olmuştu ama ben bir türlü hatırlayamıyordum. Uyuyup uyandığımda bütün gece kafamdan silinip gitmiş gibiydi. Yusuf abi de ara ara yokluyordu ama beynim bana mısın demiyordu.

"Günaydın Yusuf abi, uyandım uyandım. Yarım saate hazır olurum ben. Acelen varsa ben otobüsle geçerim bekleme sen beni."

Yatağımdan hızla çıktığımda dolabımın karşısına geçip ne giyeceğimi düşündüm. Yusuf abi beni okula bırakmaya başladığından beri, daha doğrusu o geceden beri, ne giyeceğime bile normalde olduğundan daha fazla özen gösteriyordum sanırım. Güzel gözükmek istiyordum. Her daim güzel olan Yusuf abi kadar güzel.

Dolabımdan kırmızı triko kazağımı çıkarttıktan sonra altına giymek için siyah beyaz ve kırmızı renklerden oluşan ekose desenli mini eteğimi çıkarttım ve en sonunda da siyah ince külotlu çorabımı çıkarttım ve hızlıca giyinmeye başladım.

Kararımı o kadar hızlı vermiştim ki muhtemelen bir dakika bile sürmemişti. Yusuf abinin geç kalıp bensiz gitme ihtimaliyle, yani bu sabah Yusuf abiyi görmemem ve akşama kadar görmeyecek olma ihtimalimle karar sürecini elimden geldiğince hızlandırmıştım.

Odamı dolduran bildirim sesiyle birlikte gülümseyerek telefonumu elime aldım.

Yusuf Abi: "Seni almadan gideceğim öyle mi? Aklın alıyor mu bunu senin? Bak, ihtimaliyle tüylerim diken diken oldu. Sen istediğin gibi rahat rahat hazırlan. Bugün işe biraz geç gideceğim. Kahvaltı yapmak ister misin?"

Kendimi yatağımın üzerine attığımda telefonumu alıp göğsüme bastırdım. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi günlerdir. Mutluluktan yüzümdeki sırıtmayı silemiyordum. O kadar çok mutluydum ki...

Yusuf abinin varlığı, iyice hayatıma karışması, birlikte geçirdiğimiz zamanların artması mutluluğuma mutluluk katıyordu. Kendimi tamamlanmış hissediyordum.

Gülümseyerek telefonumu tekrar elime aldım ve Yusuf abiye cevap yazdım.

"Herkes sabahları kahvaltı yapmak ister."

Yusuf Abi: "Herkesin neyi isteyip istemediği umurumda değil, senin isteklerin ve sen umurumdasın. Sen ister misin? Benim için önemli olan o çilli."

Yusuf abinin cevabı ile gülümseyişim daha da büyümüştü. Abimin, "Leyla uyandın mı kız?" sorusuna cevaben aşağıya ulaşması için yüksek sesle seslendim. "Uyandım yahu! Vallahi uyandım!" Abime cevap verdikten sonra Yusuf abiye mesaj yazdım.

Leyla ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin