Üzerimdeki kırmızı elbisemin eteklerini düzeltirken aynada kendime baktım.
Yanaklarım al al olmuştu. Vücudum heyecandan tenime allık sürmeme gerek kalmayacak kadar kan pompalıyordu.
Yusuf'un dediğini yapmıştım. Belki o söylediğini sarhoşluğunun etkisiyle hatırlamıyordu bile ama ben yine de söylediğini yapmıştım.
Kırmızı elbisem ile Şile'ye gitmek için hazır bekliyordum.
Telefonumun sesiyle heyecanla telefonumu elime aldım. Ekranda beliren Kerem'in ismiyle hayal kırıklığına uğrasam da bekletmeden aramasını cevapladım.
"Selamlar tatlım," diyen Kerem'in coşkusuyla istemsizce ben de tebessüm ettim. "Sana da selamlar tatlım."
Kerem, "On beş dakika içerisinde haftasonunu bizimle geçirmek üzere hazırlanmış olabilir misin? Süren başladı," dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne, ne alaka, nasıl, nereye, kiminle?"
Kerem derin bir nefes aldı. "Amma soru sordun ya. Hep beraber olacağız işte. Sen, ben, Nergis, abin, yengen..." Derin bir iç çektim. "O kadar mı?"
Telefonun ucundan birkaç saniye sessizlik ardından, göğsümden göğe bir pencere açan o sesi duydum.
"Bir de ben varım. İstersen tabii..."
Yusuf'un sesi ile gülümsedim. Sözünü tutmuştu, unutmamıştı.
"İsterim..." dedikten sonra, beynimin içinde Nergis'in sesi çınladı. Bir yerlerde şu an bana taktik yaptırıyor olabilirdi. "Fark etmez yani."
Umarım Nergis'i tatmin edecek bir cevaptır diye düşünürken bir yandan da telefonumu omuzum ile kulağımın arasına sıkıştırıp sırt çantamın içine birkaç kıyafet koymaya başladım.
Çekmecemde kırmızı bikinim gözüme çarpınca onu elime alıp, "Denize girer miyiz?" diye sordum. Telefonun ucundan sorumu cevaplayan Kerem'di. "Valla niyetim denize girmek. Hatta sana şöyle söyleyeyim babam sponsorluğunda yüksek bütçeli bir hafta sonu planladım. O yüzden her şeye hazırlıklı ol."
"Her şey çok geniş bir beyan ya. Abiye elbise giymem gerekir mi?"
Kerem'in kahkahası ile ben de gülümsedim. "Yok, parmak arası terlik giy yeter. Şimdi biz Yusuf kardeşimle birlikte alışveriş yapacağız. Nergis'le sen hazırlanınca sizi alırız tamam mı? Abinle yengen de iki saat sonra abin işten çıkınca arkamızdan gelecekler. Fatih oyun oynuyormuş, turnuvası varmış. O da turnuvasını bitirip abinlerle gelecek."
"O zaman niye on beş dakika içinde hazır ol diye gerilim yaratıyorsun?"
Sırt çantamın içerisine kot şortumu da katlayıp koyarken boynumun yavaş yavaş tutulmaya başladığını hissetsem de bozuntuya vermedim.
"Senin elini ayağını birbirine dolamak istiyor işte güzelim. Derdi gücü bizimle uğraşmak. Sabahtan beri bana neler etti bir bilsen?"
Yusuf'un bana güzelim demesinin ardından heyecandan elim ayağım iyice birbirine dolanmıştı. Telefonumu sıkıştırdığım omuzumdan düşürdüm.
"Leyla? Orada mısın? Ne oldu öyle paldır küldür?"
Hızlıca yatağımın altına düşen telefonumu almaya çalışırken, iyice arkaya doğru gitmesine sebep olmuştum.
"Yusuuuf," dedim, çaresizlikle. Beni hızlıca, "Efendim güzelim?" diyerek cevapladı.
"Telefonumu kulağımdan düşürdüm. Yatağımın altına girdi. Almaya çalışırken de daha beter arkaya kaçtı. Alamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Çıkmazı
Novela Juvenil"Bir insan ömrünün sonuna kadar bir çok kez sevebilir, sevilebilir hatta aşklar yaşayabilir belki ama benim seni yaşadığım gibi yaşayamaz. Ben seni yaşıyorum Leyla. Sen benim kanıma karışıyorsun, damarlarımdan akıyorsun. Ciğerlerime doluyorsun sen b...