Gökyüzü kararmaya yaklaşırken, Leyla Çıkmazı şimdiden kainatın en güzel turuncusuna bürünmüştü bile.
Perdelerini örtmeyi adet edinmeyen Leyla Çıkmazı'nın haneleri gibi benim evimde perdelerini sonuna dek açmış, akşamın turuncusunu tüm misafirperverliğiyle kucaklıyordu.
Evimin duvarlarını bir bebek kokusu sarıp sarmalamış, mis gibi kokan duvarlar o bebeğin şen kahkahaları ile şakıyordu. Evim uzun zaman sonra ilk kez bu kadar huzurluydu belki de.
Babam kanepenin başında uyukluyorken, babamın ayak ucunda oturan annem onun üzerini ince bir battaniye ile örtüyorken, yan koltukta abim yengem ve güzel evlatları beraber sarmaş dolaşken, belki de uzun ayların ardından ilk kez evimiz böylesine sakin ve huzurlu bir ana tanık oluyordu.
Huzurla derin bir nefes aldım. Bu huzurun bozulmaması için içimden dualar etmeyi ihmal etmeden uzun uzun derin nefesler aldım.
Üç koltuk vardı salonumuzda. Birinde annem ve babam beraberdi, diğerinde ise abim ve yengem. Ben ise üçüncü koltukta oturmuş karşımdaki iki aileyi izliyordum. Dizlerimi kendime doğru çektim.
"Keşke dedem de olsaydı," diye mırıldandım kendi kendime. "Dedemle aynı evde olmayı çok özledim." Abim mırıldanışımı duymuş olacak ki, kucağındaki Ege'yle birlikte yana kaydı ve elini usulca koltuğa vurdu. Hevesle gülümseyerek abimin benim için açtığı yere oturdum. Başımı abimin omuzuna yasladığımda düşündüm.
Ben hep böyle birilerinin koltuklarında bana açtığı yere mi oturacaktım yoksa bir başıma kendi koltuğumda mı oturacaktım? Bir gün benim koltuğum da bir ailenin koltuğu olacak mıydı?
Abim sırtımı sıvazlarken, "Bu akşam eğlenceden sonra dedeme geçelim mi? O da çok mutlu olur. Kalırız yanında biraz. İster misin?" diye sorduğunda olumlu anlamda başımı salladım. "Gidelim tabi. Çok güzel olur. Dimi yenge?" Yengem başını olumlu anlamda salladı ve gülümsedi. "Ay çok güzel olur tabi. Ege'de çok özledi büyük dedesini. Ben de çok özledim onunla olmayı. Çok seviyorum ya Kemal dedeyi."
Dedem çok enteresan bir adamdı. Dışarıdan baktığında dümdüz bir ihtiyar gibi dururdu ama içinde binbir hayat vardı dedemin. Gemilerde partilere katılan, liman liman dolaşan, bir sürü insan gören, bir sürü aşk ve kadın tanıyan, gençle genç yaşlıyla yaşlı olan, anlatacak ilgi çekici hikayeleri asla bitmeyen, biricik karısını aşk ve özlemle anmaktan bir an olsun vazgeçmeyen, keyifli, neşeli ve yaşamayı her ne olursa olsun oldukça seven biriydi.
Bana, anneme ve yengeme oldukça düşkündü. Onun bir oğlu olabilmişti ama hayat ona üç kız evlat vermişti. Hep öyle söylerdi. Bu yüzden de dedemle olmak, dedemle kalmak bize hep çok iyi gelirdi. Derdimizi biz söylemeden anlardı. Biz söylemeden bilirdi her şeyi, sezerdi.
Annem, babamı koltuktan kaldırıp salondan çıkartırken bize de eliyle uyuma işaret yaptığında kafamı olumlu anlamda salladım. Bunun meali, biz babanla uyuyacağız bizi kaldırırsınız, demekti.
Abime doğru dönerek yengeme, "Seversin tabi dedemi," dediğimde abim eliyle ağzımı kapattı. "Girme oralara sakın. İki gram karizmam var karımın gözünde onu da çizme sakın." Yengem hevesle abimin elini ağzımdan çektiğinde gülümseyerek koltukta yayıldım. "Nerelere girmeyecekmiş? Ay! Anlat bakayım görümcelerin en ballısı."
Abim ve dedemle yaşadığım, benim için her ne kadar hüzünlü olsa da abimin en komik ve garip anlar kategorisine koyduğu anlardan birini ilk kez yengeme anlatacak olmanın verdiği keyifle gülümsedim.
"Siz daha abimle sevgili bile değilken biz bir gün dedeme kalmaya gittik. Abimle dedem rakı içiyor ben de işte onların sohbetine eşlik ediyorum. Dedemin istediği kasetleri falan bulup kasetçalara koyuyorum hevesle. Neyse işte. Bir anda dedem abimin yüzüne baktı," Bir nefes almak için duraksadığımda yengem ve yengemin kopyası Ege'nin gözlerini bana dikerek merakla baktığını gördüm. Ege sanki anlattığım her şeyi anlamış ve devamını merak ediyormuş gibi bana bakıyordu. "Dedem bana bir Yıldız Tilbe kaseti çaldırdı. Hatta hangi şarkı olduğunu da hiç unutmam," dediğimde, abim keyifle araya girdi. "Git dersin gitmez ki, aşk laftan anlamaz kiii..." Olumlu anlamda başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leyla Çıkmazı
Genç Kurgu"Bir insan ömrünün sonuna kadar bir çok kez sevebilir, sevilebilir hatta aşklar yaşayabilir belki ama benim seni yaşadığım gibi yaşayamaz. Ben seni yaşıyorum Leyla. Sen benim kanıma karışıyorsun, damarlarımdan akıyorsun. Ciğerlerime doluyorsun sen b...