Siyah ve beyaz..
Evrenin dengesi. Karanlık ve aydınlık..Bu iki renk Dünya'nın dengesini sağladığı gibi aşkın dengesini de sağlar. Siyahlar ve beyazlar..
Her insanda bir renk bulunur ve zıt rengi biriyle dengeyi oluşturur.
Kimisi saf beyazdır, tertemiz..
Kimisi saf siyahtır, kirlerle, lekelerle dolu..
Kiminin beyazına siyahlar sıçrar dengeyi başlatır, kimininse siyahına beyazlar sıçrar dengeyi tamamlar..
Üstüne siyahın sıçramadığı beyazlar nadirdir Dünya'da..
Üstüne beyazın sıçramadığı siyahlar kadar..Peki ya..
Renkler birbirine karışır ve denge bozulursa?..Çalan müziğin ritmiyle yarı açık sırt dekoltesi sertçe duvarla buluştu ve ağzından zevk dolu bir inlemeyi serbest bıraktı.
Sarışın, çarptığı duvarın bedeninde yaşattığı acıyı umursamadan onu yakalarından tutup hızla kendine geri çektiğinde o da aynı hızla rujla kaplanmış dudakları aldı dudaklarının arasına.
Eli anında sık kalçaları bulmuştu.Vakit kaybetmeden dilini yolladı.Bu sırada ince parmaklar onun koyu saçlarına dalmış sertçe çekiştiriyordu.Aynı uyumla uzun sarı saçlara iri dövmeli parmaklarını geçirdi Jungkook.
Kız vajinasını sertçe penisine bastırıp ihtiyaçla sürtünürken bacaklarını ince ama kaslı bele dolamaya çalışıyordu.Jungkook bunu farkettiğinde iri kalçaları mini eteğin altından sertçe kavrayarak kucağına aldı.Bu sırada hırçınca öpüşmeye devam ediyorlardı.
JungKook'un iri parmakları, uzun sarı saçları, içinde gezindiği için, fazlasıyla dağıtmıştı. Dili, kızın boğazında özensizce turlar atarken kızı yasladığı duvardan çekip hızla merdivenlere yöneldi.
Kendisine ait olan bu eğlence mekanında her gece bir kız mutlaka o yatakta, JungKook'un altında, hayatı boyunca hiç yaşamadığı kadar mükemmel bir sex yaşardı. Ve o kızlardan biri olmak tamamen şans meselesiydi..
Bu kız da şimdi o şanslı kızlardan olduğunu düşünerek içinden sevinç çığlıkları atıyordu. Jeon JungKook onunla sevişiyordu.. Bu bir piyangodan fazlasıydı.Dövmeli onun dudaklarındaki tüm ruju hunharca emdikten sonra kendini kaldırmak için ön sevişmeyi başlatması gerektiğini düşündü.Ve bu dakikalarını alacak gibi duruyordu..
Hızla makyajla kaplanmış boyna doğru yöneldi.Hadi ama oraya da mı makyaj yapıyorlardı?! Bu kızların hangisi doğaldı?!
Ama şu anda bunu düşünecek vakti yoktu. Daha doğrusu umursamıyordu. Zira standartlarını karşılayacak bir kız bulamayacağını artık kabullenmiş ve artık yalnızca zevk almaya odaklanıyordu.
İnce dudaklarının arasına makyajla kaplanmış teni aldı. Sertçe ısırıp geri bıraktı. Fazla oyalanmıyordu.
Basamakları çıkarken ince dudakları büyük göğüslere doğru yol aldı. İşte buna bayılıyordu. O koca elastik topları ağzının içine alıp pembe uçlardan damlayan sıvıyı emmek hobileri arasında en başta olanlardan biriydi.
Dudaklarının arasına hapsettiği topların ucu dişlerine değdi. Hissettiği hazla kucağında duran kalçaları avuçlarının içinde daha fazla sıktı ve göğüs ucunu dişleri ile çekiştirdi.
Bu anlar, onun için sadece bir eğlence meselesi iken kız daha şimdiden zevkten bayılacak noktaya gelmişti bile. Hazla geriye attığı kafasından sarı saçları -göğüslerini ortaya çıkarmak için- beline kadar inmiş elbisesinden sırtına dökülüyor aciz iniltileriyle ağlar derecede yalvarıyordu kucağında olduğu bedene. Hoş JungKook onu duyuyor muydu orası tartışılır..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Kuşağı
Fanfiction"𝐺𝑒𝑐𝑒𝑚𝑖 𝑟𝑒𝑛𝑘𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑙𝑒 𝑏𝑜𝑦𝑎𝑟𝑘𝑒𝑛 𝑏𝑒𝑛𝑑𝑒𝑛 𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑎𝑙𝑚𝑎𝑑ı𝑛.. 𝑆𝑒𝑛𝑖 𝑛𝑎𝑠ı𝑙 𝑐𝑒𝑧𝑎𝑙𝑎𝑛𝑑ı𝑟𝑚𝑎𝑚 𝑔𝑒𝑟𝑒𝑘 𝑏𝑖𝑙𝑚𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝐴𝑦 𝐾𝑢𝑠̧𝑎𝑔̆ı.." 𝑆𝑒𝑢𝑙'𝑢𝑛 𝑢̈𝑐𝑟𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑜̈𝑠̧𝑒𝑠𝑖𝑛𝑑𝑒 𝑒𝑔̆...