On & Off

91 9 15
                                    

Dün gece adını duydum
Biliyorsun ki bu aynı hisleri uyandırdı içimde
Bana evine geri döndüğünü söylediler
Dokunabileceğim kadar yakınsın, ancak bir o kadar da uzaksın
Sürekli merak ediyorum ne halde olduğunu
Sabahın ışığından gecenin kucaklaşmasına kadar sürekli merak ediyorum ne halde olduğunu
Dalgalar halinde hareket ediyoruz
Hiç ümitli değiliz kaderimizden

Çünkü biliyorum ki biz oldum olası böyleyiz
Akla gelebilecek her yolu denedik
Kâh küsüp kâh barışarak...
Ve farkındayım ki..
Birlikte geçirdiğimiz en iyi zamanlardan çok uzaktayız şimdi..
Aradan o kadar zaman geçti ve sen hiç aramadın
Eskiden çok yakındık öyle ki birbirimizin penceresinden bakardık dünyaya
Bir yolunu bulup beni içeri alacak mısın?
Aşık olmadan beni içeri al
Aşık olmadan
Başka birine...

Yüzünü son gördüğümde
Bakışlarının derinliğini hissettim
Kendimi bildim bileli gözlerine her baktığımda senin bir parçan olduğunu hissederdim.
Ama başka biriyle tanıştığında
Yitirdik birbirimizi ve konuşmadık bir daha
Bu karmaşık dansı bitirmeye çalışmadık
Kendimi kaybettim
Ancak farkındayım biz bundan ibaretiz işte
Akla gelebilecek her yolu denedik
Kâh küsüp kâh barışarak...
Ve farkındayım ki..
Birlikte geçirdiğimiz en iyi zamanlardan çok uzaktayız şimdi..
Aradan o kadar zaman geçti ve sen hiç aramadın
Eskiden çok yakındık öyle ki birbirimizin penceresinden bakardık dünyaya
Bir yolunu bulup beni içeri alacak mısın?
Aşık olmadan beni içeri al
Beni içeri al
Beni içeri al
Aşık olmadan beni içeri al
Aşık olmadan,
Başka birine..


"JungKook?"

Diye seslendi bir yüzüncü defa daha ve
derin bir nefes aldı ardından.

Neden buradaydı, neden bu haldeydi bilmiyordu. Ama dün onu defalarca arayıp da ulaşamadığı o işkence gibi saatler, hemen ertesi gece onu bu kapının önüne; onunla ilk seviştiği bu eve getirmişti.

Defalarca seslenmişti tabi ama gerçekten onu duyan herhangi bir varlık var mıydı?

Dışarıdan duyduğu köpek havlama sesleri, bir kaç metre öteden gelen cırcır böceklerinin şarkısı çevredeki ölüm sessizliğini süslemiş, bu sessizlik kulaklarına en sarsıcı çığlığını atıyordu sanki. Issız bir ormanda kaybolmuş, kurda kuşa yem olma korkusuyla evin yolunu arayan bir çocuğun yalnızlığı vardı atmosferinde.

Kimse yoksa JungKook neredeydi?
Buradan sonra mekana mı gitmeliydi? Ama saat epey geç olmuştu. Şimdiye dönmüş olması gerekmez miydi? Üstelik mekanda olsa bile bu neden telefonlarına cevap vermediğini açıklar mıydı?

Tekrar minik parmaklarını havaya kaldırdı ve zile bastı.
Zilin özensiz melodisi evin içinden kulaklarına ulaşırken bu zili duymamasının imkanı olmadığı tespitine varmıştı. Kendisi dışarıdan bile duyuyorsa içeriden birinin duymaması ancak sağır olmakla açıklanabilirdi.

Tekrar telefonunu cebinden çıkardı ve bildirimlerini açtı. Hayır..
Hiç bir cevap, tepki yoktu.
Bir anda sırra kadem basmıştı sanki dövmeli.

Kalp atışları sıklaştı, nefesi ağırlaştı. Kötüydü, çok kötüydü. Sesini bile duysa bir kez belki daha iyi olabilirdi ama hiç mi bir tepki olmazdı?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ay KuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin